Belki gördünüz birkaç kez yeni oyunun Savaştan Barıştan’ın ilanını bu sayfalarda. Ne ki yapılan bir oyun mudur bilemiyoruz tam. “Ötesi…” diyorlar. İzleyiciler söylüyor bunu. “Mutlak ve özellikle gençlerin dinlemesi görmesi gerekli!” diye de ekliyorlar. Ben de, “Hangi gençler?” diye soruyorum. “Nasıl yani ?…” diyorlar. Şöyle yani diyorum: Yıl 1989-90, Halkın Ekmeği’ni sahneliyoruz. Bir üniversite 150 kişiyle geliyor ve benden al sana kınama: “Ayıp değil mi, bu kadar az kişiyle geliyorsunuz?!” Öyle ya, çünkü ilerici nitelikli üniversite gençliği, kulakları çınlasın kimi sendikalar 300-350 kişi gibi ortalamalarla izliyorlardı oyunu o yıllar. Bunlar da o zaman 150 kişiyle ayıp ediyorlardı(!) Oysa şimdi? Üniversiteli birkaç genç geliyor yakın bir geçmişte görüşmeye. Oh seviniyoruz, toplu gelecekler diye.
Biletlerde indirim istiyorlar. “Hiç dert etmeyin,” diyoruz, “siz gelin de… Biz kimin için üretiyoruz ki?” En azından yüz kişi beklenir ya böyle toplularda, mutluyuz. “Kaç kişi olacaksınız yaklaşık?” Gelen yanıt insanın kanını donduruyor: “Yedi kişi, belki de sekiz…” Neredeyse çeyrek yüzyıl geçmiş de ne geçmiş vay canına! “Peki bir de sendikalar vardı hani kulaklarını çınlattığın; onlar nerede, ne alemde?” Soruya bak! İlahi, mevsim kış ayol! Yazları ne yaptıklarını bilemiyorum ama uzun süredir kıştan kışa derin uykudalar onlar… Yaa, kaldık yine baş başa! Kimle mi? Sizinle tabii! Onun için duyuruyorum Savaştan Barıştan’ı… Bu olayda konuyu boş verin diyeceğim ama yine de kısaca şu: Bir grup aydın-sanatçı, televizyon için “savaş ve barış” konulu bir program hazırlamıştır. Ne ki bitirdikleri bölümlere kanallar ilgi göstermemektedir. Çünkü yayınlanması istenen konunun içeriği ve ele alınış biçimi kimi medya kuruluşlarını rahatsız etmektedir. Bu programın hazırlanmasında başı çeken iki kişi sunucu (Zafer Diper) ve müzisyen (Haluk Çetin) bir anlamda durumu protesto etmek ve yaptıklarını bir yolla kitleye duyurmak için tiyatro’yu seçme zorunluğunda kalmışlardır.  Bunu izleyiciye açıklarken, sansüre uğrayan programlarını da, nedenleri ve niçinleriyle izleyiciye aktarmaktadırlar. Hazırlamış oldukları bölümlerin yapılış aşamalarını, kurgulanan yer yer belgesel, yer yer o bölüm için çekilen filmleri de göstermekte, izleyiciyle birlikte aynı zamanda bir tartışma ortamı yaratmaktadırlar. Bazı bölümlerde, o konunun uzmanı bir konuşmacı (yazar, siyasetçi, kültür-sanat insanı, öğrenci) programa katılmakta, sunucu zaman zaman şiirlerle araya girmekte ve müzisyen o bölümle ilişkilendirilen müzikleri sahnede yorumlamaktadır… Osmanlı döneminden başlıyor oyun… Birinci Dünya Savaşı’na giriliyor… Sonra Kuvayi Milliye… Ve diğer bölümler: İkinci Dünya Savaşı, Soğuk Savaş Dönemi, Vietnam Savaşı, Nükleer Silahlar, ‘68 Kuşağı… ’68 Kuşağı dünyada ele alındıktan sonra “Türkiye’deki etkileri”ne geliyor sıra… Savaş olgusunun tarihsel dönemlerde çıkış nedenleri, nedensellikleri de günümüze dek taşınmakta… Bir türlü gerçekleşemeyen barış, ne zaman ve nasıl gelecektir? Oyunun sonunda tartışılması istenen de bu soru… Tarihsel süreçte, iki kavramın müzik, şiir, film, belgesellerle irdelendiği Savaştan Barıştan, Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde (0216.418 95 49)…