Süper Lig’de 2022-2023 sezonunun başlamasına yalnızca altı gün kaldı. Şampiyonluk adayları arasında durumu en çok tartışma konusu olan ekip ise Beşiktaş. Bunun çeşitli sebepleri var ancak siyah-beyazlı yönetimin ortaya bir plan koyamaması. Şu ana kadar iki resmi maça çıkan Kara Kartal’ın kullanabileceği oyuncu sayısı 13. Bu kadroya yeni Ante Rebic ve sakatlıktan dönmesi muhtemel Rachid Ghezzal’ı eklersek, Şenol Güneş’in kullanabileceği oyuncu sayısı 15’e çıkıyor. Hedefi şampiyonluk olan ve üç kulvarda da ilerlemek isteyen bir kulüp için bu kabul edilemez bir durum. 

İyi ve iddialı bir takımın her bölgeyi iyi alternatiflerle yedekleyebilecek bir kadro kurması şart. Bu donanımı sağlayamadığınız bir kadrodan şampiyonluk beklentisi mucizenin ötesinde bir beklenti olur. Peki Beşiktaş yönetimi neden beklentileri karşılayacak bir kadroyu henüz oluşturamadı gelin bu sebeplere yakından göz atalım.

Strateji: Ahmet Nur Çebi’nin başkanlık koltuğuna oturduğundan beri dile getirdiği konu ekonomik sürdürülebilirlik. Bunun için de başta transfer olmak üzere kulübün her türlü giderinin kısıtlanmasından yana. Siyah-beyazlıların mevcut ekonomik durumunu ele aldığımızda bu anlaşılabilir bir plan. Ancak işin Çebi tarafından anlaşılmayan tarafı buranın bir müesese değil spor kulübü olduğu. Ahmet Nur Çebi, kulübü bir tüccar gibi yönetmeye çalışıyor ve en büyük yanlışı burada yapıyor. Spor kulübünü düzlüğe çıkarabilecek en kestirme yol sportif başarı. Bunu kulübe sağlayacak sermaye de seçtiğin personeller. Yani en büyük sermayen insan. Doğru oyuncuyu, doğru teknik ekibi kulübün imkânlarına uyacak şekilde seçebilmek spor yöneticiliğinin başlıca unsuru. Yani demir ihracatçısı kimliğinden sıyrılmadan ‘Para yok’ diyerek Beşiktaş gibi yarışan bir kulübü yönetmek mümkün değil. Bunu Beşiktaş camiası kabullenemez.

Zar hep düşeş gelir mi?

Yukarıda Çebi’nin en temel yanlıştan bahsettik. Elbette bunun en önemli yansıması siyah-beyazlıların yaptığı transferlerde görülüyor. Filmi biraz geriye saralım: Beşiktaş, 2020-2021 sezonununun başında o zaman kariyeri büyük bir düşüşün içinde olan medyanın ‘bir dizi yok’ dediği Vincent Aboubakar’ı ve taraftar forvet beklerken son gün evrakları motorla yetiştirilen Rachid Ghezzal’ı transfer etmişti. Siyah-beyazlılar bu iki transferin ana rolü üstlendiği sezonda şampiyonluğa ulaştı. Beşiktaş sezon başında bir zar atmıştı ve bu zar düşeş geldi. 

Çebi yönetimi bu iki transferde şanslı olduğunu kabul etmek yerine kariyeri düşüşte veya sakatlık geçmişi kabarık olan oyunculara yönelmeye devam etti. Evet, Türkiye gibi Avrupa’nın popüler olmayan liginde transferde belli başlı riskler almak zorundasın. Ancak bir transfer döneminde en fazla bir, taş çatlasın iki defa bu riski alabilirsin. Beşiktaş’ta bu transfer döneminde ‘sorunlu’ oyuncular profili geleniyle gelmeyeniyle hat safhaya ulaştı. Gündeme gelen her iki isimden birinin çok ciddi sakatlık geçmişi var. Panik halinde taraftarın tepkisini azaltmak için alınan yanlış kararlar, tutarlı olmayan oyuncu tercihleri ve zarın hep düşeş gelmesini bekleyen bir yönetim… Beşiktaş bir düzen olmadan tamamen spontane alınan kararlarla yönetiliyor ki bu bir spor kulübü için en endişe verici durum.

Bu şartlar altında taraftarın yönetimi istifaya tepki göstermesi oldukça doğal ancak haklı bir tepki. Ama transfer dönemi bitmeden yapılacak bir iki yıldız transferi bu tepkileri azaltabilir hatta bitirebilir. İşte burada da Türkiye’deki taraftar profili üzerinden bir eleştiri yapmakta fayda var. ‘Çebi yönetimi başarısızdır ve yapacakları bir iki transfer bu başarısızlığın üstünü örtemez’ diyen insanların sesinin daha yoğun çıkması belki de kulüplerin geleceğini kurtarabilecek en önemli unsur. Popülizmin yerine doğrunun tercih edildiği günleri görmek dileğiyle…