Ülkemizin ne denli tehlikede olduğunu gözler önüne seren bir faciayı, geçen hafta yaşadık.

Erzincan'ın İliç ilçesine bağlı Çöpler Köyü yakınındaki ANAGOLD Altın madeninin, liç birikimi çöktü ve Altında kalan 9 emekçiye henüz ulaşılamadı.

Bu maden faciası, AKP’nin felaketleri hazırlayan anlayışını iyice belirginleştirdi.

∗∗

Halkı aldatmak adına “algı” yönetimine hemen baş vuruldu.

Ve ilk ağızdan; "Çevre Bakanlığının ANAGOLD madeninin izin ve lisansını iptal ettiği” haberi yayıldı.

Böylece AKP’nin “bir adım sağa bir adım sola at, ama hep istediğini yap!” politikası yine uygulandı.

Ancak, “AKP’nin mumu bu kez yatsıya kadar” yanamadı.

Halkı kandırmak için yapılan manevra hemen ortaya çıktı.

Çünkü, CHP Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda; “söz konusu altın madeninde yaşanan felaket sonrası; İşletmenin çevre izninin ve lisansının iptal edilmesine rağmen, Enerji Bakanlığının ANAGOLD’a verdiği 6 işletme ruhsatının iptal edilmediğini” duyurdu.

∗∗

İliç madeninde milyonlarca ton çamur altında kalan 9 emekçinin hala bulunamaması, işçi güvenliğinin olmadığı, şirket sorumluluğunun bulunmadığını göstermektedir.

Ülke adına, büyük tehlike taşıdığının altı çizilmeli.

Bu durum ülke adına tehlike yaratmaktadır!

Anlaşılan o ki çok uluslu bu şirket, “sömürge ülkelerinde uyguladığı vahşi çalışma koşullarını, Türkiye’de de aynen ve sorunsuzca “sürdürmektedir.

Nitekim ANAGOLD’un, Fırat Nehri'ne sızdırdığı tespit edilen siyanür ve ağır metal kimyasalları nedeniyle milyonlarca ceza aldığı, ancak daha sonra bu cezasından vazgeçildiği iddiaları da gündemdedir.

∗∗

Madenlerin çıkarılması ciddi bir iştir.

İnsanın yaşayacağı doğa ve çevreye zarar vermeden usulüne uygun teknik ve ustalık isteyen bir sektördür.

Doğa ve toprağın tahribi, dönüşü olmayan yokluklara neden olur.

Bu bilinçle Cumhuriyetimiz 1935 yılında, maden ve hammadde kaynaklarını araştırmak, rezerv ve tenörlerini (kapasite, hacim) tespit ederek ekonomiye kazandırmak adına “Maden Tetkik ve Arama” genel müdürlüğünü kurmuştur.

Bu kurum çok ciddi çalışmış, AKP iktidarı gelene kadar toplam 1200 maden ruhsatı vererek ülke ekonomisine katkı sağlamıştır.

Madenlerimizi emperyalist anlayışa peşkeş çekmeyi hedefleyen AKP ise, iktidarı süresince 386 bin maden ruhsatı vermiştir.

∗∗

Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ukdesinde bulunan yetkiyle ve tek imzasıyla verilen bu ruhsatlar sonucunda; Tema Vakfının verilerine göre, “tarım alanlarının yüzde 57’si, meraların yüzde 55’i doğal koruma alanlarının yüzde 57’sinde maden aramaya müsaade edilmiştir.

Kısaca; bu ruhsatlar illerin yüzölçümlerinin yüzde 63’ünü kapsamaktadır!

Ülke topraklarının yarısından fazlası, maden arama ruhsatıyla birilerinin elinde delik deşik edilmektedir.

Ülke yer altı kaynaklarının hınçla peşkeş çekilmesi, ülkenin doğası ve insanının yaşamını da doğrudan tehlikeye sokmaktadır.

∗∗

Nasıl mı?

Örnek olarak ANAGOLD şirketine verilen İliç’i ele alalım!

İliç, meşhur “Erzincan Peynirinin” üretildiği, 260 bin küçükbaş hayvanın beslendiği meralar ve çeşitli tarım ürünlerinin yetiştirildiği sulak topraklardan oluşurdu.

Orada yaşayan yurttaşlarımız çalışkan ve üretkendiler.

Yaşamlarını mutlu ve kısman de olsa refah içinde sürdürürler-di!

Ta ki bazı işbirlikçiler gelip, "burada altın çıkacak, hepiniz çok zengin olacaksınız, ev ve para alacaksınız” diyene kadar.

ANAGOLD, siyasal İslamcılar ve aç gözlü yetkililerin katkısı ve baskısıyla bu verimli araziyi, maden sahası olarak ele geçirdi.

∗∗

Sonra; ANAGOLD, iki verdiyse 98 aldı.

Nasıl mı?

Ruhsat için hazırlanan ÇED raporuna (s.169) göre; “Şirket 2019-2044 yılları arasında 23milyar dolar değerinde 269 ton altın çıkarmayı hedefliyor.

Devletimiz ANAGOLD şirketine bu sürede yüzde 40 vergi indirimi yapıyor.

Yer tahsisi, ruhsatlar ve bürokratik kolaylıklar(!) nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti altından sadece yüzde 2 pay alıyor.

Yani tam bir “Yağma Düzeni!!”

∗∗

Türkiye maden kazalarında dünyada ilk sırada geliyor.

AKP döneminde yaşanan maden kazalarında TÜİK’e göre 758 madenciyi kaybettik.

Daha çok yeni Amasra maden kazasında 43 yurttaşımızı, yetkilerin aymazlığı nedeniyle kaybetmiştik.

Akıllanmadık!

AKP, emperyalist yandaşlarına hem ülkenin yer altı zenginlikleri hem de insanlarının emeği ve yaşamını peşkeş çekiyor.

Biliniz ki, 31 Mart AKP’ye dur demek için fırsat!