3’üncü haftasına girdiğimiz deprem felaketi belimizi büktü!

Ne yapacağını şaşırmış besleme basın, inançları öne çıkararak rantına rant katmaya çalışıyor. Acıları kullanarak felaket zengini olma yolundalar!

Devletin gücünün yok edildiği gerçeğini gizlemek ve felaket uğrayan illerimize imar veren suçlularını korumak için 40 takla atıyorlar!

Depremden günler sonra ortaya çıkan iktidarı koruyabilmek için vicdansızca yalan uyduruyorlar!

Doğal felaketler için ayrılan kaynakları yok etmiş, yaşamsal önemi olan kurumları yandaşlarına peşkeş çekmiş iktidar yardakçılığı, almış başını gidiyor…


Hatta var olan kamu kurumlarını işlevsiz bırakanları alkışlayan var!

Her zamanki gibi kötü ruhlu kalemşörler, doğru söyleyenlere saldırıyorlar!

Bu anlayışta olanların 41 bini aşkın yurttaşlarımıza acıdıkları filan yok!

Kurtarma çalışmaları bitmeden hafriyat çalışmasına başlanmasını, ama hâlâ enkaz altından canlı yurttaşlarımızın çıkarılmasını önemsemiyorlar!

***

Onlar, “Evlatlık alacakları çocuklarla nikâh yapılabilir” fetvasına, ağzı sulanarak kulak veren ahlaksız ve insanlık dışı bir yaşam peşindeler!

Tek dertleri “Bu düzeni devam ettirmek için Erdoğan’ı tekrar seçmek! Ama ne pahasına olursa olsun!

***

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı internet sayfasına bakıldığında ve TBMM’nin arşivi incelendiğinde, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’nı yapanların sıralaması aşağıdaki şekildedir:

1. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk
2. Cumhurbaşkanı İnönü
3. Cumhurabaşkanı Bayar
4. Cumhurbaşkanı Gürsel
5. Cumhurbaşkanı Sunay
6. Cumhurbaşkanı Korutürk
7. Cumhurbaşkanı Evren
8. Cumhurabaşkanı Özal
9. Cumhurbaşkanı Demirel
10. Cumhurbaşkanı Sezer
11. Cumhurbaşkanı Gül olarak Meclis tutanaklarına geçmiştir!

***

Nitekim aynı web sayfasında yer alan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın biyografisine bakıldığında;

“…. 10 Ağustos 2014 Pazar günü, Türk siyasi tarihinde ilk kez doğrudan halkın oylarıyla ve ilk turda 12. Cumhurbaşkanı seçildiği” yazmaktadır...
Devamında;” 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 52,59 oy oranıyla yeniden Cumhurbaşkanı seçildiği…” beyan edilmektedir.

Yani Cumhurbaşkanlığı Web Sitesinde Erdoğan’ın “2. defa Cumhurbaşkanı” seçildiği kaydedilmiştir.

***

Doğal olarak YSK, Erdoğan’ın 2014’te 12’nci cumhurbaşkanı olarak seçildiğini tescil ettiği için bu kez mazbatasını, “13’üncü Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir” diye hazırlayıp 4 Temmuz 2018’de TBMM’ye göndermiştir!

Yani Anayasanın 101. Maddesine göre yapılması gerekeni YSK yapmıştır…

Böylece; Erdoğan’ın hukuka uygun bir şeklide “2 kez Cumhurbaşkanı seçildiğini” tescil edilmiştir…

***

“Dananın kuyruğu” işte burada kopmaktadır!

Bu durumda Erdoğan’ın 3. kez aday olabilmesi ancak, Anayasa’nın 116 maddesi’ne göre yani olağan seçimden önce “TBMM’nin kendini feshetmesine” kuralına kalmaktadır!

Bu adımı atabilmesi ise AKP’nin Mecliste 360 milletvekilinin oyuna ihtiyacı vardır!

Bugün için bu olasılık da yoktur…

***

Hukuk devletine uyma zorunluluğunu unutan YSK, “AKP’nin hukuk ahlakına” sığmayan bir talebine daha yeşil ışık yakmaktan geri durmamıştır...
TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın 5 Temmuz 2018’de YSK’na “13 rakamına, Cumhurbaşkanlığı görevi yapan kişi sayısı hesabından veya seçim sayısından ulaşılamadığı görülmüştür” diyerek yaptığı başvuruya YSK başkanı Sadi Güven, “olumlu cevap vererek Mazbatadaki “13. İbaresini” kaldırmıştır.

Yani geleneklere göre Erdoğan, “Numarasız Cumhurbaşkanı olmaktadır!”

***

Cumhurbaşkanlığı sayfasında ise Erdoğan’ın biyografisinin sonuna, “ 16 Nisan 2017’de kabul edilen Anayasa değişikliği ile hayata geçirilen Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı olarak 9 Temmuz 2018 tarihinde yemin ederek görevine başlamıştır…” cümlesi eklenmiştir.

***

Bakınız Erdoğan, bilinçli olarak anayasa’nın 101. Maddesi’nden kaçmak için “13. Cumhurbaşkanlığı ibaresini “kullanmazken, muhalefetin, ısrarla 13. Cumhurbaşkanını bizim adayımız olacak” demesi ne anlama gelmektedir.

AKP’nin oyununu sezememek mi? Yapılanları görememek mi? Yoksa siyaseti anlayamamak ya da Erdoğan’ın sularında farkında olmadan dümen tutmak mıdır?

***

Siyaset, bilgi işidir! Halkı aldatmadan yapılanları doğru ve dürüstçe anlatabilme gücüdür. Siyaset, güvene dayanır! Siyasetçi, ağzından çıkacak lafın 20 yıl sonra önüne getirileceğini bilebilmelidir.

İlkeli, duruşu kararlı, çıkışları cesur, dava adamı olmalıdır!

Siyaset, umutları köpürtmek değil, umut yolunu gösteren samimi çözüm yolunu bulmalıdır!