Çocuklar dışarı çıkıp bir oyun kuramıyorlar. Her şeyin bulunduğu, etrafta onu eğlendirebilecek sayısız alternatifin olduğu bir tatile çıkıyorsunuz mesela, burada bile çocukların dikkatleri sürekli telefonlarında. Karşılarında rüyalarında görebileceği sayısız eğlence varken bu durumda bile elinde telefonla duruyor.

Kısa videolar çocukların dikkat süresini düşürüyor

Y. Emre Ceren

Türlü sosyal medya uygulamaları ve oyunların çocukların dikkatini dağıttığı söylemlerine sık rastlanır oldu. Biz de hem dijital çağda ebeveyn olmak hem de dijital dünyaya doğan çocukları nasıl yönlendirmek lazım diyerek Dijital Baba olarak da tanınan Orhan Toker ile söyleştik.

Çocuklar tatile girdi ve daha çok evde vakit geçirecekler. Burada da daha fazla dijital içeriğe maruz kalacaklar. Reels, Tiktok, shorts denen hızlı geçişken videoların çocuklar tarafından sıkça izlenmesi ne gibi sakıncalar üretir?

En başta videolar kısa ve eğlenceli olduklarından, sürekli değiştiklerinden çocukların ilgisini çekiyor. Kısa videoya başladıkları zaman arka arkaya 45-50 dakika kısa video izleyebiliyorlar. Bunun en baş sakıncası çocukların dikkat süresini olumsuz etkilemesi. Videoları hızlı hızlı geçtiklerinden okulda kazandıkları dikkat süresi düşüyor ve tekrar okula başladıklarında hepsinde dikkat dağınıklığı görülüyor. İkincisi, yani daha tehlikeli olan kısmı: Bazı videolar, bilhassa da Çin menşeili olanlarda algoritmada kötü niyet var. Her algoritma her yaş grubundan insan birkaç video izledikten sonra yaşını, cinsiyetini vb tahmin eder. Bu videoları izleyenin çocuk olduğu tespit edilirse şayet Çin menşeili olanlar çocukların karşısına meydan okuma videoları, canlı yayına katılmaya teşvik eden videolar gibi zararlı videoları çıkarır. Bu nedenle bu algoritmalar daha da sakıncalı. Çin menşeili olan algoritma kullanıcının çocuk olduğunu anladıktan sonra, onun karşısına şiddet, madde kullanımı, cinsellik veya kendisine zarar verebilecek meydan okuma videolarını daha sık çıkarıyor. Ötekiler ise çocukları oyun, oyuncak vb gibi tüketime yöneltecek, çocuklar arasında akım başlatacak veya her konuda algısını değiştirmeye yönelik kısa videolar çıkartabiliyor.

Kaydırma mantığı ile sürekli sıkılıp videoları geçen çocuklar gündelik hayatında da sıkılgan mı oluyor?

Bilimsel olarak bunu kendimiz de sınayabiliriz. Dizi veya filmi tam olarak izleyemiyoruz. Elimiz sürekli mesajlara bakmak için telefona gidiyor. Kitap, makale vb okurken, rapor yazarken bile bunun etkilerini görebiliyoruz. Ben 56 yaşındayım, benim bile dizi izlerken elim sürekli telefona gidiyor. Bu dikkat süremin bir diziyi bitirecek kadar kalmadığının ispatı. Çocuklarda daha da kötü oluyor. Çocuklar dışarı çıkıp bir oyun kuramıyorlar. Her şeyin bulunduğu, etrafta onu eğlendirebilecek sayısız alternatifin olduğu bir tatile çıkıyorsunuz mesela, burada bile çocukların dikkatleri sürekli telefonlarında. Karşılarında rüyalarında görebileceği sayısız eğlence varken bu durumda bile elinde telefonla duruyor. Dikkat dağınıklığı bu işte. Belli mecralardaki 15-20 saniyelik videolar sürekli çocukların dikkatini çekmek için tasarlanıyor. Ben de mesela sosyal medya üreticisiyim, ürettiğimiz videolarda dikkat çekenler görülüyor, içerik üreticileri de bunlardan daha fazla üretiyor. Hem yapay zekâ hem içerik üreticileri işbirliği yapıyorlarmış gibi kendi kendini besleyen bir döngüye sokuyor dikkat dağınıklığını.

