Türkiye’nin güneyinde orman yangınları sürerken THK’ye ilişkin tartışmalar da gündemdeki yerini koruyor. Kurumun yangın söndürme uçaklarının 4 milyon dolarlık bakım-onarım maliyetini karşılamayan iktidarın Somali’ye bir kalemde 30 milyon dolarlık hibe vermesi kamuoyundan tepki çekti. Ancak bu ilk hibe değil. Son 6 yılda Somali’ye 117 milyon dolar hibe verildi, son 10 yıldaki yardımların toplamı ise 1 milyar doları aştı. Elbette tüm bunlar karşılıksız yapılmadı…

Somali’ye hibe ve yardımlar: Almadan vermek AKP’nin işi değil

UĞUR KOÇ

Türkiye’de orman yangınları sürerken Türk Hava Kurumu’nun elindeki yangın söndürme uçakları, 4 milyon dolar tutarında olduğu belirtilen bakım-onarım maliyetleri gerekçesiyle kullanılmıyor. Bu tartışmaların içinde Türkiye’den Somali’ye 30 milyon dolar hibe verilmesine dair anlaşmanın yayımlanması büyük tepki çekti. Ancak bu, Somali’ye yönelik ilk hibe kararı değil.

Somali, Sahraaltı Afrika’nın en yoksul ülkelerinden biri. 2019 yılı verilerine göre ülkenin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası 5,2 milyar dolar. Yaklaşık 16 milyon insanın yaşadığı ülkede kişi başına milli gelir 348 dolar seviyesinde.

Yoksulluk ve kuraklık nedeniyle birçok ülkeden Somali’ye yardımlar yapılıyor.

Türkiye, Somali ile ikili ilişkileri geliştirmeye başladığı 2011 yılından bugüne kadar ülkeye birçok kez yardımda bulundu. Son 6 yılda ise Somali ile 5 kez hibe anlaşması imzaladı.

Başkanlık sistemine geçmeden önce Bakanlar Kurulu kararı ile imzalanan iki hibe anlaşmasında Somali’ye toplamda 54 milyon dolar hibe sağlandı. 26 Mayıs 2016 tarihli anlaşma ile 24 milyon dolar, 4 Ağustos 2017 tarihli anlaşma ile ise 30 milyon dolar hibe söz konusu ülkeye verildi.

2017 yılında yapılan Anayasa referandumu ile geçilen başkanlık sisteminin ardından 2019’da ise hibe anlaşmaları bu kez Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tek başına imzası ile yayımlanmaya başlandı.

3 Ağustos 2019’da imzalanan anlaşma ile Somali’ye bir kez daha 30 milyon dolar hibe verildi.

2020’de ise hibe, Somali’nin Uluslararası Para Fonu’na (IMF) olan borcunun bir bölümüne karşılık aktarıldı. 5 Kasım 2020 tarihli ‘Milletlerarası Andlaşma’ ile Somali’ye, Türkiye’nin IMF ihtiyat hesaplarında biriken payından 2,3 milyon Özel Çekme Hakkı (SDR) tutarında (Yaklaşık 3,3 milyon dolar) nakit hibe verildi.

Son anlaşma ise 5 Ağustos 2021’de (bugün) yayımlandı. Erdoğan’ın imzası ile yayımlanan anlaşma kapsamında ülkeye 30 milyon dolar daha hibe aktarıldı.

Son anlaşma ile Türkiye’nin 2016’dan beri Somalİ’ye doğrudan nakdi desteği 117,3 milyon doları buldu.

YARDIMLAR TOPLAMDA 1 MİLYAR DOLARI BULDU

Ancak Türkiye’nin Somali’ye yönelik destekleri hibe anlaşmaları ile sınırlı değil.

Örneğin 2017 yılı Nisan ayında Somali’yi ziyaret eden Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Kızılay tarafından gönderilen 30 milyon dolar değerindeki araç ve ekipman yardımını Benadir Valiliği ve Mogadişu Belediyesine teslim etti.

Dışişleri Bakanlığı verilerine göre Türkiye’nin 2011’den bugüne hibe destekleri ve Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, AFAD, TİKA, Türk Kızılayı gibi kurumlar aracılığı ile Somali’ye yardım olarak aktardığı kaynak 1 milyar doları aştı.

