Akbelen yeni bir mücadele kapısını aralıyor

Yunus Emre Ceren

Akbelen’de son bir haftadır kömür sahasını genişletmek için başlatılan ağaç kıyımına karşı köylüler, sosyalistler ve çevreciler direnişte. Devlet, Limak’ın sahibi olduğu santralin adeta korumalığını yaparken, direniş tüm bu saldırılara karşı durmuyor, giderek büyüyor ve kalabalıklaşıyor. Akbelen’deki son durumu, direnişin yapısını ve çıkarılacak dersleri, ilk günden beri mücadelenin parçası olan SOL Parti Milas ilçe başkanı Hüseyin Yorulmaz’a sorduk.

İlk olarak, Akbelen’de direniş şu anda ne durumda?
İlk günden itibaren ivmeli şekilde yükseliyor direniş, kalabalık her geçen gün daha fazla artıyor. Gönüllüler, çevreciler, siyasi partiler. Ancak ağaç kesimini henüz engelleyemiyoruz. Yoğun bir müdahale altındayız. Burayı kesmeden bırakmayacaklarını anlıyoruz. Ancak yerel halk kararlı.

Yerel halkın direnişi sahiplenmesi ne şekilde oluyor?
Ben de yakın köyden geldim. Yerel halkın bir kısmı santralde çalışıyor, iş bağlantısı var. Köylülerin bir kısmı topraklarını hâlâ satmazken bir kısmı da çoktan satmış durumda. Bu iki grup arasında da bir gerilim olduğunu söyleyebiliriz aslında. Şu an köylüler arasında tam anlamıyla bir birlik olduğunu söyleyemiyoruz. İkizköy de bu problemi yaşıyor ancak Çamköyü ve Karacahisar köyünde de bu sorunlar var. Diğer köylerden de alım yapıldığını, santraldeki işçilerin bir kısmının yakın köylerden, bir kısmının İkizköy’den alındığını biliyoruz. İkizköy de dahil köylerde muhtarlara da santral lehine açıklamalar yaptırılıyor.
Kalabalıklaşma var, ancak altını çizmek gerekir ki köylerle siyasi partiler, çevreciler arasında bağı köylülerin kurduğu komite sağlıyor. Bu komitelerde alınan kararlara göre hareket ediyoruz, ona göre talepte bulunuyoruz ya da zorluyoruz. Köylüler en ön safta cop yiyor, şiddet görüyor ancak bırakmıyorlar. Şu an sonuç alamasak da ilk güne göre mücadele içerisinde büyüyerek farklı bir noktaya geldi, her gün daha da kalabalıklaşıyor.
Yerel halk ve destek için gelenler arasındaki bağı komiteler sağlıyor diyorsunuz.
Bir ortak akıl oluşturuluyor. Siyasi partilerden desteğe direnişe gelenler köylülerle iç içe geçmiş durumda. Güven ortamı sağlanmış durumda. Bu ortak aklı beraber oluşturuyorlar. Ortak eylemleri ve hamleleri de bu komite belirliyor, biz uyguluyoruz.

Somut olarak engel olamıyoruz ağaçların kesilmesine diyorsunuz. Peki daha uzun erimli baktığımızda bu mücadelenin ileriye dönük olumlu sonuçları olabileceğini düşünüyor musunuz?
Tabii ki olumlu sonuçları olacaktır. Daha önce Milas ve çevresindeki köyler politize değildi. Ancak sorun başlarına gelince, hayatlarına dokununca kendi haklarını arama noktasından politize oldular. Ben evrilmesi gereken çok güzel yerler olduğunu düşünüyorum. Yalnızca Akbelen’le sınırlı kalmadan, Muğla’nın diğer maden yataklarını da etkileyebilir. Ben yeni bir mücadele kapısının anahtarı olduğunu düşünüyorum.