Futbol sadece bir spor dalından ibaret değildir…  Sahadaki yeteneklerin akışı ve duygusal etkisi, oyun coşkusu ve yaratıcı bir deneyim sunmaları, futbolun sadece skordan ibaret olmadığının ve bir estetiğe sahip olduğunun en temel özellikleridir. Futbolun bu estetik yanı sadece tekniğe dayanmaz. Takım oyunu olarak kolektif bir taktiksel uyumu gerektirir. Kazanmak için birbirleriyle mükemmel bir senkronizasyon, pas trafiği, akıcı ve etkileyici bir ritim oluşturmak zorunluluktur. 

Futbolda amaç gol atmaktır. Oyuncuların yeteneklerini ve takım olarak sahip oldukları stratejileri göstermek için en önemli hedeftir. İşte bu strateji bir araya gelerek futbolun taktiksel estetiğini oluşturur. Futbolun taktiksel bütünlüğü, her oyuncunun rolünü doğru bir şekilde anlamasını ve takımın ihtiyaçlarına uygun hareket etmesini sağlar. Defans oyuncusu, takımın savunmasını için taktiksel disipline sadık kalmalıdır. Orta saha oyuncuları, en kısa zamanda en ekonomik şekilde hücum ve savunma arasında geçiş yaparak oyunun dengesini sağlamalıdır. Hücum oyuncuları ise yaratıcılıklarını kullanarak gol üretmelidir.

∗∗∗

Futbola sahip olduğu oyun estetiği üzerinden hak ettiği değerin verilmesi gerekir. Oyun kalitesinin üst seviyeye çıkması, paydaş hiyerarşinin yukardan aşağıya doğru yönetme organizasyonuna-donanım ve bilgi olarak sahip olması ile gerçekleşir.  Derbideki takımların oyun hiyerarşisinin başındaki her iki antrenör ‘yöresel’ davranış kodlarına sahip ve var olan koşulları korumak için gerektiği kadar bilgiye haiz olmayı yeterli olarak gören bireylerdir. Oyunculardaki estetik yapının sahaya yansımasının dayanağı antrenörlerin prensip ve oyun felsefesinin içeriğinde bulunmaktadır.

Okan Buruk’un tek tip oyun şablonu-ön baskı-ile, oyuncu yeteneği üzerinden kadro kuran İsmail Kartal’ın skora ve oyun müdahaleleri sınırlı olmakla birlikte, özellikle oyuncu değişiklikleri ile final etabındaki hamleler skora olumlu-olumsuz daha etki etmektedir. Galatasaray’ın kadro bütünlüğü Fenerbahçe’ye göre daha tutarlı. Sol bek sorunu dışında Ziyech ile Zaha’nın üst düzey yeteneklerine rağmen, hala istenilen seviyeye gelmemeleri hücum organizasyonlardaki kurguda-sınırlı katkıyla birlikte kırılmalara neden olmaktadır.

Fenerbahçe için ise, en kuvvetli oyun kurgusu Ferdi-Tadic ile Samuel-İrfan ikililerin istikrarlı oyunları ile skorda belirleyici olmalarıdır. Merkez oyundaki Fred eksikliği derbi için belirleyici olacaktır. Fred’in asistan 6 ile 8 numara oyunu ve geçiş oyununda istikrara ile merkez oyun disiplininin sağlanmasının temel dayanağıdır. İsmail’in doğru oyunu belirlemede de öğretici olan Fred, Tadic ve Dzeko ile Fenerbahçe’nin oyun aklını oluşturmaktadır. 

Fred ile İsmail’in aynı anda oynaması defans için-özellikle orta tandem için filtre görevi görmekte. Becao’nun sakatlığı ile orada oluşan boşluk bir türlü dolmadığından-sürekli hatalı oyun çok fazla gol yenmesine neden olmakta. Fred’in eksikliği bu açıdan da büyük sorun. Fenerbahçe, birinci bölge savunma oyunu içinde bir taktiksel oyuna ve doğru pozisyonda oynamaya sahip bir takım değil. Özellikle Samet, Serdar ve Oosterwolde ile oynanan oyunlarda gereksiz atlamalar ile ortaya çıkan pozisyon hatalarının tamamına yakınında gol yenmektedir.

