Son ırkçı sözleriyle tepki alan Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu'nun bu ilk icraatı değil. TTK Başkanlık makamı epeydir milliyetçi kışkırtmanın adresi durumunda

Geçtiğimiz günlerde katıldığı Kayseri-deki Dadaloğlu şenliklerinde yaptığı konuşmada "Kürtlerin Türkmen, Alevi Kürtlerin de Ermeni" kökenli olduğunu iddia eden, "TİKKO ve PKK gibi örgütlerin içinde yer alan kişiler Ermeni dönmesidir" diyen Yusuf Halaçoğlu'na tepkiler sürüyor. DTP, SHP ve AKP'nin istifa çağrılarından sonra dün de İnsan Hakları Derneği, Galatasaray Lisesi önünde Halaçoğlu'nu protesto etti. Ancak Halaçoğlu'nun 14 yıllık Türk Tarih Kurumu başkanlığı bilimsellikten uzak, ırkçı icraatlar ve açıklamalarla dolu.

KURU KÖYÜNDEKİ TOPLU MEZAR
19 Ekim 2006 tarihli Ülkede Özgür Gündem gazetesi, Mardin'in Nusaybin ilçesindeki Kuru (Xirebaba) köyünde vatandaşlar tarafından bir toplu mezar bulunduğu haberini verdi. Habere göre bulunan mezarda öldürülen 300 Ermeni'nin kemikleri vardı. İsviçre'de "soykırım uzmanı" olarak görev yapan Prof. David Gaunt'un mezarın katledilen Ermenilere ait olabileceği iddiası üzerine Halaçoğlu, Gaunt'u mezarı ve kemikleri incelemek için Türkiye'ye çağırdı. Sonuç mu? Gaunt mezarı ve kemikleri incelemek için Türkiye'ye geldi ancak ortada ne mezar ne de kemikler vardı. Halaçoğlu'na göre kemikler yağan yağmurlardan sonra toğrağın altına gömülmüşlerdi. Üstelik mezarda Roma dönemine aitti; yani araştırma yapmaya gerek yoktu. Yusuf Halaçoğlu'nun çok tartışılan açıklamalarından biri de Hrant Dink'in cenazesinden sonra gelmişti. Halaçoğlu, cenazeye katılan ve Hepimiz Ermeniyiz sloganı atanları belli bir ideolojinin mensupları olarak gördüğünü söylemiş ve "40 bin kişiydi, 50 bin kişiydi, ama bunlar çok iyi örgütlenmişlerdi. Sanki bu ölüm onlar tarafından önceden biliniyormuş gibi hemen sloganlar, elde kafa biçiminde hazırlanmış pankartlar hazırdı. Topluluk sayısı bu pankartlarla epeyce fazlalaştırılmıştı, elde tutulan siyah baş şeklindeki pankartlarla birdenbire sayı 40 binlerden 80 binlere çıkarıldı" demişti. Bir aydının hunharca katledilmesinden sonra bir bilim adamının yaptığı bu açıklama dönemin gazetelerinde de tartışılmıştı.

HARPUT TARTIŞMASI HAVADA KALDI
Halaçoğlu'nun çok tartışılan icraatlarından biri de 2006 yılının Mart ayında yaşandı. İstanbul Üniversitesi'nde gerçekleşen Ermeni Konferansı'na katılan, Mavi Kitap'ın editörü ve İngiltere'deki Gomidas Enstitüsü'nün müdürü Ara Sarafian, Halaçoğlundan bir davet aldı. Birinci AKP iktidarı döneminde Başbakan tarafından da birkaç kez dile getirilen "arşivler bilim adamlarına açık, gelin araştırma yapın" teklifi bu kez Halaçoğlu tarafından Sarafian'a yapıldı. Sarafian teklife teklifle cevap verdi.

Sarafian bütün arşivlerin incelenmesine gerek olmadığını sadece Harput ve çevresini arşivlerden incelemeyi önerdi. Ancak ilk teklifi yapan, Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi tarih kurumunun başındaki Yusuf Halaçoğlu, tartışmalar yaşandığını ve karşı tarafın samimi olmadığını iddia ederek tartışmayı havada bıraktı. Üstelik böylece Türkiye devletinin resmi olarak uluslararası platformda dillendirdiği "arşivlerimiz bilim adamlarına açık" stratejisini de yıktı.

* * *
Yusuf Halaçoğlu 'tevil yollu ikrar'da bulundu
TÜRK
Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu, Kayseri'deki bir toplantıda yaptığı konuşmayla ilgili olarak, "(Tehcirden kurtulmak için kendini Kürt ve Alevi olarak gösteren Ermeniler var) dedim. Olmak ayrı, göstermek ayrıdır" dedi.

