Muhalefetsizlik içinde kıvranan Türkiye’de üniversitelerden esen bir gençlik rüzgârıyla AKP iktidarının akordu bozuldu!

Muhalefetsizlik içinde kıvranan Türkiye’de üniversitelerden esen bir gençlik rüzgârıyla AKP iktidarının akordu bozuldu!

Bir anda bulundukları yerlere “uygun” konuşma metinlerini unutup içlerini döküverdiler.

Üniversiteli gençler, “gençlikte umut vardır” düşüncesini bir kez daha haklı çıkartarak son derece barışçım bir gösteri yöntemi orta çıkarttılar.

Yumurtayı politik hale getirdiler.

Muhalefetin bayrağını da herkeslerden kaptılar.

İktidar öyle değil, böyle deşifre edilir dediler.

Yumurta ile ülke yönetimi arasında ilk ilişkiyi üniversiteli muhalif gençler kurmadılar ki!

Birinci AKP Hükümetinin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın becerikli evlatlarından biri “Kuş Gribi” salgını sırasında kutulara yerleştirilmiş sıvı yumurta ithalatına girişti.

Böyleci iktidar ile yumurta arasında ilk bağlar oluştu.

Bu olumlu bir yumurta bağı idi. Çünkü iktidarda bulunanlara para kazandırıyordu.

Şimdi yumurta tekrar gündeme geldi. Ama bu sefer para kazandırmadığı gibi itibar da kaybettiriyor.

İktidarı sallıyor.

Dengesini bozuyor.

Ayarlarını alt üst ediyor.

Demokrat(!) AKP bir yumurta ile hırsından çatlayıp, patlıyor.

Bütün mesele kafalarda olup bitiyor.

Kaflar yumurtalar gibi ince narin kabuklu olduğunda, ilk darbede çıt diye çatlıyor. İçinden de esas fikirler akıveriyor.

İktidarın şiddete olan meyli bir anda ortaya çıkıveriyor.

Mülkiye öğrencilerinin yumuşak protesto için uzattıkları barış elini sert bir söylemle geri çeviren Burhan Kuzu şöyle diyor:

-Üç beş serseriye pabuç bırakmam… Öyle maymunluk olur mu?

Böylece Kuzu’nun içindeki “kurt” ortaya çıkıyor.

Öğrenciler, gençliğe olan güveni tazelediler.

Türkiye onlara teşekkür borçlu…

Gerçek yüzleri deşifre ettiler.

Herkese aleni olarak gördü:

-İktidarın yumurtası kırıldı!