Yeşil Sol Parti (YSP), 10-11 Eylül'de yapılan konferansın sonuç bildirgesini yayımladı. Bildirgede '3. yol' vurgusu tekrarlanırken "Otoriter faşizan gelişmelere esastan itiraz edenler ise bizleriz; iki hegemonik sınıf blokuna karşı çözüm siyasetini biz örgütleyeceğiz" denildi.

Kaynak: Haber Merkezi
YSP: İki hegemonik sınıf blokuna karşı çözüm siyasetini biz örgütleyeceğiz

Yeşil Sol Parti (YSP), önümüzdeki ay yapılan kurultay öncesi hafta sonu Ankara'da düzenlenen konferansların sonuç bildirgesini yayımladı. Bildirgede, YSP'nin kısa ve uzun vadeli hedeflerinden bahsedilirken üçüncü yol çağrısı tekrarlandı. 

YSP, din istismarına karşı özgürlükçü laikliği savunacağını belirtirken yazılı açıklamada, "Doğa Düşmanı İktidara, Sermayeye ve Felaketlerine Karşı Mücadele Edeceğiz" ve "Kadın Düşmanı Politikalara ve Cinsiyet Ayrımcılığına Karşı Özgürlüğümüz İçin Yürüyoruz" alt başlıkları yer aldı.

YSP'nin sonuç bildirgesinden öne çıkanlar şöyle:

"Otoriter faşizan gelişmelere esastan itiraz edenler ise bizleriz; iki hegemonik sınıf blokuna karşı çözüm siyasetini biz örgütleyeceğiz. Bugün bizlerin acil görevi otoriter, faşist rejimden kurtulup Demokratik Cumhuriyet’i inşa etmektir. İnşa sürecinde çözülmesi gereken en temel sorun Kürt meselesidir. Meselenin çözümü için inkâr, imha ve bastırma siyaseti yerine demokratik ve barışçı çözüm adımlarının atılması zorunludur. Bizler, Türkiye’deki halkların ortak çıkarları doğrultusunda, bütün toplumsal kesimlerin kaygılarını gidermeye ve demokratik çözüm ve barış konusunda üzerine düşenleri yapmaya hazırız. Çözümün siyaseti olan, yaşam biçimlerinin, kimliklerin özgürlüğünü sağlayacak, eşitsizlikleri ve adaletsizliği ortadan kaldıracak siyaset olan Üçüncü Yol’u halklarımızın geleceği için önemli bir seçenek olarak en güçlü şekilde inşa etmeye kararlıyız.

'EMEKÇİLERİN HAK ARAMA MÜCADELESİ BÜYÜYEREK SÜRÜYOR'

AKP döneminde işçilerin ve emekçilerin işsizleştirilmesi, güvencesizleştirilmesi ve mülksüzleştirilmesi sistemin ana karakteri haline getirilmiştir. Sermaye yanlısı iktidar, örgütlenen işçi direnişlerini kırmak için kolluk kuvvetini göndererek patronlar için ‘huzurlu çalışma alanları’ inşa etmeye devam etmektedir. Buna rağmen, emekçilerin hak arama mücadeleleri her yerde büyüyerek sürüyor.

Bu yolun mücadelesini vererek kadınlara yönelik işyerinde ve hanede uygulanan çifte baskı ve sömürüye karşı kadın örgütleri ile kolektif zeminleri birlikte güçlendireceğiz. Bu yolun mücadelesi ile aynı zamanda yoksullaştırmanın ve özel savaş politikalarının doğrudan sonucu olan madde bağımlılığına, çürümüşlüğe ve toplumsal yaşamdan koparılmaya esaslı bir yanıt olacağız. 

'ÖZGÜRLÜKÇÜ LAİKLİK ANLAYIŞI'

Önümüzdeki dönemde özgürlükçü laiklik anlayışının siyasal bir hat olarak benimsenmesi ve yaşam bulması başta Aleviler olmak üzere farklı inançlara sahip olanlara ve inanmayanlara karşı uygulanan sistematik baskıyı engelleyebilecek tek yoldur. Devletin bütün ideolojik aygıtlarının inanç-din odaklı baskıyı yeniden üretmesine esaslı bir itiraz anlamına gelen bu anlayış aynı zamanda Sünni inancı istismar eden kurucu devlet aklını da ortadan kaldırabilecek bir mücadele zeminidir."