İsveç Kralı 16’ncı Gustav’ın bir çiftliği var. Çiftliğinde inekleri var. ‘Mö, mööö’ diye bağırır çiftliğinde Kral Gustav’ın... Ali Baba’nın...

İsveç Kralı 16’ncı Gustav’ın bir çiftliği var. Çiftliğinde inekleri var. ‘Mö, mööö’ diye bağırır çiftliğinde Kral Gustav’ın... Ali Baba’nın çiftliğinden uyarlama bu şarkı, şu sıralar İsveçlilerin dilinde. Eurovision’da geçen hafta İsveç’i sondan dördüncü yapan şarkının acısını, İsveçliler bu nakaratları söyleyerek kafalarından atmaya çalışıyor.
Şarkıda yapılan uyarlama da boşuna değil. İsveç Kralı’nın gerçekten bir çiftliği var. Kralın ineklerini gündeme taşıyan da Avrupa Birliği destek fonlarından 16’ncı Gustav’ın aldığı paralar. Üç yıl önce İsveç Kralı Gustav, hobi olarak yaptığı inekçiliği geliştirmeye karar vermiş. Çiftliğini büyütmek için bir A.Ş. şirketi kurmuş. Çiftliğine 300 tane inek satın alınmış. Genişletilen ve şirket haline getirilen çiftlikte kesilen ineklerin etleri, iç piyasaya satılmış. Geçen üç yıl içinde İsveçlilerin et tüketimi, rakamlara bakıldığına, artış göstermiş ama Gustav’ın çiftliğinde işler, piyasadaki büyümeye rağmen iyi gitmemiş.
Kral, işleri düzeltmek için Avrupa Birliği fonlarından yardım almaya karar vermiş. Yapılan başvuru kabul edilmiş ve AB’nin merkezi Brüksel’den 2007 yılında Kralın çiftliğine 400 bin kron yardım gönderilmiş. Avrupa Birliği, İsveç Kralı’nı diğer Avrupa vatandaşlarından ayırmamış. Onun istediği yardımı hesabına geçivermiş. Sonuçta İsveç, AB üyesi bir ülke. İsveçlilerden toplanan vergilerin bir kısmı Avrupa Birliği’ne gönderiliyor. AB üyesi ülkelerde, kimin ne ihtiyacı varsa uygun görüldüğünde bu paralar harcanıyor. İsveç Kralı 16’ncı Gustav da inekleri için AB havuzundan payına düşeni istediyse Brüksel buna ne yapsın.
Şanssızlık, Kral aldığı yardımla da işleri yoluna koyamamış. Geçen yıl da AB’nin kapısına dayanmış. Onun için yardım, bunun için yardım, derken toplamda 3,6 milyon kronluk bir para Avrupa Birliği üzerinden çiftliğe “Al, hayrını gör” diye aktarılmış. Yardımların boyutu artmış ama çiftliğin 2008 cirosu, 2007’ye göre düşük çıkmış. Kralın çiftliğinde neyin ters gittiği ve Avrupa Birliği’den alınan yardımlar konusunda, Kraliyet Sarayı yetkililerinden bilgi alınamıyor. Saray, konuyla ilgili olarak yorum veya açıklama yapmayacağını belirtip olaydan elini ayağını çekti.
Gelişmelerin basına yansımasıyla İsveçliler de faturayı zaten monarşiye değil, Kral Gustav’a kesmiş durumda. Olay üzerine yapılan anket çalışmasında fikirleri alınan İsveçlilerin yüzde 61’i, AB fonlarından kralın yararlanmasını yanlış buluyor. Yüzde 39’u da kralın herhangi bir çiftçi gibi AB’den destek alabileceği görüşünde birleşiyor. İsveç’te, kraliyete her yıl bir bütçe veriliyor ve bu bütçenin yarısıyla sarayların bakımı, onarımı kalem kalem muhasebesi tutularak yapılıyor.
Diğer yarı örtülü ödenek gibi oluyor. Kral, bütçesinin bu kısmıyla dış gezilerini yapıyor, ihtiyaçlarını karşılıyor. Düşünülecek olursa bu ikinci kısım kralın maaşı oluyor ve istediği gibi harcayabiliyor.
Kralı zor duruma sokan AB yardımları konusunda tek suçlu bulunan Gustav ve inekleri değil. İsveçli Sosyal Demokratlar da topun ağzında. Şimdi muhalefette olan İsveç’in sosyal demokratları, işlerini iyi yapmamakla suçlanıyor. Vatandaşların “Solcular, doğru zamanda, doğru tepkiyi sadece hükümete değil gerekirse krala da göstermekle sorumludurlar” yorumları gazetelerde ve bloglarda yayınlanıyor.
“İyi et vermeyen inekler sadece Gustav’ın çiftliğinde değil aynı zamanda parlamentoda da oturuyor” deniliyor.
Türkiye’de muhalefet kanadında oturan sosyal demokratların çok şükür ki bir de denetlemek zorunda oldukları bir kralları yok. Zira bizimkiler 300 ineğin hesabını değil, gelinlerin pırlanta şirketlerini, oğulların gemiciklerini tasa etmekle yükümlüler. Ama ben de onları destekliyorum, en güzeli gamsızlık.