Müsavat Dervişoğlu’nun genel başkanlığa seçilmesi gözleri İYİ Parti’nin oluşturacağı yeni rotaya çevirdi. Bağımsız bir hat çizme şansı neredeyse kalmayan parti, siyasette yedek oyuncu durumuna düştü.

Yedek oyuncu profiline döndü
İYİ Parti Kongresi’nde Dervişoğlu Genel Başkan seçildi. (Fotoğraf: Depo Photos)

Mehmet Emin KURNAZ

İYİ Parti, seçim yenilgisinin ardından geçen hafta tarihi bir kongre gerçekleştirdi. Eski Genel Başkan Meral Akşener’in aday olmadığı kongrede kıyasıya bir yarış gerçekleşti. Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Grup Başkanı Koray Aydın, Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın ve Günay Kodaz’a karşı üçüncü turda seçimi kazanan taraf oldu. Gözler 1980 öncesi ülkücü hareketin etkin isimlerinden Dervişoğlu’nun partiye çizeceği yeni rotaya çevrildi.

Merkez sağ olma iddiasıyla yola çıkan parti, kongreye peş peşe gelen başarısızlıkların gölgesinde girdi. Seçim yenilgisine dair ciddi bir özeleştirinin yapılmadığı kongrede, partinin bundan sonraki yol haritasına ilişkin de net bir tablo ortaya çıkmadı. Ancak Akşener’e yakınlığıyla bilinen, 28 Mayıs sonrası Akşener siyasetinin parçası olarak görülen Dervişoğlu profiline bakarak partinin önümüzdeki dönem alacağı pozisyon hakkında birtakım ipuçları yakalamak mümkün.

1- NEDEN DERVİŞOĞLU?

Müsavat Dervişoğlu, merkez bir partiye Akşener gibi genel başkanlık yapacak bir siyasal pratiğe uygun değil. 1978’de devrimcilere karşı yapılan Nokta Operasyonları ile adı geçen Dervişoğlu’nun, Fatsa Ülkücü Gençlik Derneği Başkanlığı ile başlayan siyasal kariyeri, Susurluk raporlarına kadar uzanıyor. Her dönem Ülkücü hareketin en etkin isimlerinden biri olarak pek çok görevde yer aldı. Ancak partiyi ayağa kaldıracak, ciddi bir sıçrama yaratarak iktidar yolunu açacak vasıflara sahip olmadığı görülüyor. Dervişoğlu daha çok partinin mevut durumunu muhafaza etmeye çalışacak. Akşener’e olan yakınlığı ve partinin U Dönüşü politikalarının taşıyıcısı olması, belirli sınırlarda muhalefet edeceğini gösteriyor. Geçmişi ve siyasal arka planı, rejimin ihtiyaç halinde çağırabileceği bir aktör ya da bir çeşit yedek oyuncu olarak mı görüldüğü sorusunu akıllara getiriyor.

2- BAHÇELİ’NİN ÇAĞRISI NE İFADE EDİYOR?

Kongre öncesi MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Akşener’e “Partinin başında kal” çağrısı dikkat çekmişti. Genel Başkanlık yarışını ilk iki turda daha fazla oy almasına rağmen kaybeden Koray Aydın, hem parti içinden hem de dışından kurultayı iptal ettirme girişimleri olduğunu duyurmuş, bu girişimlere Akşener’in partinin başında kalmasını savunan Bahçeli’nin de dahil olduğunun mesajını vermişti. Öte yandan 31 Mart sonrası AKP ve MHP arasındaki gerilimin pek çok yansımasına tanık olduk. Rejimin gideceği yol üzerine tartışmalar sürerken kimi AKP’lilerin yumuşama ve reform beklentisi anında MHP duvarına çarptı. Dervişoğlu’nun Genel Başkanlığı, Cumhur İttifakı’nda gerçekleşecek olası bir çözülme durumunda Bahçeli’nin işaret ettiği milliyetçi cephe programının parçası olabilir mi? Sorusu da yanıt bekleyen bir başka soru olarak karşımıza çıkıyor.

3- BÖLÜNME YAŞANIR MI?

Dikkat çeken bir konu da İYİ Parti’nin bir arada kalıp kalmayacağı. İlk iki turda ikinci sırada yer alan Dervişoğlu Genel Başkanlık koltuğunu ancak salt çoğunluğun aranmadığı üçüncü turda bin 159 geçerli oyun 611'ini alarak kazanabildi. İkinci turda 565 oy alan Koray Aydın ise bu turda 548 oyda kaldı. Adaylar kongre sonrası birlikte poz verseler de içerideki gerilimin bitmediği ortada. Merkez sağ iddiasını çoktan yitiren, ekonomi ve hukuk politikalarında önde gelen pek çok önemli ismi istifa eden partinin yöneleceği milliyetçi çizgi partiyi daha da daraltacaktır. Bu daralma da yeni ayrışmaları beraberinde getirecektir. Son olarak dün Grup Başkanvekili Erhan Usta’nın da görevinden istifa ettiğini hatırlatalım.

Sonuç olarak taban desteğini büyük oranda kaybeden parti, Meclis’teki varlığı sayesinde siyasetteki ağırlığını bir süre daha sürdürecek. Ancak son seçime “Hür ve müstakil” olma iddiasıyla yola çıkan partinin bağımsız bir hatta kalma ihtimali de neredeyse kalmadı. Doğrudan Saray’la mı Bahçeli’yle mi yoksa sınırını iktidarın çizdiği göstermelik bir muhalefet çizgisinde mi ilerleyecekleri belirsiz. Son kongreden ortaya kesin bir sonuç çıkmadığı gibi önümüzdeki süreci parti iç dinamiklerin mücadelesi belirleyecek.