Venedik Film Festivali’nde  1915’teki Ermeni meselesini ele alan ‘The Cut’ adlı film gösterimi öncesinde konuşan yönetmen Fatih Akın “Sanat için ölmeye değer. Şimdiden tehditler aldım, ama bu konuya ağırlık vermek istemiyorum” dedi.

Şimdiden tehditler aldım

Türkiye’de daha gösterime girmeden aşırı milliyetçi bazı grupların tehdidiyle karşılaşan ‘The Cut/Kesik’ filminin dünya prömiyeri, Venedik Film Festivali’nde yapıldı. 1915 olayları sırasında iki kızıyla bağlantısı kopan Ermeni bir demirci ustasının öyküsünü anlatan filmin gösterimi öncesi yönetmen Fatih Akın, senaryo ortağı Mardik Martin ve filmin oyuncuları Tahar Rahim, Lara Heller, Simon Abkarian, Hindi Zahra ile Makram Khoury bir basın toplantısı düzenledi. Agos gazetesine yaptığı açıklamaların ardından aldığı tehditler ile ilgili olarak Akın, “Sanat için ölmeye değer. Filmin yol açacağı tüm bu polemiklere hazır olmak için 7-8 yılımı verdim ve şimdi buna hazırım. Sadece şunu söyleyebilirim: şimdiden tehditler aldım, ama bu konuya ağırlık vermek istemiyorum” diye konuştu.

ERMENİ KAHRAMAN KABUL GÖRMEZ!
5 ülkede 15 milyon auro’luk bir bütçeyle çekilen filminde Ermeni soykırımı ile Amerikan yerlilerine yönelik soykırımı nasıl harmanladığı sorulan Akın, “Türklerin, bir Ermeni kahraman hakkındaki filmi sindiremeyeceğini çok iyi biliyorum. Bu nedenle onlarla bir empati yaratmak için yerlilerin soykırımını da ekledim” dedi.

Fransız-Cezayirli oyuncu Tahar Rahim’in canlandırdığı, iki kızını bulmak için Halep’ten Havana’ya, Kuzey Dakota’ya yollara düşen Ermeni demirci Nazaret karakterini de değerlendiren Akın, “Sadece ülkelerarası fiziki bir yolculuk değil, karakterin ruhunda gezintiyi de sevdim...” dedi.

Akın, Cannes Film Festivali’ne kabul edilmeme nedeni olarak gösterilen, filmini İngilizce çekmesine ilişkin ise şu açıklamayı yaptı:

“Ben hip hop kültürüyle büyüdüm. İngilizce tercihi pazarlama maksatlı yapılmadı. Ben bir sanatçıyım ve yönettiğim şeyi kontrol edebilmeliyim, diyaloglar da dahil. Oyuncularımı yönettiğimde, bir dil koçunun gidip onların aksanlarını düzeltmesini istemiyorum. 2001 yılında Solino adlı İtalyanca bir film çektim, ne kadar daha beter olduğunu bilmiyorsunuz. Ben bu deneyimi tekrar etmek istemedim. Bertolucci Son İmparator’u ve Polanski de Pianist’i İngilizce çekti.''