ABD'nin BOP Projesi'nin dışarıdan bir müdahale olduğunu belirt

Röportaj: Emine KART

 

ABD'nin BOP Projesi'nin dışarıdan bir müdahale olduğunu belirten Mısır Ankara Büyükelçisi Ahmet Fathalla, her ülkenin kendine özgü koşullarının olduğuna dikkat çekerek, "Açık bir dünyadayız, seçim halklarındır ve her toplum, halkın arzusuyla uyumlu olarak, uygun gördüğü değişikliği, uygun gördüğü zamanda yapar" dedi.

"Ülkelerin birinde istikrar yoksa, toplumu geliştiremezsiniz. Bu yüzden de Filistin sorununa doğru bir çözüm bulmak çok önemli" diyen Mısır Elçisi, "Her gün insanlar ölüyorken, demokrasiden bahsetmek imkansız. Herkesi tatmin eden çözüm bulunmalı ve yaşayabilecek bir Filistin Devleti kurulmalı.

 

- Mısır'la Türkiye arasında imzalanmış 50'den fazla anlaşma var. Buna karşın iki ülke arasındaki işbirliğinin uygulamada da yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?

- Ekonomik etkinlikler ve halkların ilişkisi dünyada, uluslararası ilişkilerin belkemiğini oluşturuyor. Çünkü siyasetten bahsettiğinizde, işbirliğinin temeli ekonomiye dayanıyor. Siyaseten konuşursak, Cumhurbaşkanı Sezer ile Mısır Devlet Başkanı Mübarek'in iki ülkenin birlikte çalışmasını öngören bir mutabakatı var. İki ülke arasında siyasi sorun yok, dolayısıyla kültürel ilişkilerin yanı sıra ekonomik ve ticari ilişkilere ivme kazandırmamız gerek.

 

- Irak'ta önümüzdeki dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Irak'ta çok zor bir durum sözkonusu ve Irak'ın tüm dünyanın, özellikle komşu ülkelerin yardımına ihtiyacı var. Biz hep, Irak halkına yardım edilecek en önemli konunun, güvenlik olduğunu savunduk. Bunun için de güvenlik güçlerinin eğitimine istekli olduğumuzu ifade ettik, çünkü şehirlerin güvenliğini esas olarak polis sağlar. Ordunun rolü ise ülkeyi savunmak.

 

- ABD, Irak'tan sağlıklı bir şekilde çıkmanın yolunu bulmaya çalışıyor. Sizce bu nasıl mümkün olabilir?

- Egemenliğin devriyle, çıkış başlamış durumda. Irak hükümetiyle kurulacak ilişki, istikrarlı ve bağımsız bir Irak'ın da başlangıcı olacak. Irak'taki istikrar ve barış bölgeye yansıyacağı için, yabancı kuvvetlerin ülkeden çekilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

 

- Mısır, G-8 Zirvesi'ne davetli olmasına karşın, katılmamayı tercih etti. Oysa Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) de kapsamlı olarak orada sunuldu. Mısır, neden G-8'e katılmadı?

- Bunun iki nedeni vardı. İlk olarak, Devlet Başkanımız, Zirve öncesinde G-8 üyesi ülkelerin çoğunu ziyaret etti ve uzun görüşmeler yaptı. Bu ikili ve uzun görüşmelerin çok daha yararlı olduğunu, Zirve öncesinde gördük. İkincisi de; G-8 üyesi olmayan bir ülke olarak Mısır'ın fikirlerini açıklamak için orada sadece üç dakikası olacaktı. Oraya gidip üç dakika konuşmaktansa, uzun ve doğrudan görüşmeler yapmaya karar verdik.

 

- Sizce bölgede barış ve demokrasi nasıl sağlanacak?

- Bölgedeki ülkelerin birinde istikrar yoksa, toplumu geliştiremezsiniz. Bu yüzden de Filistin sorununa doğru bir çözüm bulmak çok önemli. Her gün insanlar ölüyorken, demokrasiden bahsetmek imkansız. Doğru çözüm, Filistinlilerin kendi devletlerine sahip olması. Herkesi tatmin eden yeni bir çözüm bulunmalı ve yaşayabilecek, kabul görecek bir Filistin Devleti kurulmalı.

 

- İsrail, Gazze'de güvenliğin sağlanmasına Mısır'ın da katkıda bulunmasını istiyor. Bu konuda Mısır'ın tutumu nedir?

- Bölgenin polisi olmaya niyetimiz yok, böyle bir rolün 21. yüzyılda da yeri yok. Irak'ta olduğu gibi, deneyimli olduğumuz alanlarda insanları eğitmek istiyoruz. Verdiğimiz eğitimden sonra güvenlikle tamamen Filistinlilerin ilgilenmesi kaydıyla ve Filistinlileri bu konuda belli bir noktaya getirebilmek için, Filistinlilere güvenlik eğitimi vermeyi istiyoruz.

 

- Irak'taki İsrail varlığıyla ilgili iddialar ortaya çıktığında bölge ülkelerinden tek tepki Türkiye'den geldi. Mısır'ın bu konuda söyleyeceği bir şey yok mu?

- Bunlar basında yer alan, kanıtlanmamış iddialar. Bu yüzden de Mısır'dan ya da diğer bölge ülkelerinden bir tepki gelmedi.

- Doğu ve Batı arasındaki çelişkilerin 'medeniyetler çatışması' gibi tezlerle açıklandığı şu anki konjonktürde Mısır kendini nasıl tarif ediyor?

