Nurcan Gökdemir

nurcangokdemir@birgun.net

İktidar, terör örgütü üyesi olmayanların örgüt üyelerinden daha ağır cezalandırılmasını düzenleyen hükmü iptal eden AYM kararının arkasından dolandı. Maddeyi düzenleme gerekçesiyle iki kez ceza almanın önü açıldı.

Hukuku “tangır tungur etmek”
Fotoğraf: AA

TCK’nin 146’ncı maddesi bir kuşağın başına bela oldu. 12 Mart’ta Deniz Gezmiş, Hüseyin, İnan, Yusuf Aslan’ın, 12 Eylül sonrası da birçok devrimcinin cezalandırıldığı meşhur 146’ncı Madde,  2005’te madde numarası 309 olarak değiştirilerek yeniden düzenlendi.  Son düzenlemede sadeleştirilen bu maddede yazılı, “Anayasa’yı tağyir, tebdil ve ilga etmek…” sözcükleri ifade etmenin güçlüğü nedeniyle  “Anayasa’yı tangır tungur etme…” diye değiştirilerek kullanılıyordu.

Bu çocuk tekerlemesi gibi anlatılan madde kapsamında yapılan yargılamalarda kalemler art arda kırılıyor, egemenler istediği herkesi kolaylıkla darağacına gönderebiliyordu. 146’ncı madde 2005’te 309’uncu madde olarak değiştirilirken “idam” cezası da “ağırlaştırılmış müebbete” dönüştürüldü.

309 yine muktedirlerin muhaliflerine karşı kullanma kolaylığı nedeniyle en sevdiği maddelerden biri oldu ama ülke bu suçun ülkeyi yönetenler tarafından işlendiğine daha çok tanıklık etti. 12 Eylül sonrası başbakanlarından Turgut Özal’ın “Bir kez çiğnense bir şey olmaz” dediği Anayasa sürekli ayaklar altına alındı, yok sayıldı.

YİNE ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

AKP hükümetleri döneminde de bu alışkanlık hiç üstü örtülme, gizlenme, yokmuş gibi yapmaya bile ihtiyaç duyulmadan pervasızca sürdürüldü.

AKP iktidarı ve lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın genellikle iktidarını sürdürmek için çiğnediği Anayasa’nın bir kez daha değiştirilmesinin konuşulduğu günlerdeyiz. Erdoğan, Anayasa’daki yeniden adaylığını engelleyen hükmü son seçimde çiğnememiş gibi normal tarihi 2028 olan bir sonraki seçimde bir kez daha aday olabilmek için Anayasa engelini kaldırma arzusunu gösteren açıklamalar yapmaya başladı. Erdoğan’ın zemin yoklamalarına genellikle olduğu gibi başta Bekir Bozdağ olmak üzere AKP’den “Siz yeter ki isteyin” mealinde yanıtlar verilmeye başlandı bile…

AKP’NİN ANAYASA’YI ÇİĞNEME ALIŞKANLIĞI

Türkiye yerel seçim gündemiyle eş zamanlı olarak Anayasa değişikliği, Erdoğan’ın yeniden adaylığı tartışmalarını yürütürken TBMM’den geçen bir düzenleme Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi. Yine Anayasa tangır tungur edilerek, yine Anayasa’nın arkasından dolaşılarak…

AKP’nin hukuk anlayışını, mevzuatı hiçbir kural tanımadan sadece kendi isteklerini dikkate alarak düzenleme, muhaliflerine tahammülsüzlüğünü gösteren bu olayı hatırlayalım. Ağrı Patnos Ağır Ceza Mahkemesi ile İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu’nun 220’nci maddesinin 6’ncı fıkrasındaki “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır” düzenlemesini Anayasa Mahkemesi’ne getirdi. Mahkemeler “sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan açılan davalarda uygulanan bu hükmün Anayasa’ya aykırı olduğu” gerekçesiyle iptal edilmesini istedi.

AYM oybirliğiyle “bu suçtan ceza alanların örgüte üye oldukları kanıtlanamamasına rağmen örgüte üye olanlardan daha fazla hapis cezasıyla cezalandırılmasına” neden olduğu gerekçesiyle bu hükmü iptal etti.

AYM Aralık ayında aldığı karar dolayısıyla uygulamada boşluk olmaması için TBMM’ye yeni düzenleme yapması için dört ay süre verdi.

İKTİDAR VAZGEÇMEDİ

Bir protesto gösterisine katılmak, slogan atmak, zafer işareti yapmak gerekçeleriyle her protesto hakkını kullananın, itiraz edenin, iktidara muhalif olanın cezalandırılmasına olanak sağlayan bu maddeden iktidar vazgeçmedi. Kimine göre AYM kararının arkasından dolandı, kimine göre göstermelik bir düzenleme yaptı…

AYM’nin, bu düzenlemeyi örgüte üye olmayan ve fakat örgüt adına suç işleyen kişinin eyleminin ağırlığı dikkate alınmaksızın örgüte üye olmak suçuyla cezalandırılmasının “keyfiliğe yol açtığı” temel gerekçesi yok sayıldı.

Sözde AYM’nin kararı doğrultusunda düzenleme yapan teklifin kabulü ile TCK 314’e bir fıkra eklendi ve örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişiye 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilebileceği düzenlendi.

AYM kararına uyum gibi gösterilen düzenleme ile Terörle Mücadele Kanunu’ndan ceza verilen bir kişiye iptale konu olan TCK 220-6’dan ceza verilebilmesinin yolu açıldı. CHP’nin teklife yönelik hazırladığı muhalefet şerhinde bu düzenlemeye itiraz şöyle ifade edildi:

“Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına TMK’nin 7. Maddesinin 5. fıkrasında tanımlanan suçlar bakımından cezalar açısından Anayasa Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere toplantı ve ifade özgürlüğü haklarını kısıtlayıcı ve belirsiz nitelikte olan gerekçeler nedeniyle kişi özgürlüğü zedelenirken TCK 220’den ceza verilemeyeceği hükmünün kaldırılması Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesini bertaraf etme ve daha ağır bir çifte cezalandırmaya yönelik düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır.”

Anayasa’yı, kanunları çiğneme konusundaki pervasızlığının, hukuka siyasi iktidarını tahkim edecek, muhaliflerini cezalandıracak bir araç olarak baktığının sayısız örneğine tanıklık ettiğimiz AKP iktidarının yerel seçim sonrası bir kez daha “Hadi Anayasa’yı sivilleştirelim” deme ihtimali yüksek. Burada yapılması gereken sadece yukarda yazılan örnek olaydan bile hareketle “Seninle olmaz” demek…