Mimarlar Odası, yaptığı incelemelerin ardından hazırladığı raporu kamuoyuyla paylaştı. Hatalardan ders çıkarılarak tüm bileşenlerin dahil olduğu bir koordinasyonla sürecin ilerletilmesi gerektiği belirtildi.

Süreç birlikte yürütülmeli
Fotoğraf: AA

HABER MERKEZİ

Türk Mimar ve Mühendisleri Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı Mimarlar Odası deprem bölgesinde yaptığı incelemelerin ardından tespit ve değerlendirme raporunu açıkladı. Raporda yıkımın nedenleri tek tek sıralanırken gönüllü ekiplerin güvenlik sorunları nedeniyle sahadan çekildiği belirtildi.

11-16 Şubat 2023 tarihleri arasında, Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu tarafından oluşturulan heyet tarafından bölgede yerinde yapılan inceleme ve tespitler ışığında hazırlanan raporda çarpıcı tespit ve değerlendirmeler yer aldı.


Raporda, bölgede halen ortak yemekhane, sağlık ocağı, mobil tuvalet, banyo gibi donanımları olan geçici barınma alanlarına acil ihtiyaç olduğuna dikkat çekildi.

Mimarlar Odası, AFAD’ın ancak depremin dördüncü gününde aktif rol alabildiğine dikkat çekti. Güvenlik sorununa dikkat çekilen raporda, Antakya ve Samandağ’da gönüllü ekiplerin kademeli olarak sahadan çekildiği belirtildi.

TOKİ NEYE GÖRE PLANLIYOR?

İzmir ve Elazığ depremlerinin ardından yapılan konut sayıları hatırlatılan raporda, “TOKİ eliyle üretilecek konutlara dair planlama, yer seçimi, konut sayısı ve altyapı çalışmalarına ilişkin hangi verilere dayalı olarak çalışma yapıldığı açıklanmamaktadır. 2003-2022 arasını kapsayan 20 yıllık süreçte TOKİ tarafından 1 milyon 170 bin konut inşa edilmiştir. Buna göre TOKİ yıllık 58 bin 500 konut üretebilmektedir” denildi.

Raporda yıkımın nedenleri özetle şöyle sıralandı:

•Afet verileri dikkate alınmaksızın yapılan imar planları ve plan tadilatları,

•İmar affı yoluyla kaçak yapılaşmanın teşvik edilmesi, imar kurallarına aykırı proje ve uygulamalar,

•Kaçak yapılar

•Tarım arazilerinin vetaşıma kapasitesi düşük zeminlerin yapılaşmaya açılması,

•Nitelikli mimarlık, mühendislik ve planlama hizmetlerinin yapı üretim ve denetim sürecinden dışlanması,

•Yüksek katlı yapılarla yapı yükünün artırılarak zemin-yapı ilişkisinin bozulması,

•Hatalı malzeme seçimi, işçilik ve uygulamalar,

•Düşük beton kalitesi,

•Yapıların giriş-zemin katlarında yer alan ticari fonksiyonlar (market, galeri, ofis vb işlevler) nedeniyle yapılan tadilatlar.

KOORDİNASYON NİTELİKLİ HALE GETİRİLMELİ

Deprem sonrası iyileşme sürecinde yapılması gerekenler ise şöyle sıralandı:

•Mimarlar Odası, TMMOB’ye bağlı ilgili meslek odaları ile yerel ve merkezi idarelerin; bölgeye yönelik inceleme ve çalışmalarını işbirliği ve koordinasyon içinde sürdürmesinin sağlanması,

•Bölgede yaşanan olumsuzluklar ve deneyimler dikkate alınarak afet yönetimi ve koordinasyonunun nitelikli hale getirilmesi,

•Geçmişte yaşanmış olan tüm afetlerin deneyim ve birikiminin, ilgili kuruluşların kurumsal hafızasının gelecek nesillere aktarılması için çalışmalar yürütülmesi,

•Bölgede toplumsal, sosyal yaşamın ve ekonomik faaliyetlerin sürdürülmesi için önlem alınması,

•Bölgede yer alan doğal çevrenin, Hatay Milleyha Kuş Cenneti ve çevresi başta olmak üzere, yıkılan yapıların yıkıntı ve atıklarından korunması.

***

Bir yılda kent inşa edilemez

Şehir Plancıları Odası, iktidarın depremde yıkılan şehirlerin bir yıl içerisinde yeniden inşa edileceği yönündeki açıklamasına tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, bir yılda belli sayıda bina yapılabileceği ancak kent inşasının mümkün olmadığı vurgulandı. Kent inşasının teknik olduğu kadar sosyolojik bir yanı olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Kültürü, kent kimliği, kentlilik bilinci, kentsel bellek gibi kavramlar kenti kent yapan temel kavramlardır. Toplumsal kimliğin oluşmasının da temel unsurlarıdır” ifadelerine yer verildi. Açıklamada şöyle dendi: “Kısa ve orta vadede nitelikli geçici barınma alanları kurgulanarak depremzede yurttaşların temel ihtiyaçlarının giderilmesi, yüzyıllar boyunca yaşayacağımız kentlerin aceleye getirilmeden, akılla, bilimle yeniden ayağa kaldırılmasıdır.”