Dijital içerikler yaratıcılığı azaltır mı?

Doğru içerikler seçilirse yaratıcılık artırılabilir. Doğru içerik, yani yaratıcılığı artırabilecek, yaratıcılığın bir kısmını kullanıcıya bırakacak gibi içerikler yüzde 5 gibi az bir yer kaplıyor. Yaratıcılık için sıkılmak lazım, çocuk sıkıldığında hayal gücü devreye girer mesela. Ancak telefonu elinize aldığınızda sıkılmıyorsunuz, sürekli sizi oyalayacak bir şeyler bulunuyor orada. Bu durumda hayal gücü de tetiklenmiyor, sıkılmadığınız için bir şey yapmak da istemiyorsunuz. Telefon elinizde olduğu sürece pek az bir içeriği hariç tutarak yaratıcılık olumsuz olarak etkilenir.

Yaz tatili için çocuklara önerdiğiniz dijital içerikler de var mı?

Yaşlarına uygun seçmek lazım. Çocuk psikolojisini, gelişim süreçlerini bilmek gerekiyor. Mesela 13 yaşından önceki çocuk beyninin rekabetle başa çıkan kısmı henüz gelişmemiş oluyor. Bundan ötürü çocuklar kavga eder, didişir. Siz bu çocuklara rekabetçi oyunlar verirseniz bu onu olumsuz etkiler. Ama çocuğa rekabetçi olmayan hikâye tarzında oyunlar verirseniz onu olumlu etkileyebilir. Mesela hikâye tarzında, gezip dolaşıp bunu tamamladığı veya çok doğrulu sorunları çözdüğü oyunlar çocukların hayal dünyasını geliştirir. Bu tip oyunlar A’yı seçerseniz A yolundan B’yi seçerseniz B yolundan gidilen türde, doğrusu yanlışı olmayan oyunlar. Bunlar çocukların dikkat sürelerini de olumlu etkiler. Çünkü çocuklar hikâyenin nasıl devam ettiğini görmek için oyunda kalır. Ama rekabetçi oyunlar otuz saniye vs sürüyor. Sürekli tekrara düşeceğinden dikkat süresi gelişmeyebilir. Bahsettiğim gibi hikâye içerikli, bulmaca barındıran oyunlar, kullanıcının da oyuna katkısı bulunacağı oyunlar çocuklara faydalı olabilir.

Çocukları dijital içerikten sakınmak ne kadar mümkün?

Mümkün değil. Ama çocuğu başıboş bırakmamak lazım. Bu içerikleri arayıp bulmak veya bunları bulan uzmanların tavsiyelerinden yola çıkmak lazım. Oyunu seçmeyi bilmiyorsanız da çocuğun yanında oturup, onun ilk birkaç seviyesine bakıp bunun çocuğunuza yarayıp yaramayacağını gözlemleyin. Yaramıyorsa değiştirirsiniz zaten. Öteki türlü çocuğuna ne istiyorsan oyna demek doğru değil. Biraz çaba gerektiriyor.

Eskiden de yaşanan şeylerdi bunlar. Sadece değişim gösteriyor. Eskiden de parka götürdüğümüzde kaydıraktan düşmesin veya çıkamayacağı, yapamayacağı bir araca binmesin diye çaba gösteriyorduk. Bu durum da o zaten. Şimdi baktığımızda anne babalar çocuklarını götürmüş parka, çocuklarını gözlemlemiyor telefonlarına bakıyorlar. Telefon bizim de dikkatimizi çalıyor demiştim zaten. Bizim de çocuklarımızla ilgilenirken telefonlarımızı elimizden bırakmamız lazım.