Nobel ödüllü yazar Mo Yan’ın kaleme aldığı Değişim adlı uzun öyküde, gündelik yaşamın boyutlarının dışında gerçekleşen olaylar sıradan insanın yaşamını baltalar ve derinden zedeler. Mo Yan gibi yazarlar mevcut konjonktürden bağımsız bir biçimde gerçeğe yönelip tabana iner, sokaktaki insanın hikâyesiyle ilgilenirler. “Tarihe insan sıcağının soluğunu katarlar.” Değişim sürecindeki ülkelerin insan hikâyeleri sarsıcıdır. Değişim dönemlerinde kazandığı para arttıkça batıl olana yönelen, övgü duymaya alışan, kazancı uğruna bir başkasını harcayan insanlar çoğalır. “Paragöz” sözcüğü yerine “zenginlik tanrısının hamisi” ifadesinin yer aldığı Değişim’de edebiyatın güçlü metaforları ile karşılaşmak mümkündür.

yuvarlan-ilham-ver-parla-1118767-1.

Halka karşılıksız umut çeklerinin uzatıldığı, sahte aflarla toplumun sahtekâr kesiminin ödüllendirildiği değişim dönemindeyiz. Yaşamın matematiği, içine düştüğümüz halin karanlık bir sömürünün fragmanı olduğunun altını çiziyor. Onurlu yaşamdan feragat etmeden aydınlanma için çabalayan insanlar küçümseniyor, korkutuluyor, yargılanıyor. Sonrası küskünlük, sonrası suskunluk, sonrası terk… Siyaset konuşulurken en çok insan unutuluyor. Aidiyetini iyilik boyutuna taşıyan, varlığıyla parlayıp, ulaştığı yerde hassas yumuşak etkiler yaratan ruhlar ıskalanıyor.

Bugün bahsedeceğim hikâyelerin kahramanları taş, yıldız ve kar tanesi olsa da anlatılanlar insanın hikâyesi. Yolculuğunun ‘an’larını ıskalamak istemeyenlerin değişim hikâyesi…

ZAMAN TAŞI

Binlerce yıldır büyük bir kayanın parçası olan ve bir gün ait olduğu kayadan kopup yuvarlanmaya başlayan taşın öyküsü.

Dinozorlar çağından, ilk insanlara, ilkel yerleşimlerden çağdaş mekânlara doğru yuvarlanan taş, onunla karşılaşan herkese bir yönüyle ilham veriyor. Kitabın yazarı aynı zamanda bir arkeolog. Taşın maceralı ve uzun soluklu yolculuğu aracılığıyla insanlık tarihini kronolojik bir biçimde, çocuklar için anlaşılır keyifli bir dille anlatıyor. Silah, gıda, oyun ya da yazı ve aslında daha fazlası, her dönemde kendi gerçekliğinde taşın varlığına ev sahipliği yapıyor. Taş küçük bir camekanın içinde milyonlarca yılın izleriyle yolculuğunun bitmeyeceğini fısıldarken yazar “taşı taş üstüne koyanlar” ile “taş üstünde taş bırakmayanlar” arasındaki farkı düşünmeleri için okurlara edebi bir pencere açıyor.

Kırmızı Kedi Çocuk, Yazan: Demet Ekmekçioğlu, Resimleyen: Ayça Tuba SancarKırmızı Kedi Çocuk, Yazan: Demet Ekmekçioğlu, Resimleyen: Ayça Tuba Sancar

