Ayvalık Film Festivali’nin biletleri satışa çıktı. Festivalin direktörü Azize Tan, “Sinema etrafında bir araya gelmek, yaşadığımız sosyal, ekonomik, politik tüm zorluklara rağmen bir arada durabileceğimizi gösteriyor” dedi.

Sinemayla umut ekiyoruz
Fotoğraf: Yücel Kurşun

Işıl ÇALIŞKAN

Yerli ve yabancı yapımları izleyiciyle buluşturacak Ayvalık Uluslararası Film Festivali için geri sayım başladı. 14-20 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek festivalin açılışı Ayvalık Belediyesi Büyük Park Amfitiyatro’da Todd Haynes imzalı ‘May December’ film gösterimiyle yapılacak.

Julianne Moore ve Natalie Portman’ın yer aldığı film, yirmi yıl önce basını meşgul eden bir skandalın, çekilecek bir film nedeniyle tekrar gündeme gelmesini konu alıyor. Festival, gösterimlerin yanı sıra film ekiplerinin katılımıyla gösterim sonrası söyleşilere, filmlerin temalarından hareketle düzenlenecek panellere ev sahipliği yapacak. Direktör Azize Tan ile festivali konuştuk.

Ayvalık Film Festivali’nin bu yılki açılış filmi Todd Haynes imzalı ‘May December’ olacak. Açılış filmi olarak seçilmesi festivalin seçkisine dair nasıl ipuçları veriyor? 

Bu yıl açılışta göstereceğimiz Bir Skandalın Peşinde/May December Todd Haynes’in bu yıl Cannes Film Festivali’nde yarışan son filmi. Başrollerde yönetmenin gözde oyuncusu Julianne Moore ile Natalie Portman var. Filmin taşıyıcıları onlar, zira filmin ana teması ‘oyunculuk’. Bu yıl “Sinema Yapmaya Çalışırken” adlı bir bölümümüz var. Michel Gondry, Nanni Moretti, Jafar Panahi gibi yönetmenlerin hepsinin sinema yaparken yaşanan çeşitli zorluklar ve üretim süreci üzerine filmleri var programda. Todd Haynes’in filmi de bu bölümde gösterilecek. Bir oyuncunun gerçek bir kişiyi canlandırmak için onunla vakit geçirmesini ve aralarında gelişen ilişkinin beklenmeyen olayları tetiklemesini anlatıyor film. Bu arada “Sinemanın Malzemesi” başlıklı iki konuşmamız olacak. Çiçek Kahraman da kurgucunun malzemesiyle olan ilişkisi üzerine konuşacak. Tilbe Saran da oyuncunun malzemesi nedir ve rolüne nasıl hazırlanır teması üzerinden konuşacak. Tilbe Saran’ın konuşmasıyla bağlantılı da bir film var programımızda: Benoît Jacquot’nun yönettiği, İsabelle Huppert ve Fabrice Luchini’nin başrolünde olduğu Ezbere. Filmde bir tiyatro oyuncusunun sahneye çıkmadan önceki gerginliği, role hazırlanması, metni söylemek için değişik yöntemler denemesi duygularla ilgili olduğu kadar teknik, teknik olduğu kadar ezberle ilgili bir süreç. Bu kendine özgü sinemasal deneme sahne arkasında oyuncuların yaşadığı sürecin hem teknik hem de ‘kalbî’ bir deneyim olduğunu, belki de ikisinin birbirinden ayrılamayacağını düşündürüyor.

Gördüğünüz gibi filmdeki filmler arasında böyle tematik eşleşmeleri festivalde vurgulamayı seviyoruz.

Bu yılki festivalde politik başyapıtların yaratıcısı Ken Loach'un son filmi 'Umudunu Kaybetme' de gösterilecek. İktidarın baskılarının sanat ve sanatçılar üzerinde hız kesmeden sürdüğü bu günlerde ‘Umudunu Kaybetme’nin gösteriminin nasıl bir anlamı var?

Ken Loach çok sevdiğim bir yönetmen. Tüm zorluklara rağmen mücadele umudunu kaybetmeyen biri. Gerçi son filmlerinde umutsuzluk daha fazla hissedilir oldu ama her zaman dayanışmaya olan inancını vurgulayan filmler çekiyor. “Umudunu Kaybetme”de tüm önyargılara rağmen aralarında beklenmedik bir dostluk doğan iki kişi arasındaki ilişki üzerinden sisteme karşı tek mücadele şansının insanların el ele vermesi olduğunu vurguluyor. Biz de Ayvalık’ta festivali tam bir dayanışma ruhuyla gerçekleştiriyoruz. Yerel yönetim, Ayvalıklılar, esnaf el ele vererek ortaya güzel bir iş çıkartmaya çalışıyoruz. Ne zaman başımız sıkışsa yardım eden biri çıkıyor. Gösterdiğimiz filmler, düzenlenen konuşmalar çerçevesinde sinema etrafında bir araya gelmek, yaşadığımız sosyal, ekonomik, politik tüm zorluklara rağmen bir arada durabileceğimizi gösteriyor. Tüm dünya çok zorlu bir dönemden geçiyor. Seyrettiğimiz filmlerde hissettiğimiz umutsuzluk duygusunda yalnız olmadığımızı görüyoruz.

