Agrobay Seracılık’ta sendikaya üye oldukları için işten çıkartılan Tarım-Sen üyesi işçiler Ankara'ya ulaştı. “Tırnaksız bıraktığınız ellerimizle yakanızdayız” yazılı pankart taşıyan işçiler, “Saf klorla çalışıyorduk. Tırnaklarım döküldü. Bu benim tırnak hakkımdır. Hakkımızı almadan hiçbir yere gitmeyeceğim” dedi.

Tırnaksız bıraktığınız ellerimiz iki yakanızda

Havva GÜMÜŞKAYA

İzmir Bergama’da sendikaya üye olduktan sonra hiçbir hakları verilmeden işten çıkarılan Agrobay Seracılık işçileri, başlattıkları yürüyüşün sekizinci gününde Ankara'ya ulaştı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın önüne gelen işçiler, "Sendika haktır, engellenemez" sloganını attı, “Tırnaksız bıraktığınız ellerimizle yakanızdayız. Bizden çaldığınız her şeyi geri alacağız" yazılı pankartı taşıdı.

İşçiler, işyerinde sistematik baskıya maruz kaldıklarını, ağır işlerde eksik ekipmanlarla çalıştıklarını, maaşların düzensiz ödendiğini, iş kazalarının gizlendiğini ve bunlar karşısında sendikalaştıkları için işten çıkarıldıklarını söylüyor.

Kod 46 maddesiyle tazminatsız işten çıkarılan işçilerin mücadelesi 23 Ağustos 2023'ten bu yana verdiği sürüyor. 7 aylık süreçte yapılan hiçbir görüşmenin karşılık vermemesi üzerine işçiler, bu mücadeleyi Ankara’ya taşıdı. 18 Mart’ta yürüyüş başlayan çoğunluğu kadın işçiler, başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olmak üzere AKP, İYİ Parti ve CHP ile görüşmeler gerçekleştirdi.

Sendikalı olmaları nedeniyle işten atıldıkları için ilk önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önüne gelen işçiler, yaklaşık bir saatlik beklemenin ardından Bakan yardımcısı Faruk Özçelik’ten randevu alabildi.

EMEĞİMİZ KALDI

Uzun zamanı sigortasız olarak 18 yıldır Agrobay'da çalıştığını belirten 61 yaşındaki Naime Tekkahraman, emekliliğine 1,5 yıl kala sendikalı olduğu için işten atıldığını söyleyen Tekkahraman, “Saf klorla çalışıyorduk. Tırnaklarım döküldü. Bu benim tırnak hakkımdır. Hakkımızı almadan hiçbir yere gitmeyeceğim. 7 aydır, bizi kapının arkasına koydu. 7 aydır sürünüyoruz” diye konuştu.

14 yıldır Agrobay Seracılık'ta çalışan Şehriban Kapaklıkaya, “Biz buraya kavgaya, dövüşe gelmedik. Hakkımızı almaya geldik. Çözüm alana kadar buradan dönmüyoruz. Emeğimiz kaldı. Kimse sesimizi duymadı. Bizim gibi fakir fukaranın sesini kimse duymaz. Onlar zaten işçinin sırtından geçinirler. O patronlar bunca kişinin emeğini gasp ediyor. Sadaka değil bizim istediğimiz, sadece emeğimiz. Aylığımız, mesailerimiz kaldı” ifadelerini kullandı.

UTANÇ YÜRÜYÜŞÜDÜR

Tarım Sen Genel Başkanı Umut Kocagöz, ise çok temel hakların talep edildiğini belirterek şöyle konuştu: “Ağustos ayından kalan maaşları alabilmek, ihbar kıdem tazminatı gibi tazminat haklarının verilmesi gibi taleplerimiz var. Ayrıca Kod 46’nın değiştirilmesini istiyoruz. Bunlar 5 dakikada çözülebilecek taleplerdi. Ama bugüne kadar hiçbir şekilde muhatap alınmadık. Biz de muhatap bulmak için bu işyeri ile ilişkisi olduğunu gördüğümüz, siyasi parti temsilcileriyle görüşme yoluna gittik. İşçilerin mağduriyetlerini giderilmesini istedik ama bu da olmadı. İşletmenin önünde eylemler yaptık, gözaltına alındık, arkadaşlarımız darp edildi. Tüm baskılara rağmen hakkımızı aramaktan vazgeçmedik. İşçiler başından beri ‘sadaka değil hakkımızı istiyoruz’ diyor. Şunu gördük: Kimse bu meseleyi çözme noktasında inisiyatif göstermedi. Gerçekleştirdiğimiz bu yürüyüş, bir teşhir yürüyüşüdür. Bu yürüyüş bir utanç yürüyüşüdür. Bu sorunu çözememek, insanları mağdur etmek ülkenin utancıdır. Sonuna kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.”

RİCACI OLMAYA GELMEDİK

Sendikanın Örgütlenme Uzmanı Ayşe Büşra Yılmaz, 3 siyasi parti ile görüşmenin nedenini şu şeklide açıkladı:

“AKP’de Binali Yıldırım ile doğrudan görüşmek istiyoruz. Daha sonra İYİ Parti’den Sedat Aksakallı ile ve CHP’de de Gökhan Zeybek ile görüşmek istiyoruz. Bu üç isim kritik. Çünkü Binali Yıldırım, doğrudan Agrobay serası içinde miting yapabilecek kadar orası ile ilişkiye sahip. Sedat Aksakallı, bir dönem şirketin avukatlığını yapmış. Gökhan Zeybek’in de aynı şekilde şirketle bir ilişkisi var. Daha önce de işçilere verdiği bir söz var. Bu sözlerin karşılığını almak istiyoruz. Biz buraya bir şey rica etmeye gelmedik. Konunun muhataplarını biliyoruz. Burada çok meşru bir talep var. İçerde kalan maaşlarını dahi alamayan işçiler var. Ya diyecekler ki biz patronlardan tarafız ya da işçilerden yanayız diyecekler ve bu işi çözecekler.”