Geçen hafta kaçırılmaması gereken iki önemli konserden söz etmiştim.

Birisi Avrupa Turnesi kapsamında Türkiye’de de konser verecek İnti İllimani, diğeri de müzik hayatında 50. sanat yılını kutlayacak olan Bülent Ortaçgil’di bu konserlerin özneleri.

Her iki konserde de ikişer şarkılık konukları olduk bu devrimci Şilili grubun ve ülkemizin en önemli şarkı yazarlarından Ortaçgil’in…

Eğer izniniz olursa bu konserlerle ilgili duygularımı ve gözlemlerimi paylaşmak isterim.

İlk konser cuma akşamı Küçükçiftlik Parkı’ndaydı. Kulise girer girmez ülkemizin önde gelen muhalif müzisyenleri bu efsane grupla birlikte aynı sahneyi paylaşmak hep bir ağızdan “Venceremos” u ,” El Pueblo Unido” yu söylemek için sabırsızlıkla bekliyordu.

Erdal Güney’den Güvenç Dağüstün’e, Metin-Kemal Kahraman Kardeşler’den Orçun Sünear’a, Serap Yağız’dan Ezgi Aktan’a uzanan isimlerin yanı sıra öncesinde sahne alan Peyk ve Moğollar’ın tüm elemanları da konser sonrası yorgunluğa aldırmadan tekrar sahneye çıkacak olmanın mutluluğunu yaşıyorlardı.

***

İnti İllimani Historica (José Seves, Horacio Durán ve Horacio Salinas) grubun 1967 yılındaki çekirdek kadrosundan bu güne kadar Şili kültürünü müzik yoluyla tüm dünyaya tanıtan çok başarılı sanatçılardan oluşuyor. İstanbul’da bu isimlere dört genç müzisyen de eşlik etti. Ve müziklerine katkı sundu. Çok ilginç bir ekip. Hemen hemen herkes birden fazla enstrüman çalıyor. Hepsi vokal yapıyor. Çok nüanslı ve birbirlerini dikkatle dinleyerek çalıyorlar. Yaptıkları şarkılara eşlik etmek değil, çaldıkları her şarkıyı, sanki birlikte yaşamışçasına hissederek, duyarak -her bakımdan- icra ediyorlar. Teknolojinin tüm nimetlerine inat, yerel ve evrensel enstrümanları harmanlayan, tamamen akustik bir müziğin dünyadaki en başarılı temsilcileriyle aynı sahneyi paylaşmak müthiş bir şeydi.

Bir gün sonra ise Bülent Ortaçgil’in müzikte 50. yılını kutlamak için toplandık Harbiye Açıkhava’da. Bu da anlatılması zor konserlerden. Ortaçgil, müziğiyle ve kişiliğiyle öyle bir mahalle yaratmış ki oranın bir sakini olmak hepimiz için çok mutluluk verici.

Sahnede, Ortaçgil ile yıllarca çalışmış Erkan Oğur, Cem Aksel, Baki Duyarlar, Akın Eldes, Barlas Tan Özemek ve Erdal Akyol’dan oluşan müthiş bir ekip vardı.

Ortaçgil gecenin hem moderatörlüğünü yaparken hem de konuklarına akustik gitarı ve vokaliyle eşlik etti. Bol kahkahalı, anektodlu, esprili ama çok duygulu bir geceydi.

Ortaçgil’in 50. yıl kutlama konserinde Ahmet Güvenç, Aylin Aslım, Birsen Tezer, Nejat Yavaşoğulları, Ceylan Ertem, Grup Gündoğarken, Gürol Ağırbaş, Harun Tekin, Hayko Cepkin, Hüsnü Arkan, İsmail Hakkı Demircioğlu, İstanbul Quartet, Jehan Barbur, Redd, Serdar Ateşer, Teoman, Tuna Kiremitçi, Zuhal Olcay vardı.

O gece sadece müzisyenler ve konseri düzenleyenler değil, teknik ekip, sesçiler, ışıkçılar işi ya da görevi olsun olmasın organizatörler, menajerler sektörün tüm emekçileri öylesine büyük bir sevgi, saygı ve enerjiyle çalıştılar ki duygulanmamak imkânsız.

***

İnsanlar doğal olarak sahneye çıkan isimleri bilir ve tanır ama bu gecenin unutulmaz olmasında bazı isimleri hatırlamakta fayda var.

Öncelikle bu geceyi aylar öncesinden tasarlayan, Bülent Ortaçgil’in menajeri, eski Fil Yapım’ın kurucularından ve kendi tabiriyle “Beşiktaş’ın Çocuğu” hepimizin sevdiği, görmekten mutlu olduğu Hayati Kurt başta olmak üzere İsmail Yoğurtçu, Ertan Keser, Şafak Sarı, Cem Yılmazer, Gürol Yılmaz, Hakan Utangaç, Aslı Atasoy, Serkan Fidan ve Ada Müzik ekibine, ayrıca isminin yazılmasını istemeyen, biz sadece yardım ediyorduk diyen bu sektörün çok değerli emekçilerine teşekkür etmek boynumuzun borcu.

Aslında finalde hepimiz “Benimle Oynar Mısın”ı söylerken Hayko Cepkin’in aradaki muzipçe çıkışı geceyi özetliyor. “Oynarız Hocam.”

Evet sevgili Bülent sen şarkılar yazmaya devam et her zaman seninleyiz.

Nice 50 yıllara…