Azize Tan

Bu yılki seçkide geçen yıllardan farklı olarak katılımcıları neler bekliyor?

Her yıl olduğu gibi son bir yılın en çok konuşulan, ödüllü filmlerinin yanı sıra sinema klasiklerinden örneklere de yer veriyoruz. Bu yıl biraz daha fazla mekânımız var, daha fazla film gösteriyoruz. Sanat Fabrikası’nı yine kullanıyoruz. ASKEV Sera’da yoğun bir programımız olacak. En büyük yenilik 17 Eylül Pazar günü yapacağımız Seyir Çocuk Günü. Saat 12.00’den 22.00’ye kadar tüm gün ücretsiz baskı, boyama, arkeoloji, animasyon atölyeleri; masal, konser ve film gösterimleri yapılacak. Mekânımız Sabancı Üniversitesi Küçükköy Yaratıcı Teknolojiler Atölyesi. Çocukların yanı sıra pedagog İnci Vural ve yazar ve psikiyatr Yankı Yazgan da “Sosyal Çevre ve Akran İlişkilerinin Ruh Sağlığına Etkisi” üzerine ebeveynlere yönelik bir konuşma yapacak. Günün sonunda Koca Adam filmini dublajlı olarak göstereceğiz. 24 Eylül’de de Urladam’da filmin gösterimi Koruncuk Vakfı’ndan çocukların katılımıyla İzmir’de gerçekleşecek. Ayrıca Diyarbakır Mordem Sanat işbirliğiyle Diyarbakır, Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraşta’da Koca Adam çocuklara ücretsiz olarak ulaştırılacak. Ayrıntılı bilgiye www.ayvalikff.org/cocuk adresinden ulaşılabilir.

Festivalin Ayvalık’ta düzenleniyor olması neden önemli?

Ayvalık özellikle pandemi sonrası yoğun göç alan bir şehir. Pandemiden önce de sanata düşkün bir izleyici kitlesi yaşıyordu Ayvalık’ta ama burası giderek bir yazlık kasaba olmaktan çıkıp yaz kış canlı ve kültürel faaliyetlere ihtiyaç duyan bir şehre dönüşüyor. Tarihi, mimarisi ve mutfağıyla gelen konuklar için de oldukça cazip bir yer Ayvalık. Gelen yönetmenler buradaki seyirciden ve sorulan sorulardan çok etkileniyor. Bizim de hedefimiz Ayvalık’ın turistik yönünün ötesinde kültürel mirasını ön plana çıkartmak ve Ayvalık’ın farklı yönlerini göstermek. O yüzden Ayvalıklı sanatçıların işlerini afişlerimizde kullanıyoruz.

Festivalde bir de “Yeni Bir…” ödülü var. Türk sinemasında geleceğe bırakılacak özgün içerikler üretiliyor mu bugün?

Ödül, Türkiye’de sinema sektöründe çalışan yönetmen, yapımcı, kurgucu, senarist, görüntü yönetmeni, sanat yönetmeni, oyuncu ve benzeri dallarda üretim yapan ve kariyerlerinin başında olan isimlere destek olmak amacıyla veriliyor. Seyir Derneği ve Ayvalık Uluslararası Film Festivali Genç Sinema programıyla zaten sinema alanında hevesli üniversite öğrencilerini destekliyor. O yüzden ilk filmleriyle dikkat çeken isimlere verilen bu ödül festivalin genel duruşunu da yansıtıyor. Ekonomik koşullar Türkiye’de sinema üretimini zorlaştırdı. O nedenle bu tip ödüllerin bu zor koşulları biraz kolaylaştırmasıı umuyoruz. Sponsorlarımızın çok değerli katkılarıyla.

Bu yılki programda “kaçırmayın” dediğiniz filmler neler?

Kısalar dahil toplamda 57 film gösteriyoruz. Tabii yukarıdak saydığımız yönetmenlerin yanı sıra Tràn Anh Hùng’un Cannes’da En İyi Yönetmen ödülünü kazandığı Şeflerin Aşkı, İlker Çatak’ın bu yıl Berlin’de gösterilen filmi Öğretmenler Odası, Rodrigo Moreno’nun Kabahatliler’i, Aki Kaurismaki’den Sararmış Yapraklar gibi filmleri sayabilirim. Yönetmeni Martijin de Jong’un da aramızda olacağı Vurgun Yemek ve yine yönetmeni Amjad al Rasheed’i Ayvalık’ta ağırlayacağımız Cannes’da gösterilen ilk Ürdün filmi olan İnşallah Erkek Olur da programda önerebileceğim filmler arasında.  

∗∗∗

ÇOCUKLARA ÖZEL SANAT ŞÖLENİ

Ayvalık Uluslararası Film Festivali kapsamında Sabancı Üniversitesi Küçükköy Yaratıcı Teknolojiler Atölyesi’nde Seyir Çocuk Günü düzenlenecek. Seyir Çocuk Günü programında yer alan baskı, boyama, arkeoloji, animasyon atölyeleri; masal dinletileri, konser ve film gösterimlerinin tümü ücretsiz gerçekleşecek, ayrıca ebeveynler için de özel etkinlikler olacak. Seyir Çocuk Günü, 17 Eylül Pazar günü saat 12.00’da atölyeler ile başlayacak, akşam 20.30’da film gösterimleriyle sona erecek.