Sabah yazarı Emre Aköz Bağımsız Türkiye başlığı ile ücretsiz halk konseri veren Grup Yorum’u yasadışı bir...

Can Uğur  canugur@birgun.net

Sabah yazarı Emre Aköz Bağımsız Türkiye başlığı ile ücretsiz halk konseri veren Grup Yorum’u yasadışı bir organizasyon olarak nitelendirmekle kalmayıp konsere destek veren kişi ve kurumları da aynı mantıkla suçlu ilan etti. Aköz’e göre alanı dolduran yaklaşık yüz bin kişi de ‘bilinçsizliklerinden’ konsere gitmiş. Aköz yazısında konuya ilişkin olarak Cumhuriyet gazetesi başta olmak üzere Aylin Aslım ve Zülfü Livaneli’ye de hakaret etti. Bununla da yetinmeyen Aköz, sanatçı Aylin Aslım’a ‘şuursuz’ dedi.

GAZETECİ DEĞİL ‘TERÖR UZMANI’
Daha önce de üniversitelilerin demokratik haklarını kullanarak gerçekleştirdiği eylemleri sert biçimde eleştiren Aköz öğrencileri faşist olmakla itham etmişti. Tüm bunları birlikte düşündüğümüzde Aköz’ün yaptıkları aslında çok da farklılık içermiyor. Muhalif tutumuyla bilinen ve bu topraklarda yıllardır müzik üreten Grup Yorum’u adeta bir ‘terör uzmanı’ edasıyla analiz eden Emre Aköz her sene Grup tarafından yapılan ve yüz binleri ağırlayan konseri de el çabukluğuyla bir ‘terör’ eylemine dönüştürüyor.  Konsere katılan ve bağımsız Türkiye sloganına ses  veren, eşlik eden sanatçı ve gazetelerse Aköz’ün nezdinde teröre yardım ve yataklık anlamı taşıyor. Bu yardımları kendi meşrebince   yorumlayan Aköz’ün ‘Durumun farkında olmayan gençler konsere gidebilir... Hatta Aylin Aslım da benzeri bir şuursuzluğu gösterebilir.  Peki ya konuk sanatçı Zülfü Livaneli? Halkın Sesi Partisi'nden Mehmet Bekaroğlu? Yılların Cumhuriyet gazetesi?  Yukarıda pek azına değindiğim ilişkileri bilmiyorlar mı da, biri konsere katılıyor, diğeri göklere çıkarıyor?’ cümleleri de durumu nasıl ‘analiz’ ettiğini yoruma ver bırakmayacak netlikte açıklıyor.

AKÖZ’E YANITI BİNLER VERİYOR
Bakırköy’de gerçekleştirilen ve yüz bine yakın kişinin katıldığı konserde insanların eşitlik ve özgürlük taleplerini dile getirmesi başta Emre Aköz olmak üzere yandaş cenahta eleştiri konusu haline gelebiliyor.  Bu haberleri incelediğimizde gözümüze çarpan ortak yan ise haberlerin bir yazar ya da gazeteci gözünden değil bir terör uzmanı gözünden yapıldığı izlenimi uyandırması oluyor.  Yandaş basının insanların halaylarını çekip türkülerini söylediği ve kardeşlik sloganlarının atıldığı bir ortamdan dahi milliyetçi soslarla bezenmiş bir ‘terör’ anlamı çıkarması ise durumu gayet iyi özetliyor. Özellikle yandaş basın olmak üzere milliyetçi basının da sıkça başvurduğu yollardan birisi olan;  muhalif tutumları terörle ilişkilendirmek, içinde bulunduğumuz dönemin en yaygın araçlarından biri haline gelmiş vaziyette. Yasal anlamda başvuruların yapılıp iznin alındığı bir konserden terör faaliyeti çıkarmanın bir diğer anlamı ise yandaş basının soldan korkusu. Devrimci bir müzik grubunun yaptığı konseri ve ona sunulan desteği terörize etmek adına yazılanlar yukarıdaki durumu da açıklar nitelikte bulunuyor. Daha önce de Nagehan Alçı tarafından başlatılıp Nazlı Ilıcak tarafından sürdürülen polemikte BirGün’e yönelik saldırılarını dillendiren yandaş basının kalemlerinin yandaşlık noktasında birleştikleri ve solu ‘terörize etmek’ noktasında ‘hummalı bir çalışmaya’ giriştikleri görülüyor. Tablonun bu denli net olduğu bir ortamda ise Eşitlik ve Özgürlük isteyenlerin payına ise Grup Yorum dinlemek Birgün okumak ve Yılmaz Güney izlemek düşüyor..