Beşik kertmesiyle kuzeniyle imam nikâhı kıyılan Vildan ve sevdiği erkek, vahşice katledildi. Olayı Vildan’ın kardeşinin ifadesi aydınlattı. Henüz çocuk yaştaki Dilan ifadesinde “Beni de evlendirmelerini istemiyorum” dedi. İddianamede bir skandalın gizlendiği ortaya çıktı.

Beşikten mezara vahşet
Vildan Çelik ve Osman Çelik

Okuyacağınız vahşet zinciri, Türkiye’de 32 yıl boyunca devam etti.

Vildan İnce ve kardeşi Dilan (kimliğinin belli olmaması için ismini değiştirdim) törenin, kan davasının, cinayetlerin, erkek egemen toplumun barbarlığının içine doğmuştu.

Aslen Diyarbakır Hazro’luydular. Ama aileleri kan davası nedeniyle devlet tarafından Kırşehir’in Kaman ilçesine bağlı Bayramözü köyüne yerleştirilmişti. Vildan ve Dilan burada büyümüştü.

Bayramözü Köyü

Dilan, 30 Aralık 2020 günü öğle saatlerinde Bayramözü köyündeki evin penceresinden dışarı bakıyordu. 15 yaşındaydı. Beyaz otomobilin köye girdiğini gördü. İçinde ablası Vildan’ın olduğunu biliyordu. Tedirgindi, onu ailesinin öldürmesinden korkuyordu. Vildan bir ay önce evden kaçmıştı. Beyaz otomobil evin bahçesinde durdu. Çok soğuktu, kar yağıyordu. Vildan ile birlikte büyük ablası Hatice Sesigüzel ve eniştesi otomobilden indi. Birkaç dakika sonra ikinci otomobil geldi. Bu arabada ise ilk kez gördüğü Osman Çelik vardı. Ağabeyi Recep İnce onu getirmişti.

‘OSMAN İLE KAÇACAĞIM’

Bir ay önce ablası Vildan, Dilan’a Osman ile birbirlerini sevdiklerini, onunla kaçacağını söylemişti. Ablasını en iyi o anlardı. Çünkü ablasıyla kader ortağıydı. O da ablası gibi beşik kertmesi olarak halasının oğluna verilecekti ve onunla evlenmek istemiyordu. Vildan 5 yıl önce, 18 yaşındayken beşik kertmesi olduğu amcasının oğlu ‘Paşa’ lakaplı Resul İnce’yle imam nikâhıyla evlendirilmişti. Kaman ilçesindeki bir evde yaşıyorlardı. Kasım 2020’de 23 yaşındaki Vildan ile Kaman’da su tesisatı işi yapan 23 yaşındaki Osman kaçtılar. Antalya’ya gittiler ve burada resmi nikah kıyarak evlendiler. Vildan telefonla sadece Dilan’ı arıyor ve onunla konuşuyordu. Annesini, babasını ve diğer kardeşlerini soruyordu. 8 kardeşlerdi.

Vildan Çelik ve Osman Çelik
(Fotoğraflar: BirGün)

AİLE MECLİSİNİN ÖLÜM TUZAĞI

28 Aralık 2020 günü, yani korkunç olaydan iki gün önce Vildan, annesi Kadriye İnce’yi telefonla aradı. Osman ile evlendiklerini söyledi. Aile meclisi ölüm kararı almıştı. İddianameye göre; Kadriye İnce ve Vildan’ın ablası Hatice Sesigüzel planı uyguluyordu. Vildan’a babasının hasta olduğunu ve onları bağışladığını söylediler. “Osman ile gelin, babanın elini öpün” dediler. 30 Aralık 2020 günü Vildan, Kaman’daki devlet hastanesi önünde ablası Hatice Sesigüzel ve eniştesiyle buluştu. Osman ise kendi ailesinin evine gitmişti. Onu da köye götürmek için Vildan’ın ağabeyi arabayla geldi. Vildan ve Osman, köydeki eve girerken köyün içinde ‘Paşa’ lakaplı Resul İnce’nin pusuda beklediğini bilmiyorlardı. Dilan’ın da aile meclisinin kararından haberi yoktu. Ablasına sarılmıştı. Vildan evde babasının hasta olmadığını gördü ve şüphelenmişti. Yine de elini öpmek istedi. Babası Veysi İnce ne Vildan’ın ne de Osman’ın elini öpmesine izin vermedi.

