Canlıların yaşam mücadelesi...

Kuş gribi, deri fuarı derken yurdun çeşitli köşelerinde sokak hayvanlarına yönelik baskı ve yok etme çalışmaları da sürüyor tabii. Hayvan korumacılar karda, kışta çalışmalarını aralıksız sürdürüyorlar. Bir yandan kar ve soğuk altında sokak hayvanlarının aç ve susuz kalmaması için çalışmalar yapıyorlar, mahallelilerle el ele yaşam mücadelesi veren canlılara yardımcı olmaya çalışıyorlar. Diğer yandan da, İçişleri Bakanlığı genelgelerine, yasalara rağmen Belediye yetkililerinin "gözlerini" ve güçlerini sokak hayvanlarının yaşamını sonlandırmaya çevirmeleri ile mücadele ediyorlar.

Okurlarımızdan edindiğimiz bilgilere göre; geçtiğimiz günlerde Trabzon merkez Akoluk beldesinde "kuduz" gerekçesi ile tüm sokak hayvanları toplanmış ve toplu imha edilmişler.

Çanakkale DOHAYKO temsilcisi, Sitare Şahin hanım bir örneğini bize de gönderdiği bir dilekçe ile Trabzon Valiliği'ne başvurmuş. Sitare hanım bakın neler söylüyor başvurusunda: "Trabzon merkez Akoluk beldesinde geçtiğimiz günlerde görülen kuduz vakası üzerine, tüm sahipsiz kedi ve köpeklerin itlaf edildiği haberini almış bulunuyorum. 24 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe 5199 sayılı giren "Hayvanları Koruma Yasası" gereği Trabzon valisi olarak il Hayvan Koruma Kurulunu oluşturarak Belediyeye Sokak hayvanlarının rehabilitasyonu konusunda sorumluluklarını hatırlattınız mı? Şu anda, Trabzon Belediyesi ve Akoluk beldesinde rehabilitasyon merkezi var mıdır? Yoksa bu konuda ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? Bulaşıcı hastalık taşıyan "canlıları öldürerek" hastalığın yok edilmeye çalışıldığı devirlerden bu yana yüzlerce yıl geçmiştir. Siz de takdir edersiniz ki, koruyucu hekimlik uygulaması yapılmadan, mikrobu taşıyor diye sahipsiz hayvanlarımızı katletmek, insanca bir tavır olmadığı gibi aynı zamanda suçtur!

Bu konuda gerekli incelemenin tarafınızdan yapılarak kuduz teşhis raporunun da tarafımıza gönderilmesi ve diğer sorularımıza 4982 ve 3071 sayılı yasalar gereği kanuni süresi içinde cevap verilmesini saygılarımla arz ederim..."

Trabzon'da "kuduz" gerekçesi ile, gerçekleşen bu uygulamayı okuyunca, aklıma geçen haftalarda bu köşede sizlerle paylaştığım "Zabıtanın itirafı" başlıklı haber geldi hemen.

Anımsarsınız; Adapazarı Belediyesi Zabıta Müdürü; yaptıkları uygulamaları şöyle itiraf etmişti. "Ama onun da (aşıla-kısırlaştır) korkunç bir maliyeti var. Adapazarı'nda 3 bin köpek var. Valilik bize yazıyor, biz valiliğe yazıyoruz, Tarım il Müdürlüğü onay açıyor. Bir şekilde devam ediyor süreç. Biz de senaryo yazıyoruz şimdi: 'Bir mahallede kuduz vakası görülmüştür' diyerek köpeklerin tamamı o mahallede yakalanmış gösteriliyor ve bir şekilde imha ediliyor..."