HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, ‘Aile ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Tasarısı’na şerh koydu: “Bu tasarı kadını güçlendirmiyor, kadına yönelik ayrımcılığı pekiştiriyor”

Tasarı eşitsizliği artırır

HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Meclis AB Uyum Komisyonu’nda görüşülen ‘Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Kanun Tasarısı’ hakkında muhalefet şerhi verdi. Kürkçü, “ailenin kutsallığı söylemiyle bezenen” bu tasarının özel istihdam büroları aracılığıyla işgücü piyasasının esnekleştirilmesiyle, iş ve işçi bulmanın piyasalaştırılmasıyla sonuçlanacağını vurguladı.

Tasarının kadın işçiler için esnek ve güvencesiz çalışmayı yaygınlaştırmayı amaçladığına dikkat çeken Kürkçü, muhalefet gerekçelerini şöyle sıraladı:

>> Tasarı hedeflerini nesnel toplumsal ihtiyaçlardan değil ideolojik önyargılardan türetiyor.
>> Tasarı kadını güçlendirmiyor, kadına yönelik ayrımcılığı pekiştiriyor.
>> Tasarı kadını istihdamda tutmaya hizmet etmiyor, istihdam dışına çıkarıyor.
>> Tasarı pratikte güvencesiz çalışmayı ve ev içi sömürüyü kırbaçlamaktadır.
>> Doğum nedeniyle ücretsiz izinde geçen sürenin kademe ilerlemesinde değerlendirilmesi işlevsizdir.
>> Doğuma bağlı yarı zamanlı çalışma ve farkın devlet tarafından karşılanması güvenceye alınmamıştır.
>> Kadınlara parasal doğum yardımı güvenceli sosyal politikayı ikame etmemektedir.
>> Kreşler tüm yurttaşlar için ulaşılabilir değildir.
>>Tasarı, kadınlardan başlayarak, tüm çalışma hayatını esnek ve güvencesiz kılıyor.


TABUTA ÇAKILAN SON ÇİVİ    
ILO’nun 183 sayılı Anneliğin Korunması Sözleşmesi’ndeki çekincenin kaldırılması gerektiğini de belirten Kürkçü, özel istihdam bürolarını ise ‘güvenceli çalışmanın tabutuna çakılan son çivi’ olarak tanımladı.
Kürkçü, komisyona verdiği şerh yazısında ayrıca şu ifadeleri kullandı: “Tasarının cinsiyet eşitsizliğini gidermek yerine, bu eşitsizliği derinleştirmeye hizmet edeceği açıktır. Devletin ve hükümetin baskıcı, şiddet içeren ve eşitsiz güç ilişkilerine dayalı aile yapısının korunmasını değil, ailenin demokratikleştirilmesini temel politika olarak benimsemesi gerekmektedir.”