Resul İnce

OSMAN’IN AĞZINI BAĞLADILAR

Bu sırada Dilan, ‘Paşa’ ile Vildan’ın ağabeyi Ramazan İnce’nin eve ellerinde büyük sopalarla girdiğini gördü. Osman’ı kalın odunlarla dövmeye başladılar. Veysi İnce ise kızı Vildan’a sopayla vuruyordu. Vildan’ın diğer iki erkek kardeşi de seyrediyordu. Dilan, dehşet içinde bir köşeye sığınmış, çığlık atıyordu. Osman’ın bıçaklandığını ve kanlar içinde kaldığını gördü. İki ağabeyi, kanlar içinde kalan Osman’ı kollarından tutarak banyoya götürmüştü. Ardından banyoya Paşa ve en büyük ağabeyi Ramazan İnce girdi. Kıyafetlerini çıkarttıkları Osman’ın ellerini ve ayaklarını iple bağladılar. Ardından Vildan’ın başındaki eşarbı aldılar. Banyoda Osman’ın ağzını bu eşarp ile bağladılar. Osman’ın “Ramazan abi yapmayın” diye bağırışları duyuluyordu. Tuvalet pompasının sapıyla Osman’a cinsel istismar girişiminde bulundular ve bunları cep telefonuyla kaydettiler.

LEĞENLERE YATIRDILAR

Ramazan İnce, banyodan çıkıp telefondaki görüntüleri Vildan’a gösteriyor ve “Al bak kocanın haline… Kocana ne yaptık” diyordu. Daha sonra Osman’ı banyodan çıkarıp gövdesini leğene yüzüstü yatırdılar. Artık havanın kararmasını bekliyorlardı. Dilan, kanlar içindeki adamı ve yaralanmış ablası Vildan’ı ağlayarak izliyordu. Çaresizdi... Akşam karanlığı çökünce Osman’ı giydirdiler. Güçlükle ayakta duruyordu, çok kan kaybetmişti. Vildan’a, Dilan’ın kırmızı hırkasını giydirdiler. Dilan, babası Veysi İnce, üç ağabeyi, Paşa ve halasının oğlu Berhuda İrten’in, Vildan ile Osman’ı köyün dışındaki ormanın zifiri karanlığına doğru yürüyerek götürmelerini seyretti. Vildan ve Osman, ölüme teslim olmuş gibiydi, sessizlerdi.

‘OSMAN’I ÖLDÜR DEDİK’

Bir saat sonra 6 erkek geri döndüklerinde Vildan ve Osman yoktu. Dilan, babasının annesiyle konuşmasını duydu. “Ömerkahya köyü ormanında çeşmenin oraya cesetlerini bıraktık” demişti. Beşik kertmesi Berhuda İrten, Dilan’ın yanına gelip cinayetleri anlattı. “Vildan’ın eline tabancayı verip Osman’ı öldürmesini söyledik. Vildan ateş etmedi. Paşa önce Vildan’ı 3 kurşun sıkıp öldürdü, Osman’a 6 el ateş etti” dedi. Bu sırada anne Kadriye İnce, baba Veysi İnce’ye “Keşke cesetleri suya atsaydınız” diyordu.

Osman ve Vildan Çelik’i ormanlık alana gömmüşlerdi.

Cesetlerin ormana bırakıldığını duyan Dilan, sabah Berhuda İrten ile konuştu. “Gidip bak, belki ölmemişlerdir” dedi. Berhuda gidip baktı ve cesetlerin aynı yerde olduğunu söyledi. Veysi İnce, sabah oğlu Recep’e cesetleri gömmelerini söyledi. Dilan bu kez ağabeyi Recep İnce, beşik kertmesi Berhuda ve halasının eşi Mehmet Sesigüzel’in ellerinde kazma ve küreklerle ormana doğru gidişlerini seyrediyordu. Cesetleri gömdüler.

Kadriye İnce

‘İYİ ÇEKİN PİŞMAN DEĞİLİM’

Bu sırada Osman’ın babası, jandarmaya başvurdu. Jandarma ekipleri, Berhuda’nın gösterdiği yerde cesetleri buldu. Baba Veysi İnce, anne Kadriye İnce, ağabeyler Ramazan İnce, Resul İnce, Recep İnce, abla Hatice Sesigüzel, enişte Mehmet Sesigüzel ve Berhuda İrten tutuklandı.

Veysi İnce

Hepsi aile meclisi kararı olmadığını, cinayetleri ‘Paşa’ lakaplı Resul İnce’nin işlediğini söyledi. Paşa ise kayıplara karışmıştı. 3 ay sonra Kayseri’de çobanlık yaparken yakalandı. Emniyetten çıkartılırken gazetecilere “İyi çekin. Pişman değilim. Aklım yapmadıklarımda. Namus meselesi” dedi. İfadesinde ise cinayeti Vildan’ın babası ve ağabeylerinin işlediğini öne sürdü.

