Gençlik umudunu mücadelede kazanıyor
Fotoğraf: Twitter/@solbilgi

Alp Yankı Ünsal - SOL Genç Üyesi.

Bilindiği üzere geçtiğimiz günlerde ülkemizde gerçekleşen seçimleri memleketi sarmış gerici odakların birleşimi olan Cumhur ittifakı kazandı. Ancak bu kazanç devletin bütün imkânlarını kullanarak, türlü hile ve yalanlara başvurularak, muhalefet cephesini terörize ederek kazanıldı. Bütün bu hukuksuzluklara rağmen önümüzde bir gerçek var: Türkiye’nin yönetimindeki gerici siyasi anlayış mevcudiyetini korudu. Bu durumu sadece iktidarın zaferi değil, muhalefetin başarısızlığı olarak da değerlendirmek gerekir.

Sağa alternatif olarak yine sağ politikalar üretmenin hiçbir tutarlı yanı olmadığını defalarca söylemiştik ve günün sonunda karşılaştığımız tablo da haklılığımızı kanıtladı. Muhalefetin bütün bu hatalı politikaları seçimlerin olumsuz sonucunda pay sahibi olsa bile halkın muhalefet dinamiklerini ayrı olarak değerlendirmek doğru bir yöntem olacaktır çünkü halkın ürettiği muhalefet, bizi parlamento partilerinin ürettiği muhalefetten daha farklı bir tabloyla karşı karşıya getiriyor. Özellikle biz gençlere ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Sürecin başından sonuna kadar toplumsal muhalefetin en etkili dinamosu olmayı başardılar. Her ne kadar bütüncül bir politik düzleme oturmasa bile iktidar bloğuna karşı memnuniyetsizliklerini farklı biçimlerde sürekli ifade ettiler. Buradan çıkarılacak oldukça net bir sonuç var: AKP’den başka hiçbir iktidar görmemiş ve AKP’nin politikaları ile büyümüş kuşaklar Siyasal İslamcı rejimin uyumlu kuşağı olmayı kesinlikle reddediyor. Reddetmek ise tek başına yeterli değil. Hedefe yönelik olmaktan uzak anlık siyasi rüzgârların arkasına toplanan bu tarz muhalif genç kitleler sürecin sonunda çok daha büyük bir hayal kırıklığı ile baş başa kalıyor. Bunun çözümü ise düzene gerçek bir alternatif sunacak olan devrimci dönüşümden yana bakan bir gençlik hareketinin kendini daha çok var etmesi ve mücadeleyi katılımcı bir toplam ile genişletmesinden geçiyor. Halkın AKP’nin gönderilmesi yönündeki coşkulu talebini parlamento düzlemine sıkışarak çözebileceğine inanan hatta halka “sokağa çıkmayın” çağrıları yaparak mevcut muhalefet dinamiğini de körelten düzen muhalefeti, gericilerin seçimi kazanması için büyük bir yol açmakla kalmadı, bütün bu başarısızlıklar iktidar eliyle topluma dalga dalga yayılmaya çalışılan “Her şey bitti. AKP artık asla gitmez” teranesinin daha da sık duyulur hale gelmesine yol açtı. 

Peki gerçekten umut yok mu? Özgürlüklerimizin her geçen gün kısıtlandığı, yaşama fiyat biçilmeye çalışılan, kadının adından bile korkan, gençliği geleceksizliğe mahkûm eden, ülkemizin her karışını sermayeye peşkeş çekmeye çalışan bu sömürü düzeni ile yaşamaya mecbur muyuz? Elbette hayır! Peki bu karanlıktan nasıl kurtulacağız? Cevap çok açık: Mücadele ederek. Mücadeleden anlamamız gereken şey 5 yıl sonra oy kullanmak değil elbette. Bu yanılgı bizi “sokağa çıkmayın, sandıkta gönderebiliriz” yanılgısına düşürür.

Bugün mücadelenin esas aldığı unsur birlikte hareket etmek ve kitlelerin taleplerini en etkili şekilde dile getireceği; hayatın kalbinin attığı üniversiteleri, liseleri ve meydanları terk etmemekten geçiyor. Tarih bize her zaman mücadele edenlerin kazandığını göstermiştir ve bu gerçek ışığında kendi köşemize çekilip şartların daha da kötüleşmesini beklemek değil kötüleşen şartlara karşı mücadele etmek gerekir. “Düzen siyaseti bize böyle bir olanak sunmuyorsa yüzümüzü nereye çevireceğiz” diyen milyonlarca gence alternatif sunabilen bir gençlik hareketi var: SOL Genç. SOL Genç halkın siyasilere güveninin dibe vurduğu bir dönemde mücadeleyi fildişi kulelerden değil halkın yanından yürüterek bu güvensizlik ortamında umut ışığı olmayı başarıyor. Ensar yurdundaki çocuklara taciz olayından sonra “bir kereden bir şey olmaz” diyen anlayışa karşı tarikat yurtlarını gericilere dar edecek eylemlerde bulunması da, H.K.G. davasında memleketin birçok noktasında dinci karanlığa karşı mücadeleyi büyütmesi de, halka karşı işlenen suçların hesabını sorma iradesinden kaynaklanıyor ve bu irade bununla sınırlı da kalmıyor. Bu sebepten SOL Gençlileri deprem bölgesindeki halkla dayanışma gösterirken, Kazdağları’nı yağmalamaya çalışan şirkete karşı koyan halkın arasında, katledilen insanların, hırsızlıkların, yolsuzlukların hesabını sorarken görmeniz hiç şaşırtıcı olmaz çünkü bu hareket halk için halkla birlikte şiarı ile yolunu çizen bir yapıya sahip. SOL Genç’in bu vakte kadar her zaman memlekete dair söyleyecek bir sözü, yapacak bir faaliyeti olmuştur. Çünkü hareketin özünde umudunu yitirmemek vardır. Hayat devam ettiği sürece mücadelenin de devam edeceğini bilen ve birbirine dokunan ellerinden güç alan bir hareket nasıl olur da umudunu yitirir ki zaten. Mücadelenin öğrettiği bir diğer nokta ise birlik olmaksızın zafer olmayacağıdır. Haklarımızı yalnız mücadele ile mücadeleyi ise yalnız birlikte hareket ederek kazanabiliriz. Aydınlık güzel günleri yaratmak için SOL Genç ile mücadeleyi büyütelim.