Galatasaray’ın savunma kurgusundaki bütünlük ve taktiksel disiplin Fenerbahçe’ye göre oldukça iyi görünmekte. Sol bek sorunu dışında merkez oyun ve sağ bek oyunu bu disiplinde kilit yerler olmakta. Aynı zamanda kaleci avantajı Galatasaray’da görünmekte. Torreira’nın merkez oyunundaki istikrarı ve filtre görevi-pas arası ve ikili mücadeledeki üstünlüğü çok belirleyici. Galatasaray 10 numarasını (Mertens-Kerem) merkezde kullanırken, Fenerbahçe Tadiç’i 10 numara olarak sol çizgide kullanırken, merkez hücumda Szymanski’yi Dzeko arkasındaki boşluklara topsuz koşullarla kullanıp alternatif hücum oyuncusu yaratmaktadır.

∗∗∗

Her iki takım çok kaliteli santrforlara sahip. Icardi’nin hâlâ form düşüklüğüne rağmen vazgeçilmesi mümkün olmayan oyuncu konumundadır. Saniyeler içinde skoru değiştirebilecek bu tip oyunculara belirli lüks alan yaratmak kaçınılmaz durumdur. Dzeko’nun form durumundaki yükseklik ve liderlik vasıfları Fenerbahçe için ön oyunda çok belirleyici unsurdur. Galatasaray’ın merkez oyun üstünlüğü ile Fenerbahçe’nin kanat organizasyon kalitesi oyunda belirleyici olacaktır. İki takımın maçı kazanmak açısından, ortaya çıkan bu avantajları ve dezavantajları, skorda ve oyunda belirleyici olması için hem savunma prensipleri hem de hücum kurgusu üzerinden üstünlük için bütünlük sağlamak zorundadır.

Peki ya saha dışı…  Yaşadığımız ülkedeki gerçekler, her organizasyonun arka planındaki sürecin tartışılması esnasında, ‘şeytanın avukatlığı’nı yapmaya çok müsait koşullara sahiptir.  Sporun kendi kurgusu içindeki rekabet koşulları, belirli hukuki zeminde ve demokratik eşit rekabet koşullarına sahip olması sporun etik değeri açısından zorunluluktur.

Buradaki en büyük tehlike; siyasetin propaganda ve örgütlenmek için sporu-futbolu kendine hedef alan olarak seçerek, belirli sporcular-takımlar üzerinden kendi siyasi amaçlarının ulusal ve uluslararası alana açılan yüzü olarak seçmesi ve birtakım ayrıcalıkları bu sporculara-takımlara sağlaması ile, ortaya çıkması gereken eşit rekabet koşullarının bertaraf edilerek sporu-futbolu araç haline getirilmesidir.

İşte Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın dışında bu ayrıcalığa sahip takımlar içindeki en önemli takımdır. Sağlanan sponsorluklar içindeki ayrıcalıklar ve derin ilişkiler (!) neticesinde Galatasaray Kulübü’nün bu ayrıcalığı kabul ederek, bir propaganda aparatı haline gelmesi, futbolun estetiğine ve etik kurgusu ile tarihsel kültür derinliğine aykırı ve telafisi mümkün olmayan kırılmalara yol açmaktadır.  En büyük sorun, sporun ve içindeki kurumların bu siyasi propagandaya hizmet etmek için siyasallaşmaları neticesinde, bu tip sporculara ve takımlara ayrıcalıklı zemin yaratması ve bu yönde tavır almalıdır. 

İşte TFF’nun tartışma yaratan konumunu bunun üzerinden değerlendirmek gerekir.  Tarihsel derinliğe sahip derbiye sahip çıkmak, onun sahip olduğu yüz yıllık değerini şartlar ne olursa olsun futbolu amaç içinde tutarak korumak gerekir. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray bizim kültürel değerlerimizdir. Sadece ve sadece Cumhuriyet kültürünün birer aparatı olmalıdırlar.