YSK, 16 Nisan referandumu için, seçmen sayısını 58 milyon 266 bin 349 olarak açıkladı. Siyaset matematikçileri, buradan hareketle, matematiğin kesinliği içinde toplayıp çıkarıyor ve sonucun bıçak sırtı olduğunu gösteriyorlar.

Haksız da değiller; 1 Kasım 2015 seçimlerinde, 56 milyon 965 bin 100 seçmen varken ve bunların yüzde 85.18’i (48 milyon 523 bin 610) sandığa gitmişken AKP 23 milyona yakın oy aldı. Şimdi tepesi “Evet” diyeceğini açıklayan MHP 5 milyon 691 bin 737, BBP de 259 bin 572 oy almıştı. Toplarsan 29 milyona yaklaşıyor.

Bu hesaba göre Evet garanti! Lakin düz hesabı bozan çok şey var. Bir defa, 7 Haziran’da AKP oyu 1 Kasım’dan 4 milyon eksik (18 milyon 347 bin 774). Yani, AKP’ye oy vermesine karşın elini epey serbest tutan 4 milyonluk bir kitle var ki bunları matematik hesabında kolayca bir yere koyamazsınız.

Öte yandan, 1 Kasım’dan bu yana 2 milyona yakın yeni seçmenimiz olmuş. Onların ne yapacağını, 18’inde milletvekili olabilme ihtimalini ne kadar seveceklerini kestiremeyiz.

Bir de, tepesi ne derse desin, “Bizden yüzde 1 bile Evet çıkmaz” diye iddiaya giren MHP+BBP tabanı var.

Geçen gün bir arkadaşım, “Ya bu kez çok umutluyum. Bize temizliğe gelen kadının AKP’ye oy veren ailesinin tamamı referandumda Hayır diyecek” dedi. AKP’den HAYIR diyecekleri siz de duymuşsunuzdur.

Siz duymadıysanız bile, Başbakan Binali Bey kahvaltıya davet ettiği AKP’li eski bakanlardan duydu!

Bunları da düz hesaba sokmak zor. Ha, matematiğin başa çıkamayacağı bir durum da HAYIR cephesinden: Kendisi HAYIR diyeceği halde Evet çıkacağından emin olan inançsızlar!

Her gün anket yapmaya, sonuçları da ballandıra ballandıra açıklamaya tutkun AKP’lilerin anket suskunluğunu da yazın, matematiğe sığdıramadığınız yere.

Siyaset ustası Süleyman Demirel’den muhalefette olduğu dönemde memleketin halini bir kelimeyle tanımlamasını istiyorlar.

“Olmaz” diyor. “Siz yaparsınız” diye üstelenince dayanamayıp; “Eyi” diyor. “Efendim nasıl olur” diyorlar, “Anarşi, terör, enflasyon…” “Bir kelimeyle ancak bu kadar” diyor Baba. “Peki, iki kelimeyle anlatın” ısrarı üzerine de; “Eyi değil” diyor!
Hikâyeyi, ÇGD’nin Yılın Gazetecileri Ödül Töreni’nde “Karikatür Ödülü”nü verirken FOX TV Ankara Temsilcisi sevgili Sedat Bozkurt anlattı. Demokrasiden birazcık nasiplenmiş hiç kimsenin Evet dememesi gereken “Bu anayasaya yüzde 49.9 Evet çıkarsa sevineceğiz. Memleketin hali eyi değil” diye de bağladı.

Matematiğe vurunca bence de “Heç eyi değil”, ama sokağa bakınca baştaki “heç”le sondaki “değil”i atabiliriz diyorum.
Diyarbakır’ın Newroz Meydanı, misal. İktidarın sesi Akşam Sabah, “Kimse gelmedi” derken AKP’nin 3-5 bin kişi gelir beklentisini ifade ediyordu. O yerle bir edilen mahallelerden on binlerin kalkıp gelerek meydanı HAYIR’la dolduracağını hiç hesap etmiyorlardı.

Hani geçen gün hiçbir siyasi bağlantısı olmadan HAYIR kampanyası yürütenlerden söz etmiştim ya. Kadınlar, gençler… Öyle çok hikâyeleri var ki adım adım dolaştıkları sokaklardan derledikleri.

Birisi, dün, “oy kullanmayacağım diyen simitçi kadını”, “oyunu farklı yansıtırlar diye sandığa gitmemeyi düşünen görme engelli kaşıkçıyı” oy vermeye ikna ettiği için nasıl huzurlu uyuduğunu anlatıyordu. Soysal Pasajı’nda sohbetine kulak verdikleri esnafın, “Bu kadarı da olmaz” diyerek AKP’ye kızmasını da “HAYIR” a yormuşlar!

Yurtdışı da aynı; sadece Almanya’da oradaki gurbetçilerin oluşturduğu ve farklı şehirlerde HAYIR için çalışan 400 grup varmış!

Haziran Hareketi Türkiye’nin değişik yerlerinde çalışan 140 meclisi ile, kampanyasının daha şen şakrak, renkli ve neşeli aşaması Mavi Dalga’yı başlatıyor.

Neşeyi, rengi, şenliği de matematiğe sokamazsınız…

Evet, bunlar matematiğe girmez ama matematiği de akıldan çıkarmamak gerek. Matematik diyor ki; sonucun “Eyi” olması sandığa gitmeyecek bir tek kişiyi gitmeye, Evet diyecek bir tek kişiyi HAYIR’a ikna etmeye bağlı olabilir!

Ben, hiçbir yerle bağlantıları olmadan, bu inançla tamamen kendiliğinden çalışıp çabalayanlardan çok umutluyum!