Sanayi Bakanı Ali Coşkun, Türkiye'de özelleştirme uygulamaları üzerine bir değerlendirme yapmış ve özelleştirmenin "kazan-kazan" mantığı ile değil "kurtul-kurtul" mantığı ile yapıldığını söylemiş (Doğru da söylemiş). Özelleştirme İdaresini

Sanayi Bakanı Ali Coşkun, Türkiye'de özelleştirme uygulamaları üzerine bir değerlendirme yapmış ve özelleştirmenin "kazan-kazan" mantığı ile değil "kurtul-kurtul" mantığı ile yapıldığını söylemiş (Doğru da söylemiş). Özelleştirme İdaresinin bunaldığı için bir an önce satıp kurtulayım yöntemini uyguladığını da söyleyen Sayın Bakan, suçun tümünü idareye yüklemiş. Oysa Sayın Bakan,Özelleştirme İdaresi'nin yaptığı uygulamaları denetleyen ve onaylayan Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun bir üyesidir. Sayın bakan bu yöntemi daha önceki hükümetler için söylemek istemiş olsa da kendi hükümetlerinin özelleştirme icraatları da mantık olarak daha önceki hükümetlerden farklı değil. Hatta "kurtul-kurtul" mantığı biraz daha farklı bir yöntem ile; halka arzlar ile vade uzatılarak uygulanmaya başladı. Yani biraz halkı uyutma yöntemi.

İster blok satış, ister halka arz, ister bedelsiz devir. Bugüne kadar yapılan özelleştirmelerin sonuçlarına bakınca mantığın bir an önce kurtulmak üzerine kurulduğunu görüyorsunuz.

Daha önce blok satış ile özelleştirilmek istenen PETKİM ve TÜPRAŞ yeniden özelleştirme gündeminde. Ancak yöntem değiştirilmiş, blok satış yerine halka arz ile özelleştirilme gündeme gelmiştir. THY'nın halka arzında olduğu gibi, bu kuruluşların da halka arzı sonunda elde edilecek gelir, idarenin kasasına hemen girecektir. Bu, şirketlerin yavaş yavaş ölüme terkidir.

Denizcilik İşletmeleri İstanbul B.Şehir Belediyesinin

T.Denizcilik İşletmeleri A.Ş.'nin Şehirhatları İşletmesi ve Denizyolları İşletmesi'ne ait İstanbul boğaz,Haliç, Sirkeci, Adalar-Yalova, Eskihisar-Topçular, İstanbul-Avşa-Marmara- Erdek – Tekirdağ hatlarındaki yolcu ve araç taşıma hizmetleri İstanbul Büyükşehir Belediyesine devredildi.Bu bedelsiz devir işlemine uzunca bir süredir özelleştirme kapsamında olan Haliç Tersanesi de dahildir (Tersane ile ilgili bilgilere önümüzdeki hafta yer vereceğim). Mülkiyeti TDİ adına kayıtlı bulunan taşınmazlar (56 iskele) bedelsiz olarak, gemiler ve yüzer vasıtalar ise 22 milyon ABD dolarına satıldı. Toplam bedeli 22 milyon dolar olan taşıtların içinde, 47 yolcu vapuru, 15 arabalı vapur, 1 yolcu gemisi, 1 feribot ve diğer bazı küçük boy deniz taşıtları bulunmakta.

TDİ ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında imzalanan protokole göre belediye, 22 milyon doları ilk üç yıl ödemesiz, 4.yıl 4 milyon dolar olmak üzere bakiye meblağ 6 yıl içinde 3 milyon dolar taksitlerle ödenecek. Satışı yapılan vapurlar içinde 2000 yılında hizmete giren ve YDK raporundaki bilgilere göre değeri 2.768 milyar TL olan arabalı vapurun bedeli protokolde 1.226.750 milyar TL olarak gösterilmiştir. Bu kadar vapur ve gemisi sakın ha çok ucuza gitmiş demeyin. Verdik kurtulduk ya siz ona bakın… Bu bilgiler ilgililere duyurulur.