Köklü değişikliklere yol açması beklenen Öğretmenlik Meslek Kanunu hazırlıklarını sürdüren AKP, eğitimde bugüne kadar 15 kez sistem değişikliği yaptı. Sistemi yazboz tahtasına dönüştüren değişikliklerin hemen hepsi eğitimciler, öğrenciler ve veliler için hüsranla sonuçlandı. AKP iktidarının ikinci yılında, 657 Sayılı Kanun ve 1739 Sayılı Kanun’da yapılan değişiklikle öğretmenleri sınıflandıran bir uygulamaya imza atıldı. Değişiklikle getirilen, “Uzman […]

15 kez değişti 16’ncı yolda

Köklü değişikliklere yol açması beklenen Öğretmenlik Meslek Kanunu hazırlıklarını sürdüren AKP, eğitimde bugüne kadar 15 kez sistem değişikliği yaptı. Sistemi yazboz tahtasına dönüştüren değişikliklerin hemen hepsi eğitimciler, öğrenciler ve veliler için hüsranla sonuçlandı.
AKP iktidarının ikinci yılında, 657 Sayılı Kanun ve 1739 Sayılı Kanun’da yapılan değişiklikle öğretmenleri sınıflandıran bir uygulamaya imza atıldı. Değişiklikle getirilen, “Uzman Öğretmenlik” ve “Başöğretmenlik” unvanları eğitimcilerin itirazları ve eğitim sendikalarının açtığı davalar üzerine yargıya takıldı. 2004 yılında yapılan yasal düzenleme 2009 yılında Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla iptal edildi.

İstihdam modeli değişti

Eğitimde güvencesiz istihdamın yolunu açan sözleşmeli öğretmenlik modeli ilk kez 2007 yılında yine 657 Sayılı Kanun’da yapılan değişiklikle gündeme geldi. Değişiklikle “4B Sözleşmeli Öğretmen Alımı” düzenlemesi yapıldı. Hüseyin Çelik’in Milli Eğitim Bakanlığı döneminde yapılan düzenlemeden tepkiler üzerine 2011 yılında vazgeçilse de sözleşmeli öğretmenlik 2016 yılında kalıcılaştırıldı.

arazi satma yetkisi verildi

MEB’e, tahsisli hazine arazilerini satma ve özelleştirme yetkisi 2008 yılında verildi. 1739 Sayılı Kanun ile verilen yetkinin amacı, “Okul yapımı için kaynak yaratmak” şeklinde açıklandı. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, şirketlere okul yapmaları için arsa tahsis edeceklerini ve okulların kiralanacağını belirtti.

Şirket anlayışı hâkim

2011 yılında kaldırılan 3797 Sayılı MEB Teşkilat Kanunu ile eğitimdeki tüm üst düzey kadrolar görevden alınarak eğitimde kadrolaşmanın önü açıldı. Kaldırılan kanun yerine getirilen 652 Sayılı KHK ile daire başkanlarının yerine grup başkanları atandı. Eğitimde şirket anlayışının hakim kılınmaya başlandığı tüm bu değişikliklerin ardından okul yöneticiliği için yazılı ve sözlü sınav uygulaması getirildi.

Eğitimde “4+4+4” sistemine geçilmesinden sonra 222 Sayılı Kanun’da 2012 yılında yapılan değişiklikle 50 bin sınıf öğretmeni “norm fazlası” oldu. Öğretmenlere, yan alanlara geçiş “fırsatı” sunularak mesleğin içi boşaltıldı.

Meslek liselerinin özelleştirilmesi ve dershanelerin temel liselere dönüştürülmesi uygulaması 2014 yılında yapılan kanun değişikliğiyle sağlandı. Sözleşmeli öğretmenlik modeli ve sözlü sınav da 2016 yılında çıkarılan KHK ile kalıcılaştırıldı.

AKP bu konuda sabıkalı

Son 16 yılda çıkarılan ve öğretmenleri ilgilendiren kanunların hepsinin eğitime darbe vurduğunu belirten Eğitim İş Hukuk Sekreteri Maksut Balmuk, “Hazırlıkları süren Öğretmenlik Meslek Kanunu AKP’ye yaptırılmamalıdır, çünkü AKP bu konuda sabıkalıdır” dedi. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un, “Toplumsal mutabakat olmadan eğitimde yol alınamaz” sözlerini anımsatan Balmuk, şunları söyledi:

“Öğretmenlik Meslek Kanunu çıkarılması 24 Haziran seçimlerinde gündeme gelmişti. İktidar da muhalefet de aynı vaatte bulunuyordu. Bu kadar büyük bir kitlenin bir meslek kanunu olması elbette ki doğru bir yaklaşımdır. Fakat bu kanunun neler getireceği ve kimler tarafından hazırlanacağı çok önemli. Kanun ile öğretmenliğin 16 yıldır itibarsızlaştırılmasına son mu verilecek yoksa elde avuçta kalanlar da mı alınacak?”