“Paralel Hazine” olarak adlandırılan Varlık Fonu’nun başına Erdoğan geçti, damad Albayrak başkanvekili oldu. Fon bünyesinde Ziraat Bankası ve Halkbank’tan, BOTAŞ, TPAO, THY ile TÜRKSAT’a kadar ülkenin en önemli kuruluşlar var

Varlık Fonu’nun başına kendi geçti damadını yardımcılığına getirdi

SEBAHAT KARAKOYUN sebahatkarakoyun@birgun.net @ssenyaprak

Resmi Gazete’de dün yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir”ilk”e imza atıldı. Bu karar ile iki yıl önce kurulan ve kısa süre sonra portföyüne, Ziraat Bankası ve Halkbank’tan, BOTAŞ, TPAO , THY ve TÜRKSAT’a ülkenin en önemli kuruluşları ve çok değerli Hazine arazilerini katan “anonim şirket” statüsündeki Varlık Fonu’nun Yönetim Kurulu Başkanı “Cumhurbaşkanı” oldu.

Resmi Gazete’de yayımlanan bir diğer cumhurbaşkanlığı kararı ile de Fon’un yeni yönetimi belirlendi. Aralarında Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut’un da bulunduğu Yönetim Kurulu üyeleri tümüyle değiştirilerek, üye sayısı da artırıldı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak Başkanvekilliğine getirilirken TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile Hüseyin Aydın, Fuat Tosyalı, Zafer Sönmez’in yer aldığı Yönetim Kurulu’nun dikkati çeken diğer iki ismi ise Selim Arda Ermut ile Erişah Erican oldu.

Bilal’in arkadaşı, damadın danışmanı
Kısa süre önce Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanlığı’na getirilen 1980 doğumlu olan Selim Arda Ermut’un Bilal Erdoğan’ın Kartal İmam Hatip Lisesi’nden arkadaşı olduğu belirtiliyor. 2005-2006 yılları arasında da Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi’nde Basın ve Halka İlişkiler Müşaviri olarak görev alan Ermut, Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanlığı da yaptı.

Varlık Fonu’nun dikkati çeken diğer Yönetim Kurulu üyesi Erişah Erican’ın ismi ise Wikileaks’in yayımladığı belgelerin ardından gündeme geldi. Marmara Üniversitesi’nde görev yaparken Berat Albayrak’ın doktora tezini yazdığı iddia edilen Prof. Dr. Erişah Erican’ın Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü Müdürlüğü görevine atanması ardından da Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Üyeliğine seçilmesi bu iddiayla bağlantılı olarak soru önergeleriyle Meclis gündemine de taşınmıştı.

Fon ne zaman kuruldu
26 Ağustos 2016’da Resmi Gazete’de yayımlanan yasayla kurulan Varlık Fonu, anonim şirket statüsünde. Kuruluşunda “Paralel Hazine”, “Düyun-u Umumiye” benzetmeleri yapılan Fon’un Sayıştay denetiminden muaf tutulması yasanın TBMM’de kabulü sırasında büyük tartışmalara neden oldu. Bedelinin Özelleştirme İdaresi tarafından karşılanan 50 milyon TL sermaye ile kurulduğu açıklansa da dönemin Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, hedefi 200 milyar TL olarak açıkladı.

Kuruluşundan kısa süre sonra Varlık Fonu’na 5 Şubat 2017’de Bakanlar Kurulu kararıyla Ziraat Bankası ve Halkbank’tan, BOTAŞ, TPAO , THY ve TÜRKSAT’a ülkenin en önemli kuruluşlarının sermayelerinde bulunan Hazine’ye ait hisselerinin tamamı devredildi. Fona turistik bölgelerde bulunan milyonlarca lira değerindeki Hazine arazisi de aktarıldı. Antalya’nın Kemerağzı, Kemer,Çamyuva, Kiriş Beldibi, Manavgat Çolaklı, Ilıca Sorgun, Bahçelievler Kemerağzı mahallelerindeki onlarca dönüm alan Hazine’den alınarak Varlık Fonu’na devredildi.