EVİNİ ARAYAN YILDIZ

Arayışın doğasına ve düşünsel boyutuna odaklanan etkileyici öykü, varılacak olan yerden ziyade o yeri aramaktan vazgeçmemenin şaşırtıcı, büyüleyici ve duygulandıran yönüne dikkat çekiyor. Gözlerini açtığında ışıl ışıl bir gökyüzü ile karşılaşan minik yıldıza eşlik ediyor, ait olduğu yeri aramaya başlıyoruz. ‘Evim’ diyebileceğin bir boşluk bulmalısın diyen diğer yıldızları dinleyen minik yıldız, göğün kalabalığındaki ışıltıda, kara deliğin kıyısındaki tehlikede, takım yıldızlarının tamamlanmışlığında, bulutların geçiciliğinde umutlu, felsefi bir yolculuğa çıkıyor. Kayan bir meteor ile küçük bir çocuğun kalbine hizalanıyor. Arayışında yıldıza eşlik edenler şimdi nerede? Yolculuk düşmeyi zorunlu kılıyorsa yapılması gereken şey ne? Minik yıldız üstüne uzandığı derin mavilikte ait olduğu yeri bulabilecek mi? Yer ile göğün birbirine karıştığı o anda durup tebessüm edecek, yıldız gibi siz de geçmişten bugüne kat ettiğiniz yolları düşüneceksiniz. Zamandan ve makândan bağımsız ışıldamasını istediğiniz çocuklarınızı “parlayacakları yeri bulana dek” yolculuklarını sürdürmeleri için yüreklendirmek ister misiniz?

Yapı Kredi Yayınları, Yazan ve Resimleyen: Gizem Darendelioğlu Yapı Kredi Yayınları, Yazan ve Resimleyen: Gizem Darendelioğlu

KAR TANESİ

Animasyon direktörü ve illüstratör Benji Davies’den kış gecesi tutunduğu buluttan istemeden kopup düşmeye başlayan kar tanesinin etkileyicisi öyküsü. Bulutların, yolunu bulacağını söyleyerek yüreklendirdiği kar tanesi ürkekçe savruluyor. Aynı anlarda kırmızı paltolu minik bir çocuk evine doğru ilerliyor. Çocuğun dileği gece kar yağması, kar tanesininki ise bir yere konabilmek… Bir şehrin akşamüstü manzarasında kar tanesinin ve küçük kızın gözü aynı ışıltılı vitrine takılıyor. Aidiyetin izlerini okurken ‘kendimize ait olanın güzelliği’ de metnin katmanlarına yerleşiyor. Kar yağışı başladığında küçük kızın penceresinin nasıl bir mucize gerçekleşecek? Bir sayfada gökyüzünde süzülürken bir sayfada sıcacık bir evde yeni yılı karşılamaya hazırlanacaksınız. Önce bir yere konabilme telaşını hissedecek ardından‘bekleyişin ve karşılamanın benzersiz heyecanına eşlik edeceksiniz. Kitabın iç kapağında yer alan Sir Francis Bacon’a ait “Sahip olduğumuz tek şey bu an, elimizde bir yıldız gibi parlayan ve bir kar tanesi gibi eriyen…” sözü hatırınızda kalacak. Nereye sürüklenirse sürüklensin konduğu yerde; belki başka bir formda, belki farklı duygularla ama her koşulda ışıldayacak gücü bulanlara…

Redhouse Kidz, Yazan ve Resimleyen: Benji Davies, Çeviren: Şiirsel TaşRedhouse Kidz, Yazan ve Resimleyen: Benji Davies, Çeviren: Şiirsel Taş

***

İran’lı yazar Feriba Vefi’nin Verita Kitap etiketiyle yayımlanan, kadına biçilen rollere ve kimlik sancılarına dikkat çeken romanı Uçup Giden Bir Kuş’u okuduğumda “Senin cennetine, cehennemin üzerime yapışmış izleriyle gelmekten korkuyorum” cümlesinin altını çizmiştim. Cümlenin uyandırdığı hisleri çocuklara yönelik bir tavra dönüştürerek; çocuklara aynı hassasiyetle yaklaşsak, masum ve sevgi dolu kalplerine, parlak sevinçlerine çirkinliklerimizi, sığ korkularımızı, yalanlarımızı bulaştırmasak diyorum! Ah bir gün! Kendimizi sevdikçe, kendimizi tanıdıkça ve önce kendimizi sonra dışımızdakileri anlamaya çalıştıkça…Bir gün! Neden olmasın?

yuvarlan-ilham-ver-parla-1118768-1.