Kafkasya’daki İsrail karşıtlığı ve Moskova
Fotoğraf: AA

Doç. Dr. İkbal Dürre - Moskova Devlet Üniversitesi

Filistin davasının üvey evladı Hamas, üveylik psikolojisiyle bölgede pimi çekti ama elinde patladı. Bu İsrail’in insanlık dışı, orantısız, kabul edilemez hamlelerini tabii ki haklı çıkarmaz. Ama şunu gösterir, Hamas ve onu destekleyenler İsrail’i tanımamış ama İsrail İslam ülkelerini çok iyi tanımış. 

Olan Gazze halkına, Gazzeli çocuklara oluyor. İsrail suçlu, Hamas sorumlu, İslam devletleri pasif. Şu biliniyordu zaten, iyice netleşti; İslam dünyası nüfus, ekonomi, coğrafi konumu vb. açısında jeopolitik anlamda dünya siyasetinde potansiyelini yeterince kullanamayan bir coğrafya. Aslında konsolide olabilse ciddi bir denge oluşturabilir. Ancak eskilerin deyimiyle olmayınca olmuyor. Bölgenin genetik kodları böyle oluşmuş, oluşturulmuş. 

Ve Batı, İsrail bunu çok iyi biliyor. Son yaşananların yeni dünya düzenine geçiş dönemi bağlamında bize gösterdiği, ya da daha doğrusu şu anki fotoğrafa bakarsak verdiği sinyal şu; oluşacak yeni jeopolitik dengelerde Müslüman ülkeler, büyük potansiyele sahip olmalarına rağmen, etkin, belirleyici, hiç olmazda kendi bölgesinde belirleyici bir pozisyon alamayacak, edilgen kalacak. 

***

Gelişmelerin bölge ülkeleri ve genelde İslam dünyası açısından Ukrayna savaşının “beyin ölümü gerçekleşen NATO” için oynadığı birleştirici rolü oynayabileceği ihtimali vardı, tutmadı. Tutacak gibi de görünmüyor. 

Kürt meselesi Türkiye, İran, Irak, Suriye gibi ülkelerin elini bağlayan en önemli faktörlerden biri. Enerji hatları vb. başka birçok konu da var tabi. Diğer Arap ülkeleri için ise kendi aralarındaki sorunlar ve ekonomik çıkarları başka bütün faktörlerin önünde. 

Gazze’de yaşananlar turnusol kağıdı görevi görüyor. Dikkatlice, soğukkanlı bir şekilde okunmalı. Şimdilik hissiyatlar ön planda. 

Bu arada Rusya tamda Gazze meselesinde diplomatik çözüm için inisiyatif alma çabaları gösterirken tesadüf müdür bilinmez, Dağıstan’daki olaylar yaşandı. 

Derken, Putin Baş Müftü Kurganov’un "Selamünaleyküm" sözüne, "Aleykümselam" diyerek karşılık verdi. Ortadoğu’da yaşananlar, özellikle Kafkas Cumhuriyetlerinde İsrail-Yahudi karşıtlığının artmasına hatta patlak vermesine neden oldu. Bu Moskova açısından riskli bir durum oluşturuyor. Öyle ki Putin bile “imana geldi.” Yumuşak artı sert güç devrede. “Selamün aleyküm, Aleyküm selam” diyaloğuna  bu çerçeveden bakılmalı. 

*** 

Rusya’da İsrail karşıtı tutumların yavaş yavaş antisemit bir çerçeveye bürünme riski var. Bu risk diğer ülkeler için de geçerli. Kesin olan şu Rusya dahil hiçbir ülkede iktidarlar gidişatın bu yönde olmasından memnun değiller, tedbirler alıyorlar. 

Rusya açısından olay içinde bulunulan “savaş” şartları göz önüne alındığında farklı bir boyut taşıyor. 

Kafkaslar’da çıkacak bir karışıklığın, ülkenin genelindeki müslüman nüfus da göz önüne alındığında büyüme tehlikesi, Rusya ile ilan edilmemiş savaş halinde olan bütün ülkelerin doğal olarak işine gelir. 

Dağıstan’da yaşanan olayların spontane olarak gelişmiş olması, gerginliğin artması halinde yangına “dış güçler” ya da içerdeki “gizli muhalefet" tarafından benzinle gidilme riskini ortadan kaldırmıyor. 

Bu yüzden iktidar göstericilere karşı sert tedbirler aldı. Çok sayıda kişi tutuklandı. Akabinde Putin Gazze’deki durumla ilgili insani boyuta dikkat çeken açıklamalarının tonunu yükseltti. 

Bu arada Rusya’nın Kafkas Cumhuriyetleri’ndeki iç iktidar kavgaları da olayların Ortadoğu’da ki gidişata bağlı olarak alevlenmesi riskini artırıyor. 17 Mart 2024’te seçime gidecek olan Putin, Ukrayna savaşında insiyatifi eline geçirmek üzereyken güneyden bir darbe yemek istemez tabii ki.