Eğreti Gelin Ladik
Eğreti gelinler
dramlar yaşamış;
eğreti magazincilik
dramlar yaşatmasın.
Tam 20 yıl önce, ‘Cumhuriyet’
filmindeki Salih Bozok
rolüm için başkentimizdeyken,
sevgili dostum Şükran Kozalı
‘eğreti gelin’ kavramını açtı;
coşarak sinema filmi önerdim.
Yazdığım senaryo duruyor.
Atıf Yılmaz farklı bir senaryo
çıkardı; benim için irkiltici
bir süreç oldu;
benimseyemedim,
rol teklifini kabul etmedim;
galada nezaketen bile olsa
kutlamak içimden gelmedi.
Yıllar sonra
yine Şükran’cığımın sayesinde
Ankara’da değerli genç
meslekdaşım Zaim Güvenç
ve öncülük ettiği Film Tayfası
ekibi ile tanıştım. Güvenle
Eğreti Gelin Ladik süreci
başladı. Türkiye’mizin koşulları
ortada. İstanbul dışında sinema
ayrıca zor. Yürekli ekibin
yanında yer ve filmde rol aldım.
Birkaç önerim de oldu.
Bu süreçte Yeşim Salkım
ve İlkay Kayku gibi
olağanüstü oyuncular
(ve belki daha önemlisi:
kişilikler) ile tanıştım.
İmece
filmimizi bir noktaya
vardırdı. Derken,
sağ olsun, yiğit bir
yapımcı Hızır gibi yetişti:
Alper Kaya. Desteğiyle,
sunulabilir bir sona varabildik.
İstanbul galasında
Hırvatistan’daydım;
ama Ankara’daki galaya
gittim, selama da çıktım.
Sanatçıları canından bezdirmek
isteyenlere inat, azimle
hamle yapan herkese
dünyadaş olarak
teşekkür derim.
Filmimizde
her şey harika mı?
Herkese aynı dozda
seslenebilir mi?
Bu sorular her film için
sorulabilir. Ne mutlu
izlenmeye ve
eleştiriye değer
eser verebilenlere!
Cumhuriyet gazetesi
gözbebeklerimiz arasında;
biz okurları
‘magazin haberciliği’
alanında bile
belirli bir düzey isteriz.
Ayrıca filme emek veren
herkesin, duyarlı herkesin
bunu beklemeye
hakkı vardır.