Durumun kötü olduğu konusunda hemfikiriz. Tutacaklar Taliban’ın sakalından alaşağı edecekler. Tarihin akışı böyle. Er ya da geç olacak. Afganistan kadınlarla kazanacak. Bizdeki nasyonal sosyalist molla da şapşallığıyla kalmaya devam edecek

Taliban’ı Afganistanlı kadınlar def edecek

Mehmet Erdem

Durumun kötü olduğu konusunda hemfikiriz. O nasyonal sosyalist molla ne derse desin, Afganistan’da başta kadınlar olmak üzere insanlar elbette zor durumdalar. Farklı dönemlerde, farklı gerekçelerle küresel ya da bölgesel aktörlerin at koşturduğu bu talihsiz ülke yeni ancak çok sert bir dönemece girdi. Tabii zorluk sadece Afganlılar için değil, nasyonal sosyalist mollanın “ABD karşıtı”, “bağımsızlıkçı” sandığı Taliban için de kolay olmayacak işler. Bir kere 1996-2001 arasında, devlet bile olmayan ülkede iktidara geldiğinde işi kolaydı elbette. Egemen olduğu alanlarda sosyal hayatı düzenleyen, yapıp ettiklerine “ah ne kadar kötü” demenin dışında ses çıkarılmayan feodal gerici bir örgüt olarak, hesap vermek gibi bir kaygısı da yokken tabii kolaydı her şey.

Şimdi öyle mollanın sandığı gibi ABD ile kıyasıya savaşarak değil, anlaşarak (Doha görüşmelerine Sam amcanın elinden tutarak getirdiği bir gruptur bu arada Taliban) ellerine teslim edilen Afganistan’da bu sefer işi zor. Bir kere “ılımlı davranacağız” dedikten sonra, parçalı bir yapı olan örgüt içindeki birbirinden uğursuz kanatların tepkisini çekmek üzere. (O nedenle sonradan çark edip, kadınların hakları İslam çerçevesinde korunacak dedi zaten).

PENŞİR VADİSİ AYAKTA

Daha önce de İslam Emirliği ilan etmişti malum. O zaman tanınmak, bilinmek kaygısı yoktu. Şimdi var. Meşruiyet kazanmak için “incelmek” zorunda ilkel adam. Kaçarı yok. Neden? Kim iktidar olursa olsun emperyalizmin mali kurumlarından dünyanın parasını alıyor Afganistan da ondan. IMF şimdiden Afgan hesaplarına erişim yasağı koydu bile. AB’nin en büyük ülkesi Almanya “şeriat ilan ederse her yıl verdiğimiz yardımı keseriz” dedi. Uyuşturucudan, ülke içindeki uluslararası taşımacılığa ait kamyonlardan aldığı nakliye paralarından vs (aslında hayli yüksektir) gelen paralara rağmen bu dış yardıma ihtiyacı var Afganistan’ın. Taliban, dünyaya duyurmadan kadın katletmeye, muhalif kesmeye devam etse de dışa bağımlılığın getirdiği “esnek” adımları atmak zorunda. Eh, kimse inkâr edemez 20 yıldan bu yana, toplumun önemli yerlerinde söz sahibi olmuş kadınlar da var. Eğtimli bir gençlik de mevcut ki, Taliban’ın kolayca “eritebileceği” bir kesim değil. Penşir Vadisi’nde ciddi bir ayaklanma var, o ayaklanmaya ülkede cirit attıktan sonra def olup giden ülkelerden de destek yağacak, önünü alması zor Taliban’ın. Devlet yönetme deneyimi zaten yok. Devrilen Afgan yönetiminin memurlarıyla işi götürmek zorunda. Bunlar işinin kolay olmadığını gösteriyor. İktidarı eline alma (!) konusundaki hızına benzer bir hızla düşecek iktidardan. Yazın bir kenara. Bu kesin. Ha, içindeki kanatların sesini bastırıp da istemeye istemeye kendini “reforme” ederse ilkel adamın iktidardaki ömrü uzayabilir.

Ama Afgan kadınları da boş durmuyor. Artık, 20 yıl öncekinden farklı olarak, öncü kadınları var Afganistan’ın. Taliban’a boyun eğmeyecekler. Kabil’de üstelik başları açık halde, ellerinde “ulusal kimliklerine” sahip çıktıklarını gösterircesine Afgan bayrakları olan kadınlar bunlar. Yaptıkları o protesto Taliban’ın millet öncesi cemaatçi, kabileci toplum tarzına itirazdır bu, yabana atılamaz.

