Bilmiyoruz. Çünkü ya Yargıtay’ın ya da mahkemenin gerekçe veya inandırıcılık nitelemesi, gerçek hayatta bildiklerimizle örtüşmüyor.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Halis Bayancuk’un da yargılandığı El Kaide dosyasında “gerekçe” kavramıyla ilgili detaylı bir değerlendirme yaptı. Dosyada yargılananlardan biri de IŞİD’in Türkiye emiri olduğu iddia edilen ve MİT operasyonu ile yakalanıp Türkiye’ye getirilen Kasım Güler’di.

Yargıtay, 21 sanıklı dosyada, Bayancuk ve bir kısım sanık hakkında verilen cezalarla birlikte Güler hakkındaki hükmü de bozdu. Bozma gerekçeleri arasında “soyut hüküm kurulduğu” ve “inandırıcı gerekçe yazılmaması” var.

6 KENTTE SİLAH GÖMÜLDÜ

Oysa Kasım Güler ifadesinde, IŞİD’in, Türkiye’de 6 kente silah gömdüğünü ileri sürmüştü. Bu iddiayla kalmamış, silahlara ait bilgiler vermişti:

“İlhami Balı, El Bab bölgesinden kaçakçıları kullanarak silahları Türkiye tarafına geçiriyor, kaçakçılar silahları Türkiye sınırlan içerisinde sınıra yakın bir yere gömüyordu. Gömülen yer Türkiye’de bulunan IŞİD’in bir mensubuna bildiriliyor ve bu kişi silahları bulunduğu yerden alarak verilen talimat uyarınca söylenen ilde kendi belirlediği uygun bir yere toprağa gömüyordu. Gömdüğü yerin fotoğraflarını ve koordinatlarını tekrar bize bildiriyordu, silah sevkiyatı bu şekilde yapılıyordu.”

Ağır saldırı silahları ve mühimmatların, İstanbul, İzmir, Mersin, Denizli, Van ve Adana’da saklandığını iddia etmişti.

SOYUT KABUL

Yargıtay ise Kasım Güler hakkında, “soyut bir kabul ile hüküm kurulduğuna” hükmetti:

“Sanıklara isnat edilen suçların oluşup oluşmadığı konusundaki mahkeme kabulünün duraksamaya yol açmayacak biçimde karar yerinde gösterilmesi gerekirken ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında anılan ilkelere uyulmayarak sanıklar… Kasım Güler, Halis Bayancuk hangi eylemlerinin silahlı terör örgütü yöneticisi ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarına esas alındığının ayrıntılı bir şekilde açıklanmadan, soyut bir kabul ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/1, TC Anayasası’nın 141/2, CMK’nın 34/1 ve 230/1-c maddelerine aykırılık oluşturacak şekilde gerekçesiz hüküm kurulması…”

Yani, yerel mahkemenin kararında, Kasım Güler’in neden suçlu bulunduğu açıklanmadığı için Yargıtay hükmü bozdu.

Çok soru var, ancak en önemlileri:

Kasım Güler ifadesinde yalan söylediyse de buna dair kanıtlar bulunmadı mı?

Sınırdaki silah trafiğiyle ilgili soruşturma yürütüldü mü?

Bahsi geçen silahların varlığı araştırılmadı mı?

Doğru söylediyse silahlar nerede?

Son olarak: Bu soruların yanıtlarını öğrenebilecek miyiz?