Denetim kargaşası
Varlık Fonu’nu “şirket” statüsünde olduğu için Sayıştay denetleyemiyor. Yasanın TBMM’de görüşülmesi sırasında muhalefetin tepkilerini gidermek için “denetim” ile ilgili “göstermelik” bir düzenlemeye gidildi. Varlık Fonu ve alt fonlarının belirli aralıklarla bağımsız denetçilerce denetlenmesine ilişkin bir hüküm yasaya eklendi. Yeni düzenleme ile başkanlığını Cumhurbaşkanı’nın üstlendiği Fon’un faaliyetleriyle ilgili bir sorun yaşanması durumunda hukuki açıdan büyük karmaşa yaşanacağına dikkat çekiliyor.

Eski CHP Milletvekili İlhan Cihaner, cumhurbaşkanının Varlık Fonu’nun başına geçmesinin “ülkenin şirketleştiğinin göstergesi olduğunu” belirtti. Bu durumun yaratacağı sorunlara dikkat çeken Cihaner, “Fon özel hukuk hukümlerine tabii. Yapılacak denetimlerde bir Fon’un faaliyetleriyle ilgili bir sorumluluk gündeme gelirse Cumhurbaşkanı’nın durumu ne olacak?” dedi.

***

Alınacak memurlar Saray’a danışılacak

Resmi Gazete’nin dünkü sayısında Fon ile ilgili kararların yanı sıra dikkati çeken Cumhurbaşkanlığı genelgeleri de yer aldı.

2018/7 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ne göre TBMM, Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, Kamu Denetçiliği Kurumu ve MİT ile hâkim ve savcı atamaları dışında, kamuda personel alımı için sınav açılmadan önce Cumhurbaşkanlığı’ndan izin alınacak.

Damada bir yetki daha
2018/10 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile de Varlık Fonu Başkanı Vekilliği’ne getirilen Hazine ve Maliye Bakanı damat Berat Albayrak’a bir görev daha verildi. Genelge ile kamu iktisadi teşebbüslerinin görevlendirilmelerine ilişkin karar taleplerinin Cumhurbaşkanlığına sevkini Hazine ve Maliye Bakanlığı yapacak.

Bakan’ın oğluna çifte başkanlık
AKP’li eski Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un oğlu Ali Taha Koç’a Cumhurbaşkanlığı Bilgi Teknolojileri Başkanlığı görevinin ardından bir görev daha verildi.

Kamuda atamalarda liyakati bitiren ve Bakan yakınlarını kamuya “dolduran” AKP, eski Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un oğluna aynı anda iki başkanlık görevi birden verdi. CHP’li Haluk Koç’un, 2014 yılında o dönem Başbakanlık başmüşaviri olduğu sırada gündeme getirdiği ve şu an Cumhurbaşkanlığı Bilgi Teknolojileri Başkanlığı görevini yürüten Ali Taha Koç, Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı’na getirildi.

***

Hanedanlaşmanın göstergesi

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, tartışma yaratan cumhurbaşkanlığı kararları ile ilgili BirGün’e şu değerlendirmeyi yaptı:

"Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı yayımladığı bir kararla kuruluşundan itibaren tartışma yaratan bir şirketin yönetim kurulu başkanı oldu. Ardından bir başka kararla damadını da başkanvekili olarak görevlendirdi. Bu gelişme tek adam yönetiminin, parti devletinin nasıl bir hanedanlaşma süreci içinde olduğunun açık seçik göstergesidir. Bütün uyarılara, yaratacağı sakıncalara rağmen kurulan Varlık Fonu artık resmen Erdoğan’ın fonu oldu.

Fon’un yönetiminde bir yanlışlık yapıldığı zaman kim sorumlu olacak, denetimi nasıl yapılacak? Anayasa’da cumhurbaşkanının görev ve yetkileriyle ilgili maddede “şirket yöneticiliği” gibi bir görev bulunmuyor. Türkiye bu yönetim biçimiyle çok sıkıntılı bir noktaya doğru gidiyor. Liyakat değil sadakati esas alan bu anlayış nedeniyle yaşanan güvensizlik ortamında ekonomi derin bir kriz yaşarken, bu yapılan güvensizliği pekiştirecektir. Türkiye’yi “Ortadoğu’nun başarısız devleti” konumuna itecek adımlara her geçen gün bir yenisi ekleniyor."