PINAR YÜKSEK Çanakkale’nin Ayvacık ilçesindeki Babakale Köyü’nde kadınlar, kendilerinin kurdukları, hem gelir elde etmek hem de köyde çeşitli sosyal-kültürel faaliyetler gerçekleştirmek için işlettikleri ‘Babakale Güzelleştirme Kültür ve Dayanışma Derneği Lokali’nin Köy Muhtarı Bekir Vargün tarafından boşaltılmak istenmesine karşı direniyor. Direnişlerini bir basın metni ile anlatan kadınlar 2009’da dernek kurulduğundan beri deneğin makbuzlarının çalınmasından binayı yakma […]

Babakale’de kadınların  direniş öyküsü

PINAR YÜKSEK

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesindeki Babakale Köyü’nde kadınlar, kendilerinin kurdukları, hem gelir elde etmek hem de köyde çeşitli sosyal-kültürel faaliyetler gerçekleştirmek için işlettikleri ‘Babakale Güzelleştirme Kültür ve Dayanışma Derneği Lokali’nin Köy Muhtarı Bekir Vargün tarafından boşaltılmak istenmesine karşı direniyor.

Direnişlerini bir basın metni ile anlatan kadınlar 2009’da dernek kurulduğundan beri deneğin makbuzlarının çalınmasından binayı yakma girişimine karşılaştıkları pek çok zorluğu ve son olarak da mevcut muhtarın lokali tahliye girişimlerini anlatıyor ve şöyle söylüyor: “Tüm bunlara rağmen üretimden gelen güçlerini kullanan kadınlar direnmeye devam ediyor ama yine de yüzlerinden neşeyi ve gülümsemeyi eksik etmiyorlar ve desteğinizi bekliyorlar.”

Biz de dernek başkanı Şükran Erkan ile direnişlerini, derneğin faaliyetlerini, hayatlarını nasıl değiştirdiğini ve bundan sonra yapacaklarını konuştuk. Tam da bu sırada dernek binası için muhtar tarafından çıkartılan yıkım kararı, için açtıkları davada ara karar verildi ve yıkım kararı iptal edildi. 

Kadınlar direnmeye, üretmeye ve hayata dokumaya devam edecek; biz de Türkiye’nin en batı ucundaki bu öyküye ortak olalım:

• Babakale Güzelleştirme Kültür ve Dayanışma Derneği Lokali nasıl kuruldu, bu fikir nasıl oluştu? 

Babakale Güzelleştirme Kültür ve Dayanışma Derneği lokali 29 Ekim 2009 tarihinde ilk genel kurulunu gerçekleştirerek kuruldu. Derneğin şu an bulunduğu binası köy tüzel kişiliğine ait bir yerde bulunan, zamanında liman şantiye binası olarak yapılıp kullanılan bir bina imiş. Kaderine terk edilip, harabeye dönmüş olan bu binayı daha sonra dönemin muhtarı sadece çatısını onararak derneğe 20 TL aylık ve 20 yıllığına kiraladı. 

Benim Babakale’de 6 odalı küçük bir pansiyonum vardı. O yıllarda gelen konuklarımdan hep şunu duyuyordum: “Köye 10 yıl önce gelmiştik, hiç bir şey değişmemiş, hiç bir gelişme olmamış” diyorlardı. Bu beni çok üzüyordu. Sonra bir şeyler yapma gereği duyarak düşündüm. Dernek kurma fikri buradan çıktı. Köyün kadınlarıyla konuştuk, fikir benimsendi. Onlar da evde ürettiklerini satabilecekleri bir girişim olsun istiyorlardı. Kısacası birçok engeli aşarak, büyük mücadeleler vererek dernek kuruldu. Her geçen yıl kendisini geliştirerek, bir de derneğe bağlı iktisadi işletme bünyesinde aile çay bahçesi açtı. 

• Şimdiye kadar dernekte nasıl etkinlikler gerçekleştirdiniz, bu derneğin köydeki kadınların hayatlarına etkisi ne oldu? Burada yaşadığınız en güzel, en önemli anılardan bahsedebilir misiniz, örnekler verebilir misiniz?