Resul İnce olaydan sonra yakalanmıştı.

‘BENİ DE EVLENDİRECEKLER’

Bu vahşetle ilgili iddianamede Dilan’ın pedagog eşliğinde alınan ifadesi vardı. Yaşadıklarını, tanık olduklarını anlattı. Son olarak şöyle dedi: “Ailem ablam Vildan gibi beni de beşik kertmesi yaptılar. Beni zorla Berhuda İrten ile evlendirecekler. Bu evliliğe rızam yoktur. Ben bundan sonra ailemle yaşamak istemiyorum.” Osman Çelik’in ailesinin avukatı Sinem Oktar Toksari ile konuştum. Dilan’ın, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından koruma altına alındığını ve kimliğinin değiştirildiğini anlattı. Yargılama sürecinde bir kız kardeşi sürekli olarak Dilan’a ulaşmaya çalışmıştı. Amacı; Dilan’ın ifadesini değiştirmesiydi. Ama başaramadı.

YAŞANANLAR GİZLENDİ

Ancak iddianamede çok önemli bir gerçek gizlenmişti. İddianamenin sadece bir yerinde ‘Paşa’nın hakkında yakalama kararı olduğu için Vildan ile resmi nikâh kıyamadığı anlatılmıştı. Bu suçun içeriğine çok önemli olmasına rağmen değinilmemişti. Bu; bir katliamdı. 1988 yılında Diyarbakır Hazro’nun Meşebağlar köyünde İnce ve Zeren aileleri arasında kan davası başlamıştı. Kan davasının devamında 2006 yılında Diyarbakır’da Abdulkadir Zeren öldürüldü. Kalabalık olan İnce ailesinin fertleri, devlet tarafından Mersin Tarsus ile Taşucu ilçeleri ve Kırşehir Kaman’a yerleştirildi. 9 Şubat 2007’de Zeren ailesinden 3 kişi Mersin Tarsus’a gelerek İnce ailesine pusu kurdu ve silahlı saldırıda Ömer İnce’yi öldürdüler. İki kişi ise yaralandı. Ömer İnce, ‘Paşa’ lakaplı Resul İnce’nin ağabeyiydi.

ÜÇ YILDIR ARANIYORDU

5 kişinin katilleri teslim oldu, ‘Paşa’nın üzerinde cinayet silahlarından biri vardı. Katliam davası uzun sürdü. Paşa, suç tarihinde 14 yaşında olduğu için 5 yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi. 19 yaşında cezaevinden çıkmış ve kan davası nedeniyle ailesinin göç ettiği Kırşehir Kaman’a gelmişti. Tutuksuz yargılanırken 2017 yılında 69 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Ancak Kırşehir Kaman’da, ailesinin yanında olmasına karşın yakalanmadı. Hatta 2015 yılında, Vildan 18 yaşına gelince imam nikahı kıymışlardı. İddianamede bir katliam failinin 3 yıldır aranmasına karşın yakalanmaması gizlenmişti. Ve iki kişiyi daha katletmişti. Yargılama sonucu Vildan Çelik’in babası Veysi İnce, kardeşleri, Resul, Recep ve Ramazan İnce ve ‘Paşa’ lakaplı Resul İnce’ye “töre saikiyle öldürme” suçundan 2’şer kez ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi. Ayrıca Ramazan, Resul İnce ve Paşa, Osman Çelik’e cinsel saldırıya teşebbüs suçundan 10’ar yıl hapisle cezalandırıldı. Şimdi katiller hapiste. 3 yıldır aranan Paşa yakalansaydı belki Vildan ve Osman Çelik hayatta olacaktı. Dilan ise koruma altında. Tanık olduğu vahşetten, yaşadığı acılardan sonra kimsenin bilmediği bir yerde yeniden hayata başlıyor.

KAN DAVASI KATLİAMI

7 Nisan 2008 günü Ömer İnce’nin intikamı için Paşa, iki ağabeyi ve bir akrabaları Mersin Tarsus’a geldi. Paşa o sırada 14 yaşındaydı. Ona da silah vermişlerdi. Zeren ailesi ile akraba olan İklik ailesinden 4 kardeşin bulunduğu kahvehaneye silahla girip kurşun yağdırdılar. 4 kardeşi öldürüp kaçtılar. Ayakkabı boyacılığı yapan 12 yaşındaki Vedat İklik, silah seslerini duyunca kahvehaneye koşmuş ve babası Bahri İklik’in cansız bedenine sarılarak gözyaşı dökerken kan yüzüne bulaşmıştı. Bu sırada İnce ailesinden bir kişi, Tarsus’daki bir başka adreste pusu kurmuştu. Burada Abdullah İklik’i tabancayla öldürdü.