İstanbul Tabip Odası seçimi bu hafta sonu yapılacak. Seçime dört grup katılıyor ama mücadele Demokratik Katılım Grubu, nam-ı diğer DKG ile yandaşlar arasında olacak.

DKG yıllardır sağlıkta şiddete, hekimliğin itibarsızlaştırılmasına, hekimlere dayatılan  angaryalara, iş yükü yoğunluğuna, beş dakikada hasta muayenesine tereddütsüz karşı çıkıyor.

“Doktor efendi dönemi bitti!”, “Giderlerse gitsinler!” diyenlere, hekimlerden bahsederken eliyle para sayma hareketi yapanlara karşı sözünü esirgemeden, gözünü kırpmadan kafa tutuyor. İdarenin baskısına maruz kalan, hakkında soruşturma açılan, ceza verilen, sürgün edilen, haksızlığa uğrayan hekimlerin yanında duruyor.

Çağdaş, laik, demokratik bir ülkede iyi ve onurlu hekimlik için mücadele ediyor.

Bu sene de bu mücadeleden aldığı güçle ve kapsayıcı, güçlü bir listeyle seçime giriyor.

∗∗∗

Yandaşlar ise başta takiye olmak üzere reislerinden ne öğrendilerse onu yapıyorlar.

Misal; Medipolcu Sağlık Bakanı’nın “Tabip odalarını ele geçirin” talimatı sonrası kolları sıvayan Murat Kurum emsali Başkan adayları. Kendisi sözde “Hekim Hakları Derneği”nin Genel Sekreteri, sözde hekim sendikası Tabip-Sen’in Başkanı, iktidar eliyle kurdurulan “Numaralı Baro”nun kurucularından. Ama sorarsan “Hâşâ yandaş değilim.” diyor.

Listeleri deseniz, her tarafından yandaşlık damlıyor. Misal; Başkan adayının sağ kolu olan acil tıpçı. Mecburi hizmete gider gitmez Şırnak İl Sağlık Müdürü olmuştu. Güvenlik noktasında aracını aramak isteyen polislere “Sen kim oluyorsun lan! Beni de aracı da arayamazsın.” diye naralar savurup ilçelere sürdürmüştü. İstanbul’a atanır atanmaz da çalıştığı kliniğe “İdari Sorumlu” olarak tensip edilmişti. Sorarsan o da yandaş değil.

Diğerlerinin de onlardan farkı yok.

∗∗∗

Yandaşlar sağlıkta yaşanan sıkıntıları bir bir sıralıyorlar. Ve fakat “Bu sıkıntıların müsebbibi kimdir?” diye sorunca dilsiz şeytan kesiliyorlar. Recep Tayyip Erdoğan’ın adını ağızlarına almayı bırakın, AKP’ye “AKP” bile diyemiyorlar. Hani doktorlara yutturabileceklerine inansalar “Sağlıktaki melanetin sorumlusu CeHaPe zihniyetidir.” bile diyecekler.

Hele bir İstanbul Tabip Odası seçimlerini kazansınlar, neler olacakmış neler?

İlk baş hekimler itibarlarını geri kazanacak, artık yurt dışına gitmeyeceklermiş. Sonra, artık doktorlar beş dakikada bir hasta bakmak zorunda kalmayacakmış. Asistan hekimler meslek dışı, angarya işlerden kurtulacak, nitelikli ve yeterli eğitim alacakmış. Acil servislerden gerçek aciller hizmet alacakmış. Sağlık hiyerarşisi yeniden tesis edilecekmiş. Doktor ihbar hattı SABİM kapatılacakmış. Muayenehane hekimlerini tek bir hastanede ameliyat yapmaya zorlayan sistemi değiştireceklermiş.

Hepsini saymaya kalksam sanırsınız ki, tabip odası seçimi değil de genel seçime gidiyoruz; İstanbul Tabip Odası’nı hele bir yandaşlar ele geçirsin, bütün sağlık sistemi baştan aşağı değişecek!

En komiğini yazmadan da geçmeyeyim. DKG’nin listelerinde geçen seçim yirmi kadın aday vardı. Bu seçimde yirmi üç kadın aday var. Yandaşların listesinde toplam dokuz kadın aday var. Sonra da söyledikleri lafa bakın: “Kadın temsiliyetinin giderek arttığı bir değişim için mücadele ediyoruz!”

∗∗∗

Yandaşların seçim çalışmaları da tanıdık, bildik usul.

Reisleri vatandaşın kafasına çay paketi fırlatıyor ya, bunlar da doktorlara Mehmet Efendi’den eşantiyon kahve dağıtıp oy alacaklarını zannediyorlar. Sanki hafta sonu “Kuru Kahveci Güzeli” seçilecek.

Propaganda taktikleri bile aynı, tipik Goebbels taktiği; “Yalan ne kadar büyük olursa inanan o kadar çok olur.” Bunlara göre neymiş? “İstanbul’daki doktorların yarısı sahte doktormuş!”

Şimdi bu gericiler için bu kadar laf ettim ama, Sezar’ın hakkı Sezar’a, iki konuda dürüst davranmışlar.

Birincisi; bu kadar takiye yapmalarına rağmen “laiklik” sözünü ağızlarına almamışlar. Ne de olsa vebadan korkar gibi korkarlar laiklikten.

İkincisi, modern tıp günümüzde bu kadar saldırı altındayken tıbbın şarlatanlarına bir çift kelam etmemişler. Ne de olsa başkan adaylarının kendisi hacamatçı.

Bunlar bir de Ramazan’da bir dönercide iftar vermişler. Başkan adayları en büyük vaatlerini de orada açıklamış.

Seçimi kazanmaları zaten kesinmiş, seneye iftarlarını İstanbul Tabip Odası’nda açacaklarmış!

Hafta sonu görüşürüz.