Birçok etkinlik gerçekleştirdik. Örneğin; sağlık konusunda bilgilendirici toplantılar yaptık. Bunlar branşlarında yetkili sağlık personeli doktorlardı. Kadınların KETEM kontrollerini yaptırıp, iki yıl takip ettik. Ev pansiyonculuğu kursu açtık. Kadınlar sertifikalarını aldılar. Bugün bu alandan para kazananlar var. Dernekte çalışarak kazandığımız paralarla yurt içi ve yurt dışı gezileri yaptık. Bunlardan bir kaçını şöyle sıralayabilirim; Anıtkabir, Ankara, Eskişehir, Karadeniz, GOP turu gibi. Yurt dışı olarak Gürcistan, Kıbrıs, Midilli Adası, Yunan adaları gibi. Daha sayamadığım birçok yeri burada, kadınlar kendi emekleriyle kazandıkları paralarla görme ve gezme şansını buldular. 

Benim ömrüm oldukça unutamayacağım derneğin kuruluş aşamasında yaşadığım bir gündür. O gün evlerinizde ne kadar fazla eşyanız varsa getirin demiştim. Paramız yoktu, eşyamız yoktu. Elde olan yarı harabe bir bina vardı. O gün kadınların karınca gibi taşınmaları görülmeye değerdi. Masalar, sandalyeler, mutfak araç-gereçleri, çay, kahve, şeker vs. her şey gelmişti. Oturup bir güzel çay demleyip, kendi aramızda olumlu istişareler yaptık. Toplantımız bitip herkes evlerine dağılırken kendi getirdikleri çay ve şekerden yapılan çayların parasını da bırakıp “derneğe gelir olsun” demeleri gözümün önünden gitmiyor. 

• Şu an Babakale Köyü’nden kadınlar olarak muhtara karşı lokalinizi, emeğinizi, etkinliklerinizi korumak için direniyorsunuz. Bu süreçte neler yaşandı, şu an durum nedir?

Önce hukuk mücadelemizi başlattık. Muhtarın tarihi esere yakın gerekçesiyle Çanakkale İl Özel İdare encümeninden yıkım kararı çıkartması, bu kararı ilişkin elektriğimizin ve suyumuzun kesilmesi birbirini takip etti. Şu an Çanakkale İdare Mahkemesinde iptal davası ve Asliye Hukuk Mahkemesi’nde elektrik ve su için ihtiyadi tedbir davası açmış bulunmaktayız. Daha sonrasında basın bildirimizi yaptık. Birçok yerel ve ulusal gazetede yayımlandı. TV haberlerine konu olduk, basın gücünü gösterdi. Yakından ve uzaktan birçok sivil toplum örgütü bizi aradı. Şimdi ziyaretler başladı. İlk konuklarımızı 26 Mayıs’ta ağırladık. Bunlar Çanakkale kadınlarıydı, duyarlılıkları için çok minnettarız, çok teşekkür ederiz.

• Direnişinizle dayanışma göstermek isteyenlere ne söylemek istersiniz, size nasıl destek olabilirler?

Mümkünse sesimizi daha uzaklara, hatta daha üst makamlara duyurmamızda yardımcı olabilirler. Ziyaretimize gelip bize yalnız olmadığımızı hissettirebilirler. 

• Peki direnişi kazandıktan sonra dernekte nasıl etkinlikler yapmayı planlıyorsunuz?

Önce bir kazanalım, o zaman dernek çizgisini bozmadan gelişmesini sürdürecek. Öncelikle köyde birliğin beraberliğin yeniden sağlanması dileğimiz, amacımız ise kazanılan paralarla köyün güzelleşmesine katkıda bulunmak. Bugün itibariyle geldiğimiz noktada İdare Mahkemesi ara kararını, yürütmeyi kısa bir süre durdurma olarak bizim lehimize verdi. Devamının da aynı şekilde gelmesini umuyoruz.