ACININ BİLEDİĞİ KADINLAR

Acının bilediği kadınlar Afgan kadınları. “Kaybedecekleri bir şeyleri olmadığına” inanmalarını gerektirecek çok şey yaşadılar. Zaten bu duygudur ki şimdi onları “kazanacak çok şeyimiz var” noktasına getirdi. Geri adım atmayacakları garantidir. Afganistan’daki emperyal ya da bölgesel güçlerin sağladıkları “düzen” içinde valilik, hâkimlik, polislik yapanlar da oldu. İşgalin de iyi tarafları var anlamında söylemiyorum bunu. Toplumda kendilerine verilen görevleri ne kadar iyi yaptıklarının örnekleri olmuştur bu görevler, o nedenle söylüyorum. Güçlerini öylesine ortaya koydular ki, yok edildiği ana kadar Afgan Meclisi’ndeki kadın sayısı ABD Kongresi’ndeki kadınlardan daha fazlaydı. Bu yüzden. İşgalciler de kadınlara dayanarak bir toplum oluşturmak istediler. Böyle bir yer edindiler ama “kadın hakları” temelli mücadelelerinde aynı güçler tarafından yalnız bırakıldılar.

Afgan hükümeti, kadın haklarının güvenilmez bir destekçisi oldu bu arada. Hatta bazen düşmanı da. Taliban’dan önce mecliste onca kadın varken hem eski Devlet Başkanı Hamid Karzai hem de korkak Başkan Eşref Gani kadın haklarını bir kenara attı. Her ikisi de, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 1325 sayılı Kararı’nda belirtildiği gibi, kadınların barış sürecine tam katılımına yönelik aktivistlerin taleplerini çoğunlukla geri çevirdi. Yani Afgan kadını sadece Taliban’a değil “modernite”nin kuklalarına karşı da mücadele etmek zorunda kaldı. Birkaç yıl önce o cesur Afgan feministleri Taliban ile hiçbir müzakere yapılmaması gerektiğini savunurken, Afganistan’ın yönetici “erkekleri” Taliban’la gayri resmi görüşmeler yapıyordu. Yüzlerce yiğit kadın var Afganistan’da. Bazılarının adlarını daha sık duyduk. Kavkaba Nevruzi’yi takim ediyorum; Gazne ilinin en kırsal ilçelerinde yaklaşık 18 yıl ebe olarak çalıştı. Hamile ya da hasta olduklarında klinikleri ziyaret etmelerine izin verilmeyen kadınlara ulaştı, Taliban bölgelerinde hem de. Çok kadının hayatını kurtardı. O Gazne ili ki Nevruzi’nin deyimiyle “kadınlar hayvan gibi satılır” erkekler arasında. Gittiği bir evde tedavi ettiği kadının erkek bireylerince Taliban’a verilmek de istendi bu yürekli kadın. Ama hiç yılmadı. Halime Saroor’u da bilmeniz lazım. Helmand eyaletinde kadın hakları için verdiği mücadele efsanedir. “Kadın başına” kalktı, 2016’dan 2017’ye kadar Afganistan’ın beş ilindeki kadın cezaevlerinin durumunu araştırdı, sorunları belirledi. Kadın Bakanlığı temsilcileriyle birlikte bunları çözmek için bir Ceza Kanunu Sistemi Politikası oluşturdu. O cezaevi soruşturma raporunu üç dilde yayınladı. Tüm illere, Kabil’deki üniversitelerin çoğuna, bakanlıklara, devlet dairelerine, birkaç ülkenin büyükelçiliklerine yolladı. Taliban durduramadı bu muhteşem kadını.

ER YA DA GEÇ OLACAK

Hasina Saifi Rastgaar bir avukat olarak müvekkilleri arasındaki kadınların hakları konusunda farkındalık yaratmaya odaklandı yıllarca. Kamile Saadat, Afgan kadınları için faaliyet gösteren El Sanatları ve Halı Dokuma Enstitüsü’nün Başkanı. Çeşitli nedenlerle eğitimlerinden mahrum kalan yoksul, yerinden edilmiş kadınların ekonomik büyümesini, refahını sağlamak için çalıştı. 13 yıldır sürdürüyor çabalarını. Nuriye Safi, Necibe Sadaat, Sara Seerat, Marziye Rüstemi, Akile Nawrozi, Zarqa Yaftali, Gül Makai Sultanzade, Geeta Seyid, Zehra Keramet, Arzu Nizam, Maria Raheen, Khawar Amiri, daha niceleri öncü kadınlarıdır Afganistan’ın.

Tutacaklar Taliban’ın sakalından alaşağı edecekler. Tarihin akışı böyle. Er ya da geç olacak. Afganistan kadınlarla kazanacak. Bizdeki nasyonal sosyalist molla da şapşallığıyla kalmaya devam edecek elbette.

Yakındır.