Elbette Somali ile ikili ilişkiler yalnızca Türkiye’nin yardımları ile sınırlı değil. İki ülke arasında 2011’den beri gelişen ticari ilişkiler de mevcut.

Yine Dışişleri Bakanlığı’nın verilerine göre Somali ile 2020 yılı ticaret hacmi 280 milyon doları buldu. Bunun 275 milyon dolarını Türkiye’nin yaptığı ihracat oluşturuyor.

Türk şirketlerinin Somali’deki yatırımlarının toplam değeri 2020 yılında 100 milyon ABD dolarına ulaştı.

Türkiye’nin en büyük denizaşırı üssü de Somali’de bulunuyor. 2017’de açılan TURKSOM Askerî Eğitim Üssü’nde Türkiye, Somali Silahlı Kuvvetleri’ne subay ve astsubay düzeyinde eğitim veriyor.

SOMALİ’DEKİ TÜRK FİRMALAR ve HAKLARINDAKİ İDDİALAR

Somali’nin başkenti Mogadişu’daki Aden Adde Uluslararası Havalimanını ve Mogadişu Limanını halen Türk firmalar işletiyor.

Mogadişu Limanı’nın işletmesi 2014’ten bu yana Albayrak Grubu’nda. Yeni Şafak gazetesinin de sahibi Albayrak Grubu, Somali Liman ve Deniz Nakliyatı Bakanlığı’yla geçen yıl limanın 14 yıl boyunca işletilmesi ve geliştirilmesini içeren yeni bir anlaşma yaptı.

Ülkenin başkenti Mogadişu’daki Aden Adde Uluslararası Havalimanı’nın işletmesi de 2013’ten beri Türk şirketi Favori LLC’de. Şirketin bünyesinde olduğu Kozuva Şirketler Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Kozuva, 2019’daki yerel seçimlerde AKP’den Çekezköy belediye başkan adayı olmuştu.

Her iki firma hakkında da Somali’de bugüne kadar çeşitli iddialar gündeme geldi.

Somali hükümeti, 2013 yılı başında Aden Adde Uluslararası Havaalanı’nı işleten Dubai merkezli havacılık şirketi SKA ile sözleşmesini feshetti, devamında Favori LLC ile anlaşmaya vardı. Olay parlamentoda tartışma yaratırken ulaştırma komitesi başkanı Osman Adan Dhubow, SKA’nın sözleşmesinin iptalini “yasadışı” olarak nitelendirdi. Favori LLC’yi eleştiren haber yapan basın kuruluşu Shabelle de, polisin bu sebeple şirket binasına baskın yaptığını, gazetecileri dövdüğünü iddia etti. Polis ise iddialar ardından yaptığı açıklamada dayak olayına değinmezken devlete ait binadan tahliye emri nedeniyle baskının yapıldığını öne sürdü.

2013 yılında Somali basınında çıkan bir başka haberde ise Favori LLC’nin, ihaleyi kazanmak için Somali Başbakanı Abdi Farah Shirdon Saaid’in eşine rüşvet verdiği iddiası gündeme geldi. Favori LLC’nin o dönemki güvenlik sağlamakla sorumlu ortağı Ahmet Çetin, iddiaya karşılık “Bize karşı karalama kampanyası var. Bizim Türk firması olarak Somali’nin en büyük işlerinden birini almamızı hazmedemediler. Bu nedenle üzerimize suç atıyorlar, asılsız iddialarda bulunuyorlar” açıklaması yaptı.

Ahmet Çetin’in şirketi Çetin Group, Dışişleri Bakanı olarak görev yaptığı yıllarda Ahmet Davutoğlu’nun salhraaltı Afrika gezilerinin birçoğunda güvenliği sağlamıştı.

2015 yılında Amerika’nın Sesi’nde yer alan haberde de, Somali Sayıştay Başkanı Nur Farah Cumali’nin, Sayıştay’ın mali rapor talebini reddeden başkent Mogadişu’daki havaalanı ve limanını işleten iki Türk şirketini suçladığı aktarılıyor. Amerika’nın Sesi Somali Servisi’ne verdiği demeçte Cumali, bu iki şirketin çalışmalarını gizemli şekilde yürüttüğünü iddia ediyor. Cumali’ye göre, bu nedenle bu iki şirket Sayıştay’la işbirliğini reddetti.