- Kendimizi "Mısır" olarak tarif ediyoruz (gülüyor). Dünya haritasında yedi bin yıldan fazla bir zamandır yerini koruyan bir ülkeyiz. Bu yüzden de kendimiz için tanımımız sadece "Mısır". Binlerce yıldır, Faroniklerden İslam uygarlığına, birçok değişime tanıklık ettik. Bütün bunları absorbe ederek, homojen bir Mısır toplumuna ulaştık. Mısır'a gelip orada yaşamına devam eden İtalyanlar, Yunanlar var. Ama Mısırlı karakteristiği bütün kültürleri emiyor ve Mısır'ın bir parçası haline getiriyor. Bu, medeniyetler çatışması diye birşeyin olmadığını gösterir. Tarih; yararlanmak, üstüne inşa etmek ve geliştirmek için var.

 

- 11 Eylül'den sonra Batı'nın İslam dünyasına yaklaşımında köktendincilik ve terörizm belirleyici hale geldi ve bu adeta bölgeye müdahale için de bahane haline geldi. Mısır'ın terörizmle etkin bir şekilde mücadele ettiğini söyleyebilir misiniz?

- Mısır'da 16-17 yıl önce küçük bazı terör olayları yaşandı. O zaman bütün dünyaya, yeni bir fenomenin ortaya çıktığını ve terörizme karşı birlikte hareket etmemiz gerektiğini söyledik. Bunu İslamcı ya da Hıristiyan olarak adlandırmıyorum. Böyle bir şey yoktur, Kuzey İrlanda'da olanlara bakın, dinle bir ilgisi yoktur. Şimdi bazı Batılı ülkeler bunu dinle ilişkilendiriyorsa, İslam'ın barışçıl bir din olduğunu anlatmak ve onları ikna etmek de bizim görevimiz.

 

- Mısır'ın dinden kaynaklanan bir sorunu var mı?

 -Yok. Haritada yıllardan beri şu anki sınırlarıyla var olan bir ülke olarak tarihe baktığımızda, Mısır'da farklı dinlerin birarada yaşadığını görürsünüz. Bir Mısırlının hangi dinden olduğunu düşünmeyiz bile, çünkü toplumdaki uzlaşmayı uzun yıllar önce sağladık.

 

- Ama ünlü Mısırlı yazar Neval El Saadavi, savunduğu görüşlerden dolayı ülkesini terk etmek zorunda kaldı…

- Özgürlükle anarşi arasında büyük bir fark vardır. Yalnız Mısır ya da Türkiye'de değil, bütün dünyada bu böyle ve bu çok hassas bir konu. Çünkü özgürlük, insanlar bunun sorumluluğunu taşırsa, özgürlüktür. Özgürlük, toplumda anarşiye yol açacak şekilde kullanılmamalıdır. Aynı şeyi Batı'da hatta ABD'de de gözleyebilirsiniz. Batı'da bir sistem ve oyunun kuralları var. Bu oyunu oynamak için kurallara uymalısınız.

 

- Sadece 1997'de Mısır'da 52 tane namus cinayeti rapor edilmiş. Türkiye, bu sorunu yasal değişikliklerle aşmaya çalışıyor. Mısır, çözüm bulmak için ne yapıyor?

- Bu, tamamen eğitimle ilgili bir mesele, çünkü bu cinayetler hiçbir dince kabul edilemez. Namusunuzu korumak adına bir insanı öldüremezsiniz. Bu sorunu aşmak için insanlarınızı eğitmeniz gerekir.

 

- Yasal bakımdan?

- Hiçbir toplumda bir bireyin diğerini öldürme hakkı yoktur ve bu yasal bir suçtur. Gelişmiş, gelişmemiş ya da az gelişmiş bütün toplumlarda bu, sistemin "abc"sidir…

 

BOP KONUSUNDA SEÇİM HALKLARINDIR

Herhangi bir değişiklik, ülkenin kendi dinamiklerinden gelmeli ve o ülkenin özgün niteliklerine de saygıyı içermeli. Ülkelerin bilmesi gereken şu ki; açık bir dünyadayız, seçim halklarındır ve her toplum, halkın arzusuyla uyumlu olarak, uygun gördüğü değişikliği, uygun gördüğü zamanda yapar. Baştan beri bunu savunduk ve bir yıllık bir tartışmanın ardından G-8 ve NATO Zirvesi'nde BOP'la ilgili ortaya çıkan, Mısır'ın bir yıl önce ifade ettiklerinden başka bir şey değil.

Ülkelere özel olarak verilen bir rol yok. Hepimiz bağımsız ülkeleriz. Başka ülkelerin işlerine karışamazsınız, şimdi ya da gelecekte ne yapacaklarına ilişkin kararı ancak ülkelerin kendisi verir. Mısır'ı ele alalım. Son on, on beş yıl içinde bazı alanlarda, birçok Batılı ülkeden daha önemli gelişmeler kaydettik. Ama toplumumuz için doğru olanı, dünyadaki diğer ülkelere empoze edemeyiz. Mısır'da basın sektöründe çalışanların yüzde 70'inin kadın olduğunu, akademisyenlerimizin ise yüzde 60'ının kadın olduğunu ve bunun bir kriter olduğunu, dolayısıyla da diğer ülkelerde de böyle olması gerektiğini söyleyemeyiz. Her ülke, doğru zamanda doğru olduğunu düşündüğü şeyi yapmakta özgür. Her ülkedeki gelişmişlik düzeyi aynı olamaz ve bir topluma, birdenbire gelişmek adına şok uygulayamazsınız. Çünkü ani değişikliklerin, olumludan çok olumsuz etkileri var. Her türlü gelişme ağır ağır ve o toplumun normlarına saygılı olmalı.