Geçtiğimiz hafta sonu Almanya’daydım. Mannheim Cemevi’nin düzenlediği “Türkiye nereye gidiyor?” paneline katıldım.

Geçtiğimiz hafta sonu Almanya’daydım. Mannheim Cemevi’nin düzenlediği “Türkiye nereye gidiyor?” paneline katıldım.

DİSK eski Genel Başkanı ve CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi ve Almanya Yeşiller Partisi Federal Milletvekili Mehmet Kılınç’la birlikte bu panelde konuşma yaptık!..
• • •
Öncelikle, toplantıdaki çok görkemli bir kalabalığın varlığından söz etmek isterim.
Beş buçuk saat yerinden kalkmadan son derece dikkatle konuşmaları takip eden, son bölümünde çok akılcı ve can alıcı sorular soran, düşünceleriyle sorunların özüne inen ve yaptıkları yorumlarla ülke sorunlarına katkıda bulunan bu duyarlı insanlar topluluğunu alkışlamadan geçemiyorum!..
• • •
Bu büyük organizasyonu gerçekleştiren kişilere, başta Kâzım Kaya olmak üzere Cemevi Başkanı Nurettin Korkmaz ve yönetim kuruluna, dernek üyelerine ve sıcak ev sahipliği ile bizleri ağırlayan Hasan Yüzüak ve eşine teşekkür etmek gerekir!..
• • •
Türkiye’nin içinde bulunduğu durum, dışarıdan daha da vahim görülüyor!..
Yurtdışında yaşayanlar, üzerlerinde giderek artan bir baskının varlığını dile getiriyorlar…
Yaşadıkları ülkelerin “yabancılara” olan bakışlarına karşı mücadelelerini sürdürüyorlar.
Anayurtlarındaki iktidarın halka karşı takındığı tavır, hukuk devleti olmaktan uzaklaştırılması, hegemonik bir tutumu sonuna kadar uygulanmasına da tepkililer...
• • •
Özellikle siyasi iktidarın, demokratik haklara riayet etmediği,  yurt içinde olduğu gibi yurt dışında yaşayan insanlar arasında da ayırım yaptığını tespit ediyorlar!..
Yurt dışındaki ziyaretleri sırasında Hükümet yetkililerinin kendilerinden olmayanlara karşı takındıkları tavır  yabancılarında dikkatini çekiyor!..
• • •
Mesela; Deniz Feneri davasının “neden hâlâ görülmediği?” merak konusu!..
Mesela;
Gerekli olan dosyalar tam olarak hazırlanmadığı için Madımak katilleri Türkiye’ye hala iade edilmiyor.
Dosyanın “yarım hazırlanmasını” ihmal değil, bilinçli bir korumacılık olarak değerlendiriyorlar!..
Polonya’da yakalanan Madımak katillerinden birinin Alman yurttaşı olduğunu Türkiye biliyor!..
O nedenle katil yakalandığında “Almanya’yı uyarıyor.”
Yurttaşını geri al.” diye!..
• • •
Dışarıdan, sol siyasete de tepki var!..
İçinde bulunulan “tehlikeli” durumdan çıkış yolunun, solun birleşmesinden geçtiğini söylüyorlar..
Bir çatı altında bir araya gelinemiyorsa, birlikte hareket etme yollarının aranmasını hayati bir çözüm olarak değerlendiriyorlar!..
• • •
Bir temel tespit daha var!..
“Türkiye de yargı adalet dağıtamıyor!. Tutukluluk peşin cezaya dönüştü!”
Bu kanı, yurtdışında yaşayanların kendi ülkelerine olan  bakışlarında önemli çelişkiler yarattığını üzülerek ifade ediyorlar!..
• • •
Bu haftanın başından beri garip bir gelişme ülkeyi adım adım sarıyor!…
“'Noel Baba düzgün biri olsaydı bacadan girmezdi' diyen Keşan Müftüsü Süleyman Yeniçeri'nin sözlerine gülmek mi ağlamak mı gerekir bilinmiyor!..
Hele devamına ne demeli?.
“Kuranı Kerim ‘Evlere kapıdan girin’ der!. Neden bacadan giriyor ki bu adam?.”
Bu sözleri sarf eden bir müftü!..
Bu “abuk sabuk sözler” için soruşturma açan da Diyanet Başkanlığı!..
İçinde bulunduğumuz, kültür, eğitim ve dünya görüşünün düzeyini göstermek adına son derece iç acıtıcı bir olay!..
• • •
Peki 35 sivilin öldüğü hava saldırısını nasıl açıklayacağız?..
Felaket!.. Vahim!.. Skandal!..
2011’nin son katliamı olarak değerlendirilmeli!..
Şu ana kadar kimse gerçeği açıklayamadı!..
Çelişkili, hamasi nutuklar devam ediyor..
Bu olay için hiç olmazsa bir “özür dileyen” olmayacak mı?
Yok mu? Neredeler?..Suçlular bulunacak mı?...
• • •
Yine kötü bir yıl sona erdi!..
Dilerim ki 2012, Türkiye’de demokrasi, özgürlük, adalet, barış, sevgi ve emeğin iktidarını oluşturan yıl olur!!
Yeni yılınız kutlu ve mutlu olsun!