TEHCİRİN SONUCUYMUŞ
Halaçoğlu, TTK'da düzenlediği basın toplantısında,"sözlerinin basında farklı yorumlarla yer aldığını" söyledi. Başını "kuma gömerek" bilim adamlığı yapılmayacağını ifade eden Halaçoğlu, uzun yıllardır sürdürdüğü bir araştırmaya ilişkin olarak bazı sonuçları açıkladığını, ancak "bunlarla ilgili yanlış değerlendirmeler yapıldığını" kaydetti. Halaçoğlu, "(Tehcirden kurtulmak için kendini Kürt ve Alevi olarak gösteren Ermeniler var) dedim. Olmak ayrı, göstermek ayrıdır" diye konuştu.
TURKER ARSLAN

* * *

İnsan Hakları Derneği: Yusuf Halaçoğlu çokkültürlülüğü hazmedemiyor

İHD İstanbul Şube Başkanı Rıza Dalkılıç, "Bir bilim adamından çok terör uzmanı gibi konuşan ve bu coğrafyadaki çok kültürlülüğü bir türlü hazmedemeyen TTK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu bilimsel gerçekleri saptırmaya devam ediyor" dedi.

Dalkılıç/Tarih alanında araştırma yapan bir kurumun başında bulunan ve adının önünde, 'Prof Dr.' unvanı taşıyan biri tarafından dillendirilen bu tezlerin, 'kişisel' olmanın ötesinde ırkçı ve şoven güçlerin görüşlerini yansıttığını belirtmeliyiz. Halaçoğlu, 'bilimsel,akademik' bir sıfata bürünerek, inançları, kültürleri, kimlikleri resmi tarihten aldığı güçle saptırarak, tahrip ve inkar ederek bilim adına bilim düşmanlığı yapmaktadır" diye ifade etti.

Rıza Dalkılıç açıklamasında bilim adamının görevlerine de yer vererek, "Bilim adamlarının görevi; yazılı kanunlar çerçevesinde tarihi yorumlayıp, resmi ideolojiye uygun belirlemeler yapmak değil, evrensel hukuk çerçevesinde bilimsel tarihi gerçekleri tespit edip savunmaktır" diye belirtti.

Dalkılıç; "Bilimsellikten uzak, ırkçı söylemleri nedeni ile Halaçoğlu'nun bulunduğu TTK Başkanlığındaki görevini sürdürmesi kabul edilemez bir durumdur. Halaçoğlu'nun söz konusu görevden alınmasını istiyoruz" diyerek Galatasaray postanesinden Başbakan'a mektup gönderdi. ALI CEMAL KARABUDAK

* * *
TTK Başkanı derhal görevden alınmalı
EĞİTİM SEN Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, TTK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'nun derhal görevden alınmasını istedi. Dinçer, "Türkiye'de resmi ideolojinin, toplumun çoğulcu ve çok kimlikli yapısını inkar politikasına ilişkin son örnek Halaçoğlu tarafından sarf edilen 'Kürtlerin Türkmen, Alevilerin ise Ermeni olduğu' şeklindeki sözde bilimsel iddialarıdır. Ülkemizde resmi ideolojinin sözcülüğüne soyunan çevrelerin daima TTK üzerindeki gizli elleri hissedilegelmiştir. Halaçoğlu'nun açıklamaları, resmi inkar politikalarının ucunun ırkçılığa uzandığının önemli bir göstergesidir" dedi.

Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Toplumu tek tipleştirmeyi, farklılıkları bir kalem marifetiyle ortadan kaldırma kurnazlığını akla getiren Halaçoğlu'nun sözleri, kök salmış bir anlayışın dışavurumudur. Bu ırkçı, inkarcı yaklaşımın Türkiye toplumunu birleştirmek yerine daha da ku-tuplulaştırmayı amaçladığı açıktır."

Dinçer ayrıca şu değerlendirmeyi yaptı: "Halaçoğlu'nun tutumu karşısında hükümet sessiz kalmamalı ve kendisini derhal görevden almalı, bir araştırma ve bilim kuruluşu olan TTK'nın gerçekten akıl ve bilim ölçütlerine göre işleyen bir yapıya dönüştürülmesi için gerekenler yapılmalıdır. Halaçoğlu'nun görevde kaldığı her dakika, TTK'nın kurumsal kişiliğini de zedeleyecek ve bu bilim kuruluşunun gerek ulusal, gerekse uluslararası bilim çevrelerindeki itibarını ortadan kaldıracaktır.GONUL EKİCİ ANKARA