Hepimizin bir şeylerden şikâyeti var. Kimi işini beğenmez, kimi eşini beğenmez, kimi “yaşlandım artık der” yaşını beğenmez....

Hepimizin bir şeylerden şikâyeti var. Kimi işini beğenmez, kimi eşini beğenmez, kimi “yaşlandım artık der” yaşını beğenmez. Bazısı vardır, kimseyi beğenmez. Bu beğenmeme durumunun esas can alıcı noktası, şikâyetin paylaşılacağı bir mercinin olup olmamasıdır. Neyi beğenip beğenmediğinizi anlatabileceğiniz bir kişi veya bir makam yoksa sizin hoşnutsuzluğunuz havada kalır.
İsveçliler her şeyi internet üzerinden halletmeye alışkın bir millet olduklarından bu soruna da net bir çözüm bulmuşlar. Sistem, işini beğenmeler için kurulmuş. Bu internet sayfası, sizin beğenmediniz işi alıyor, yerine yenisini veriyor değil. Henüz, o noktada bir aşama kaydedilmemiş. Site, işyerinizle, patronunuzla veya şefinizle ilgili iletmek istediğiniz şikâyetlere açık durumda. İsteyen olursa işine ve çalıştığı yere övgüde de bulunabiliyor tabii, bu konuda bir kısıtlama yok. Şikâyetini ya da övgüsünü iletecek olan kişi, adını, soyadını, kimlik bilgilerini bırakmak zorunda değil. Bir kullanıcı üyeliği gerekiyor ama bu işlem de, sizin belirleyeceğiniz bir takma isim ve şifrenizden ibaret. İşyerlerini değerlendiren notların kim tarafından yazıldığını, sitenin editörleri de bilmiyor. Sitenin kurucuları sadece, bırakılan yazılılarda şikâyetçi olunan bir şef, yönetici ya da çalışma arkadaşı varsa o kişilerin isminin yazılmasına izin vermiyor. Şikâyet konusu olan kişilerin tasviri, “o uzun boylu, sarı saçlı şefim var ya...” ifadeleri, siteye giremiyor. Bunun dışında yazmak istediğiniz her şey için sayfalar hizmetinizde.
Geçen ağustos ayında açılan site, çok kısa sürede, İsveçli çalışanlar tarafından baştacı yapıldı. Siteye 200 işyeri hakkında olumlu olumsuz pek çok yorum bırakıldı. Olay öyle bir boyuta ulaştı ki, işverenler haklarında yazılan olumsuz ifadelere katlanamaz oldular. Aslında sitede yer alan ‘olumsuz’ notlar okunduğunda, dünyanın her yerinde çalışan konumunda olanlar arasında, uluslararası ortak bir dilin kullanıldığı açıkça görülüyor:
“Sessiz ol ve çalış veya oradan kaç”, “Kişilik sorunları olan insanlar tarafından yönetiliyor”, “Personele, makinelerden daha kötü muamele yapılıyor”, “Sadist yönetim”, “Şef şaka gibi ve iltifat duymaya bayılıyor”, “Bu diktatörlüğe dikkat, burada iki kişi çok para kazanıyor, diğerleri köle gibi çalıştırılıyor.”
Ekonomik krizle boğuşan patronlar, bir de çalışanlarının kaprisleriyle uğraşmak istemiyor. Ama kim tutar çalışanları. Takır takır notlar yazılıyor ve şirketler 1’den 10’a kadar puanlanıyor. Kriz döneminde, elinin altındaki işi değiştirmek istemeyen ve üzerindeki iş yükü artıp da sesini yükseltemeyen çalışanlar, bu siteye içini döküyor. Zorunlu stajı olan öğrenciler, hangi şirketlere başvuracaklarına bu sayfalara bakıp karar veriyor. Transfer teklifi alanlar, ücret çok oynamıyorsa, gideceğim yer rahat mı yoklamasını buradan yapıyor.
Jobinside.se ilk açıldığında işçi ve çalışan sendikaları tarafından destek görürken şimdi İşverenler Sendikası, site üzerindeki baskısını artırdı. Sendikanın sanayi politikası uzmanı, sitede şirketler hakkında yer alan ifadelerin manipülasyon riski taşıdığını iddia ediyor. Bir şirketin rakibini kötülemek ya da kendisini iyi göstermek için siteyi kullanabileceğini söyleyen Hokan Eriksson, işverenlerin uydurma olması yüksek ifadelere karşı çaresiz kaldığını belirtiyor.
İngiltere’deki inşaat işçilerinin, 1980’den beri çalışkan, tembel, komünist diye fişlendiğinin ortaya çıkmasıyla bu sicilleri satın alan İsveçli şirketleri ipe dizen işçi sendikaları, fişlenen şirketler olduğunda nasıl bir denge kuracaklarını şaşırmış durumda. İşveren Sendikası’nın, bu boşluktan yararlanıp sitenin çalışmalarını nereye kadar engelleyeceği merakla bekleniyor.
Ola ki site kapatılmak noktasına gelirse geri adım atmış sayılacak İsveç demokrasisini, Youtube’u defalarca engellemiş olan Türkiye, oturduğu yerde yakalamış olacak. Bakalım bu iş kime yarayacak?