İsveç toplumu ekonomik krize farklı bir refleks gösterdi. Türkiye’de 2001’de yaşanan krizin de artan işsizlikle birlikte düşen satın alma güçü, kişisel bakım ürünlerinin satışına pek...

İsveç toplumu ekonomik krize farklı bir refleks gösterdi. Türkiye’de 2001’de yaşanan krizin de artan işsizlikle birlikte düşen satın alma güçü, kişisel bakım ürünlerinin satışına pek yansımamıştı. Yaşanan derin krizin renkli haberi, ekonomik krizin, parfüm, cilt bakımı ürünleri, makyaj malzemelerinin satışını arttırdığı olmuştu. Sektör analizlerinde 2001 krizinden etkilenenlerin “kendilerini daha iyi hissetmek adına” bu ürünlere yöneldiği yorumları yapılmıştı.

Şimdi İsveç’te 2008 krizinde benzer bir durum yaşanıyor. Küresel krizden etkilendikleri için şirketler tasarruf kararları gereği ilk olarak çeşitli yardım kuruluşlarına yaptıkları bağışları keserken vatandaşlar yardım organizasyonlarına verdikleri paraları arttırdı.

İsveçliler krize aldırmadan yaptıkları yardımlarla son yılların bağış rekorunu 2008’de egale etmek üzere. İsveç’teki bağımsız organizasyonların topladıkları bağışları denetleyen Frii Kurumu bu yıl sonunda çeşitli kuruluşlar için toplanan yardımların 5 milyar koronu yani 1 milyar YTL’yi geçmesini beklediklerini açıkladı.

Avrupa’da krizden en çok etkilenen ülkelerden biri olan İsveç’te krizle birlikte işsizlik arttı. Buna bağlı olarak da tüketimde daralma yaşandı. Ama karşılığında bir şey almadan yapılan bağışlarda rekora gidiliyor. Krizi, cüzdanında hisseden İsveçliler “Bizim halimiz böyleyse başkaları nicedir” deyip yardım kuruluşlarına desteğe koştu. Şirketlerin kriz var diye elini ayağını çektiği organizasyonlara şimdi vatandaşlar arka çıkıyor.

İsveç’te sorunlu çocukların rehabile edildiği SOS Çocuk Köyü yetkilileri krizde şirketlerce unutulan kurumun, gelirlerinin yüzde 70’inin özel kişilerin yardımlarıyla sağlandığını açıkladı. Yardım yapan kişiler buradaki çocukların gönüllü babası oluyor. SOS genel sekreteri “Kriz zamanında babalar babalıkların unutmadı. Ama finans krizi olur olmaz büyük şirketlerden gelen yardımlar kesildi. Krize bağlı olarak bu kesintiyle 10 milyon kron kaybımız olacak” açıklamasını yaptı.

Uluslararası bir organizasyon olan Sınır Tanımayan Doktorlar da İsveç’ten bağış toplarken sorun yaşamıyor. Kurumun bağış toplama sorumlusu Terassa Engström “İnsanlar zor zamanlarda çevrelerine karşı daha duyarlı oluyor ve bağışlar artıyor” diyor.

İsveçli şirketlerin krize rağmen yardımı kesmediği nerdeyse tek kurum Unicef oldu. Unicef, birlikte çalıştığı şirketlerin ekonomik krizden etkilenmelerine rağmen kendilerine yaptıkları yardımı kesmediklerini açıkladı. Unicef yetkileri, çok uzun yıllardır aynı şirketlerle çalıştıkları için yardımların bu yıllara yayılmış gönül bağından dolayı aksamaya uğramayacağını tahmin ettiklerini söyledi.

Nüfusun azlığı ve her şeyin kayıt altında olması nedeniyle İsveçlilerin attığı her adım, hemen takip edilip olay istatistiklere dökülüveriyor. Kriz döneminde başkalarına da yardımcı olmayı seçen İsveçliler için aslına bakarsanız ikinci bir itici güç de Noel oldu. Özellikle şu sıralar yaşanan Noel zamanında İsveçliler daha fazla bağış yapıyor.

Dini duyguların kabardığı ve Noel sevincinin yaşandığı bu dönemde, Kanser Fonun’dan gelen açıklama da olumlu oldu. Kanser araştırmalarını destekleyen fon, artan yardımlar için teşekkür etti.

2008’de yaşanan küresel krizin Türkiye’de neleri değiştirdiğini resmi rakamlara baka baka değerlendirmek için bir süre daha beklememiz gerektiği kesin. Daha 2001 krizinde kaç kişinin işsiz kaldığına Çalışma Bakanlığı’nın verdiği yanıtla SSK kayıtları arasında 200 bin kişi oynuyor.

Tabii her şeyden önce, “Ülkemizde kriz yok” diyen Başbakan Tayyip Erdoğan’a birinin krizi anlatması gerekiyor.