Tüm Emeklilerin Sendikası Bursa Şubesi, emeklilerin maaşlarında yaşanan kayba ve ekonomik sorunlara dikkat çekmek için Bursa'da miting düzenledi.

Tüm Emeklilerin Sendikası Bursa Şubesi:  "İktidar 31 Mart'ta sandıkta hesap verecek"

Tüm Emeklilerin Sendikası Bursa Şubesi, emeklilerin yaşadığı zorlukları gündeme taşıyan bir  basın açıklaması düzenledi.

Tüm Emekli Sendikası Bursa Şube Sekleteri Gülçin Ayyılmaz'ın konuşmasında şu sözlere yer verdi:

"Bundan sadece 18 gün önce, yine bu meydanda toplanarak siyasal iktidarı uyarmıştık. 2024 yılında alacağımız ücret ve maaşlarımızla ilgili değerlendirme yaparken, çok övündükleri kalkınmadan doğan refah payını da yansıtarak, karar almalarını istemiştik. Görüyoruz ki; siyasal iktidar, ücret ve maaşlarımızla ilgili aldığı ve müjde diye açıkladığı kararla, bizleri, yani 16 milyon emekliyi yok saymaya, hatta büyük bir aymazlıkla, hazinenin sırtından bir an önce atılması gereken yük olarak görmeye devam ediyor. 06 Ocak 2024 cumartesi günü bu meydanda dile getirdiğimiz, son derece haklı taleplerimizi duymazdan gelmeyi ısrarla sürdürüyor.

"YÜZDE 70 AÇLIK SINIRININ ÇOK ALTINDA"

Bizim emeğimiz ve ödediğimiz vergilerden oluşan ülke kaynakları dağıtılırken, bir avuç rantiyeci, şantiyeci ve uluslararası tekellerle işbirliği yapan çıkar çevrelerinin, bütün istekleri kabul edilmiştir. Ülke nüfusunun yaklaşık % 70'i ise yine açlık sınırının çok altında yaşamaya mahkûm edilmiştir. 2024 yılı bütçesinden faiz ödemelerine 1. trilyon 300 milyar lira kaynak ayrılmıştır. Eğer bu kaynak, emeklilerin talebini karşılamak için kullanılsaydı, maaş ve ücretlerimiz yaklaşık % 80 oranında artmış olacaktı.

"KAYNAĞI ZENGİNLER KULLANIR, BORCU YOKSULLAR ÖDER"

Siyasal iktidar, ülke kaynaklarını ve yüksek faizle borçlanarak kamu adına aldığı kredileri, sermaye çevrelerinin kasasına aktarırken, alınan borcun faizi ile birlikte ödeme sorumluluğunu, emekliler başta olmak üzere, bütün dar gelirlilerin sırtına yüklemektedir. Çok bilinen "Kaynağı zenginler kullanır, borcu yoksullar öder" kuralı acımasız bir şekilde uygulanmaktadır. Emekliler olarak belimizi büken bu yükü, daha fazla taşımak istemiyoruz.

"HER ŞEYİN FİYATI ANORMAL DERECEDE ARTMIŞTIR"

Maaş ve ücretlerimizdeki artışlar, Türkiye İstatistik Kurumunun açıkladığı ismarlama enflasyon oranları üzerinden belirlenirken, yeni yılla birlikte, kamusal hizmetler başta olmak üzere, iğneden ipliğe her şeyin fiyatı anormal derecede artmıştır. Müjde olarak duyurulan farkın önemli bir kısmı, daha hesabımıza yatmadan buharlaşmıştır. Oysa yapılması gereken; bütün kayıplarımız telafi edildikten sonra, gelecek aylarda elde edeceğimiz gelirlerin, gerçekleşecek tahmini enflasyona göre hesaplanmasıdır. İktidar 31 Mart'ta sandıkta hesap verecek. Biz, emekliler, emekçiler ve dar gelirliler olarak, haklarımızı alana kadar susmayacağız, mücadelemizi sürdüreceğiz.

"AKP DEMEK ZAM DEMEKTİR"

Yapılacak olan Mahalli idareler seçimlerinden sonra, yeni ve daha acı reçeteleri ugulamaya koyacaktır. Yani, turpun büyüğü heybededir. 22 yıllık devri iktidarlarında yaşadıklarımız, yaşayacaklarımızın sağlaması yapilmis göstergesidir. AKP demek zam demektir. AKP demek deli durmul vergileri demektir. AKP demek yoksulluk demektir, sefalet demektir. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinde oy kullanırken bunu asla unutmayacağız.

"İKTİDAR BİZİM ÖRGÜTLENMEMİZDEN KORKUYOR"

Alın teriyle, el emeğiyle bilgi ve deneyimiyle, uzun yıllar çalışarak bu ekonomiye hayat veren emekli dostlar; biz ülke nüfusunun yaklaşık % 19'unu, seçmenin ise %25'ini temsil ediyoruz. Bizim gücümüzün farkında olan siyasal iktidar, yaptığı haksızlikların da endişesiyle, sendikal örgütlenmemiz önüne yapay engeller çıkarıyor. İktidar bizim örgütlenmemizden korkuyor. Ama buradan; Şehreküstü Meydanından bir kez daha sesleniyoruz: Korkunun ecele faydası yoktur diyoruz. Emeklilerin ve Emekçilerin sabrı daha fazla zorlamayın. Bu ülkenin kaynakları ülke nüfusunu refah içinde yaşatmaya yeterlidir. Sorun kanak degil, üretim degil. Sorun bölüsümdeki tercih sorunudur. Sorun, bizim açimizdan da haklarini örgütlenerek tale etme sorunudur. Bu bilinçle, önümüze çıkarılan her türlü engellemeleri aşıncıya ve insan onuruna yaraşır yaşam  koşullarını elde edinceye kadar, mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz."