Geçtiğimiz Cumartesi AKP Genel Başkanı Erdoğan Mersin’e geldi.

Gelmezden önce AKP’lilerin tantanası görülmeye değerdi.

Asılan afişler, yerel medyada atılan sloganlar ve Akdeniz Belediyesinin çabaları kenti gürültüye boğdu…

Teşrif zamanı geldi.

O ne! Erdoğan yok.

Alana bakıldı.

O ne! alanda kimse yok!

Saatler geçti. Alan Akdeniz Belediyesinin tüm çalışanları ve onlardan daha fazla polis memurlarıyla dolduruldu…

Tabii Cumhurbaşkanının olduğu yerde devletin polisi silah taşımıyordu! Bu ne korku!

***

Uzatmaya gerek yok!

Erdoğan’ın Mersin toplantısı tam bir fiyaskoydu!

Alanda coşkusuz, konuşulanları dinlemeyen zorla getirilmiş birkaç bin kişi ve salonda mutsuz partililer…

Sonuç;

Yapılmayan açılışlar, başarısız Akdeniz belediye başkanı Mustafa Gültak’a kızan, küsen çekip giden Erdoğan…

Ortada kalmış bürokratlar!

Kirletilmiş bir alan!

Çöken, gururları yok olan AKP’liler…

***

Kuzenim Ziya Angın’ı aniden kaybetmenin üzüntüsü içinde bu kötü, müsrif ve de saygısız orta oyununu seyretmek ülkem adına bana zül geldi!

Hoş Kılıçdaroğlu ve yeni CHP genel başkan A.adayları geldiğinde de CHP’liler bu kadar ilgisizdi…

***

AKP eriyor!

Ama Muhalefete olan güven de hala sıkıntılı.

Ne yazık ki iktidar olma umudu veremiyor!

Partilerin taşra örgütleri istenilen seviyede değil.

Toplumla yeterli ve doğru İletişim kuramıyorlar.

AKP’nin korkutmalarına kanan, bu nedenle eylem yapmaktan korkan bir konumdalar!

“Alanlara çıkılırsa kan dökülür” uydurmalarının etkisinde kalan Muhalefet yöneticileri, toplumun kabaran tepkisini frenlemekten başka bir şey yapmıyor!

Halkın sorunlarını unutturan bir siyaset biçimi muhalefete olan güveni sarsmış!

Mutsuz halk, şimdi de umutsuzluğa gömülmüş!

***

Bir şey yapmalı!

O bir şey öyle olmalı ki, sadece halkımız değil 7 düvel şaşırmalı!

Ses getirmeli!

Bugüne kadar yapılmayan yapılmalı!

Bahane bulmadan, ama demeden, koltuk sevdalıları olmadıklarını gösteren, yurttaşların gelecekleri için samimi olarak kendilerini feda eden, dürüst, yurtsever, erdemli insanlar gibi bir eylem yapmak lazım!

***

Bir yılı aşkın bir süredir ısrarla “Seçim İsteyen” muhalefete halk soruyor!

“Seçimi nasıl yaptıracaksınız??”

***

Sahi istenilen erken seçime nasıl ulaşılacak?

Değişen amorf rejimde anayasaya göre, Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimi aynı anda yapılır.

Seçim kararıysa normal 5 yıllık sürenin dışında;

Ya Cumhurbaşkanı kendini feshederse dolayısıyla Meclis’te feshedilmiş olacağından,

Ya da Meclis kendini feshetme kararı verirse, Cumhurbaşkanlığının da feshedilmiş olması nedeniyle 2 seçim birden erken yapılır!

Bu durumda erken seçim kararını verecek tek kişi Erdoğan’dır!!

***

Muhalefetin hileli referanduma meşruiyet kazandırdığı bu amorf rejim, Cumhurbaşkanına adalete uymayan bir hak daha vermiştir.

Anayasa derki;” Bir kimse iki dönemden fazla Cumhurbaşkanlığı yapamaz!”

Ancak, Cumhurbaşkanlığının İkinci dönemi bitmeden Meclis kendini feshetmişse, Üçüncü kez Cumhurbaşkanlığına aday olabilir!”

***

Erdoğan üçüncü kez aday olabilmemin zamanlamasını hazırlıyor!

Yani 2022 haziran ayından önce bir seçim yaparak tüm dünyanın gözünde anayasaya göre meşru bir Cumhurbaşkanı olmak istiyor!

Yani oyunu kendi istediği gibi, istediği zamanda oynamaya çalışıyor!

Bunu muhalefet bilmiyor mu?

***

Biliyor!

***

Uzun zamandır hazır olduğunu söyleyen muhalefet, Türkiye’nin çöküşünü durduracaklarını ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme döneceklerini iddiayla söylemelerine rağmen, seçim yapılmasını zorlayacak gerçek bir eylem içine girmedi!

Seçimi zorlamak lazım.

Erdoğan’ın değil, muhalefetin istediği bir zamanda seçim yaptırılmalı!

Erdoğan’ın oyunu ancak böyle bozulabilir!

***

Elde tek yol kaldı!

O da tüm dünyayla birlikte ülkeyi de şaşırtacak ve bir o kadar da Erdoğan’ı sıkıştırıp zorlayacak Sine-i Millet yöntemidir!

Halkın talebi, laik demokratik sosyal hukuk devletini yok eden tek adam rejiminin değiştirilmesidir!

Hiçbir yetkisi olmayan, ülke yönetimine katkı sunamayan mecliste kalmanın ne faydası var?

Muhalefetin meclisi boşaltması ülkenin çöküşünü durduracaktır!

***

Bazı koltuk sevdalıları “bu konuyu havuz medyası kaşıyor, boşatılan yerlere AKP gelecek” diyerek, muhalefete yakışmayan korkak ve yanıltıcı bir tavır sergiliyor.

Koltuklarını korumak adına halkı kandıracaklarını zannediyorlar ama bu söylem tutmuyor!

“Milletvekillerinin istifası ancak Meclis tarafından onaylanırsa kabul edilir” sözlerini gerekçe gösterenler, anayasal hak olan “istifanın” tek yanlı olduğunu ve bu siyasi karara meclisin onay vermemesinin mümkün olmayacağını çok iyi bilirler!

Ayrıca “meclisi boşaltırsak AKP bizim yerimize gelir” sözleri de bugüne kadar “biz seçime hazırız” diyenlerin aslında halkı oyaladıkları sonucunu doğurur...

Üstelik,” ülkeyi değil, bireysel çıkarlarını düşünüyorlar ve maaşlarını terk etmek zor geliyor” anlayışı çıkar!

***

Ülkenin geleceği için seçim isteyenlerin hiçbir bahanesi olamaz!!!

***

Akıllı lider, erken seçim için Erdoğan’a kasım ayına kadar süre tanır!

Seçim olmazsa meclisten çekilip halka döner!

Elindeki belediyelerle birlikte var gücüyle halka hizmet ederek iktidar olma yolunu açar!

Çıkış yolu budur!