İçeride ve dışarıda adeta zamanla yarışan Erdoğan’ın acelesiyle, Yıldırım’ın temkinli duruşu arasında gidip gelen bir kabinede bu hafta sonuna kadar kısmi bir değişiklik bekleniyor. Kulislere göre Yıldırım, Erdoğan baskısına daha fazla dayanamayacak

Yıldırım, Saray’ın baskısına daha fazla dayanamayacak

YAŞAR AYDIN yasaraydin@birgun.net @yasaraydinnn

Televizyonlara çıkan Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlara bakarsanız her şey normal akışında ilerliyor. Küçük bir-iki aksaklık var onların da çözümü eli kulağında. Devasa medyanın anlı şanlı isimleri o küçük problemlerin nasıl aşılacağını konuşuyor.

Rutin gündeme bakınca sanki bir mezhep savaşına doludizgin gitmiyoruz, sanki her gün onlarca gencimiz ölmüyor, sanki cezaevleri dolu değil, sanki KHK’lerle yönetilen bir ülke değiliz, sanki medya organları bir bir kapatılmıyor ya da ana muhalefet partisinin Genel Başkan Yardımcısı vurulmuyor da biz başka bir ülkeden bahsediyoruz hissine kapılabilirsiniz. Oysa tüm bunlar Türkiye’de yaşanıyor. O nedenle “önümüzdeki hafta ne olacak?” sorusuna yanıt sadece rutin üzerinden verilemez. Artık esas olan söylenen değil yapılan ve yapılmak istenendir. Oradan bakmaya çalışalım.

AKP’de kabine sorunu
Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımıyla dün toplanan Genişletilmiş İl Başkanları AKP açısından kabine değişimi öncesi son önemli toplantı oldu. Yıldırım’ın konuşma başlıklarında çok önemli değişiklik olmadı. Ama geçen hafta yapılan Afyon kampından sonra bu hafta da örgüt içi meselelerin bolca konuşulması birkaç farklı nedenle birlikte kabine değişikliği öncesi son ikna turları olarak yorumladı.

Kabine değişiminin anlamı
‘Tek belirleyici Erdoğan’ın olduğu bir dönemde kabine değişiminin anlamı ne’ diye soru gelebilir. Buna en doğru yanıt Süleyman Soylu ve sonrası olur sanırım. İçeride ve dışarıda adeta zamanla yarışan Erdoğan’ın acelesiyle, tüm vebalin üzerine yıkılıp kenara atılma tehlikesini gören (bkz. Davutoğlu) Yıldırım’ın temkinli duruşu arasında gidip gelen bir kabine var. Bu kafa karışıklığı ile daha fazla ilerleme şansı olmayan kabinede bu hafta sonuna kadar kısmi bir değişiklik bekleniyor. Kulislere göre Yıldırım, Erdoğan baskısına daha fazla dayanamayacak.

Masadaki soru Kürt siyaseti
Bu satırları yazdığımız sıralarda Kışanak ve Anlı emniyetten savcılığa götürülüyordu. Önümüzdeki süreç için mahkemenin vereceği karar çok önemli. Bununla birlikte Eş Başkan Figen Yüksekdağ ile ilgili verilen yurt dışına çıkış yasağı AKP’nin bu hattan MHP’nin de baskısı ile çok ilerleyeceğini gösteriyor. Erdoğan ve AKP kurmaylarının bölge milletvekilleri ile yaptıkları toplantıda da bu konunun gündeme geldiği biliniyor.
Suriye ve Irak’ta yaşanan gelişmelerle baktığımızda da Erdoğan ve AKP iktidarının Kürt siyasetinde dönülmez bir yola gelindiğini görebiliyoruz. Bundan sonra atılacak bir ileri adım AKP ve Erdoğan’ın artık Kürtlerden daha da uzaklaşmasını beraberinde getirecektir. Bu konu masada duruyor. Erdoğan’ın bölge milletvekilleri, il başkanları ve hatta en yakınlarında olan Hüda-Par’ın uyarılarını ve endişelerini ne kadar dikkate alıp almadığını bu hafta daha net göreceğiz.

Kürsüdeki kadar net değiller
Kürt siyaseti konusunda Erdoğan’ın ve AKP’nin söylemlerinde kısa süre içinde bir değişim olmaz. Ama yaptıkları ve yapılanlar çok daha önemli olacak. Suriye’ye iki haftadır uçak kaldıramayan, Musul konusunda iyice kenara itilen Türkiye’nin atacağı adımlar söylemler kadar net değil. Diyarbakır’da yaşanacaklar ve sonrası bu açıdan da çok önemli. Ama şu kadarını rahatlıkla söyleyebiliriz ki hem Erdoğan hem de hükümet, kürsüden söyledikleri cümleler kadar net değil.

Anketlere ekonomik kriz girdi
AKP’nin yaptırdığı anketlerin bu ayki ilk sonuçları çıktı. Musul ve Kürtlere yönelik şiddet politikalarından olumlu sonuçları istedikleri düzeyde olmazsa da gördüler. Yine Başkanlık için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Hızlı olmayan ama yukarı doğru çıkan bir ‘evet’le karşılaştılar. Ama AKP için esas sıkıntı beklemedikleri yerden ya da zayıf oldukları yerden geldi. Uzun süre sonra ilk kez ekonomik sıkıntılar yani geçim derdi önemli bir sorun olarak çıktı. Üstelik hükümet de bu alanda başarılı bulunmuyor. Bu hafta bol ekonomi nutuğu duyarsak şaşırmayalım diye söylüyorum. Kendilerinin yaptırdığı anketlere göre durum öyle “dolar bu, iner de çıkar da” ile açıklanabilecek gibi değil.

***

Rutinde ne var?

TBMM Genel Kurulu’nda, HDP’nin, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz hakkında ayrı ayrı verdiği gensorular görüşülecek.

Genel Kurul, 2-3 Kasım Çarşamba ve Perşembe günleri ise Bilirkişilik Yasa Tasarısı için mesai yapacak. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun bütçe mesaisi başlıyor. Ceza yargılamasında değişiklikler öngören tasarı görüşülecek. Adalet Komisyonu, 2 Kasım Çarşamba günü toplanarak, Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısını görüşecek. Çocuklara yapılan cinsel istismar düzenlemesi de burada ele alınacak.

TBMM KİT Komisyonu, bu hafta denetimlerine başlayacak.

Komisyon kimleri dinleyecek?

Eski Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, eski Ankara Valisi ve eski Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar, eski Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, 15 Temmuz gecesindeki Özel Harekat Daire Başkanı ve eski Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral’ı dinlemeyi planlıyor.