Ülkenin dört bir tarafında kadınlar “Yaşamlarımız için bir aradayız” diyerek İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkıyor. Yaşamlarımız hedef alınırken bu saldırıları bir arada ve örgütlü bir mücadeleye yeneceğimizi biliyoruz. Bu nedenle tüm kadınları dayanışmaya ve mücadelenin bir parçası olmaya çağırıyoruz.

Yaşamlarımız için bir aradayız

BirGün/KADIN

Kadınlara ve çocuklara yönelik her türlü şiddetin önlenmesini ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını temel alan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararı, AKP iktidarının kadınların var olma mücadelesine ve doğrudan yaşamlarına açtığı savaşın açık bir ilanı niteliğinde. Bugün varlığını ve devamını ancak gerici bir karanlıkla besleyebilen siyasal İslamcı iktidar, kadınların yaşamlarını hiçe saymaktan geri durmayacak kadar köşeye sıkışmış bir krizin içinde çırpınıyor. Bu karanlık çırpınıştan çıkışı gösteren, eşit, özgür, laik ve aydınlık bir dünyayı mümkün kılan tek yol, bir arada ve dayanışmayla kurulan kadın mücadelesi... Biliyoruz ki bu direniş dalgası, kadınların var oluşlarının karşısında konumlanan gerici iktidarı hedef aldığı sürece yeniden ve daha iyisini var edecek kadar güçlü. Bugün “İstanbul Sözleşmesi bizim!” diye haykıran sesimiz, bir arada olduğumuzda karanlığı alt üst edip yaşamı kuracak bir çağlayana dönüşecek.

İstanbul Sözleşmesi’nin feshi Siyasal İslamcı bir toplumsal cinsiyet rejiminin inşasıdır. Eşit, özgür ve laik bir yaşamın bizim ellerimizle kurulacağını biliyoruz. Bu yüzden tüm kadınları dayanışmaya ve mücadelenin bir parçası olmaya çağırıyoruz.

1- İSTANBUL SÖZLEŞMESİ BİZİM

İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası bir insan hakları sözleşmesidir. Sözleşme, kadına yönelik şiddetin kaynağının toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğunu tespit eder. Failin cezalandırılmasını, kadınların ve çocukların korunmasını öngörmekle beraber devletleri şiddetin hiç yaşanmayacağı eşit bir dünya kurmakla yükümlü kılar

2- ÖZGÜR VE EŞİT BİR ÜLKE KURACAĞIZ

İktidara geldiği günden beri her ağızdan ve tüm kurumlarıyla kadınları baskı altında tutmaya çalışan, şiddet faillerini cesaretlendirirken kadın haklarına dair gerici bir söylemi besleyen, kadın emeğini ve yaşamlarımızı yok sayan bir iktidar ile karşı karşıyayız.

Bizler dünyanın her yerindeyiz, buradayız ve bir aradayız. Toplumla hiçbir bağı kalmamış bu iktidarın karşısında özgür ve eşit bir yaşam kuracağız.

3- HAKLARIMIZDAN VAZGEÇMİYORUZ

Uzun zamandır haklarımıza yönelik AKP eliyle yürütülen sistematikleşmiş saldırılarla karşı karşıyayız. Bunlar kadın bakanlığının kapatılmasından kürtaj hakkımıza yönelik baskıcı politikalara, hukuki haklarımızı ve kazanımlarımızı yok etmeye kadar pek çok adımı içeriyor. İktidarın siyasal İslamcı, gerici politikalarını temellendirdiği dinci gerici toplumsal cinsiyet rejimi inşası; medeni kanundan eğitimdeki gericileşmeye ve çocuk istismarını önlemeye yönelik yasanın ortadan kaldırılmasına kadar bütünlüklü bir saldırının parçası olma niteliği taşıyor. İstanbul Sözleşmesi, asla tek bir makamın ya da organın keyfi kararına bırakılamaz. Yaşamlarımızdan ve haklarımızdan vazgeçmiyoruz.

4- LAİKLİK İSTİYORUZ

Tek adam rejimi yaşamlarımızı fıtrat-fetva-şiddet sarmalı içerisine hapsetmeye çalışıyor. Fıtrat gereği eşit olmadığımızı buyuran tarikat-cemaat ağlarıyla kol kola bu ülkeyi Ensar karanlığına sürüklemeye çalışıyorlar. Bu dinci gerici zihniyete pek çok ülkede rastlıyoruz. Polonya’da, ABD’de, Mısır’da İran’da gericilikle beslenmiş erkek egemen politikaları yürüten sağ faşist iktidarların kadınların hayatlarını hedef almaları, birbirlerine referans vererek destek olmaları tesadüf değildir. Tıpkı bunun karşısında kadınların yükselen direnişinin tesadüf olmadığı gibi. Şimdi bu gerici dinci iktidarların karşısında kaçınılmaz olan laiklik mücadelesini yükseltmenin zamanı.

5- YAŞAMLARIMIZ İÇİN BİR ARADAYIZ

Şiddeti olağanlaştırmaya, failleri cesaretlendirmeye, yaşamlarımızı karartmaya devam ediyorlar. Bu iktidar durdukça yaşamlarımız ve haklarımız tehdit altında olmaya devam edecek. Yaşam ve varoluş mücadelemiz için bu gerici tek adam rejimini yıkacak sol feminist devrimci bir politika etrafında örgütlenmeye ihtiyacımız var.

6- EŞİT VE ÖZGÜR BİR YAŞAMI KURACAK OLAN DAYANIŞMAYI BÜYÜTÜYORUZ

Şimdi topyekûn bir seferberlik ilan ediyoruz. Kadınların yaşamlarını ve haklarını gasp etmeye çalışanların hukuksuz uygulamalarına karşı dava süreci başladı. Tüm kadınları davanın ve bundan sonraki her bir adımın takipçisi olmaya çağırıyoruz.

Artık adımladığımız her sokakta, yaşadığımız mahallelerde, çalıştığımız alanlarda, evde, okulda kısacası bu ülkenin her bir noktasında yaşamlarına sahip çıkmak için kadınlar bir arada.

Hayatlarımız hedef alınırken bu saldırıları bir arada ve örgütlü bir mücadeleye yeneceğimizi biliyoruz.