143’üncü dönem Arap Birliği Toplantısı’na İsveç Dışişleri Bakanı bu yılın onur konuğu olarak çağrıldı. Birlik Genel Sekreteri Nebil el-Arabi’nin toplantının açılış konuşmasını yapması için Mısır’ın başkenti Kahire’ye davet ettiği kadın Bakan Margot Wallström, çağrıya katıldı ama hazırladığı o konuşmayı yapamadı. Geçen hafta pazartesi günü Arap liderlerine seslenecek olan Wallström’ün zaten böyle bir konuşma yapacak olması birlik rutinlerinin çok dışında bir uygulama olacaktı. İsveç’teki Ortadoğu uzmanları, Margot Wallström’ün aldığı çağrıyı, Filistin’in İsveç tarafından yakın zamanda devlet olarak tanınmasından kaynaklandığı yorumunu yaptılar.

İsveç’te eylül ayında iktidara oturan Sosyal Demokrat ve Çevre Partisi’nin kurduğu sol azınlık hükümeti, neredeyse ilk dışişleri icraatı olarak 30 Ekim’de Filistin’i devlet olarak tanıdığını duyurmuştu. Böylece İsveç, Filistin Devleti’ni tanıyan ilk Avrupa Birliği üyesi ülke oldu. Bu gelişme, beklendiği gibi İsrail-İsveç ilişkilerini gererken İsveç’in Arap dünyasıyla olan ilişkilerine de merhem olmadı. Sol hükümetin en donanımlı ve tecrübeli Bakanlarından Wallström, İsveçlilerin kafasında oluşan “Biz ne yapıyoruz? Niye İsrail’le ilişkileri sarsıyoruz?” sorularına çok iyi açıkladığı politikalarla cevaplar gönderdi. İsveç’in Filistin’i tanıyarak, süreçte iki denk taraf oluşturmaya çalıştığını ve İsrail’i çözüm üretmek için hareketlendirmeyi amaçladığını anlattı.

Arap Birliği Toplantısı’na icabet gösteren sonra da onur konuğu olduğu toplantıda konuşamayan Wallström’ün şimdi olanları açıklaması ise çok daha zor görünüyor. Wallström’e konuyla ilgili olarak Birlik Sekteri Nebil el Arabi’den gelen izah, Suudi Arabistan’ın Bakan’ın konuşmasını engellediği yönünde olmuş. Başına neler geldiği sorulan Wallström, “Bize yapılan açıklama İsveç’in demokrasi ve insan haklarına ilgi uyandırdığı oldu; bu yüzden de konuşma yapmam istenmedi. Bir ülkenin katılımımı engellemesini üzüntüyle karşılıyorum” dedi. Pazar akşamı Kahire’deki İsveç Elçiliği’nde düzenlenen akşam yemeğinde, Wallström’e Suudi Arabistan’ın onun konuşmasını istemediği bildirilmiş. Pazartesi sabahı da tamamen konuşmasının iptal edildiği söylenmiş.

Konuşmasında Suudi Arabistan’la ilgili bir şeyler söylemeye hazırlanmadığını açıklayan Wallström, fırsat verilseydi terörizmle yapılan mücadele ve insan haklarının konuşmasının teması olacağını duyurdu. Pazartesi akşamüstü Kahire’den ayrılan İsveç Dışişleri Bakanı, dönüşünden önce Suudi Arabistanlı yetkililerle bire bir bir toplantı ayarlamaya çalıştığını da söyledi. Margot Wallström, “Böylelikle kendilerinin neye kızdıklarını ve benim neden konuşmama karşı olduklarını anlatabilmelerini istedik ama buna bir cevap alamadık, bir toplantı olmadı” dedi.

Hafta ortasında Suudi Arabistan, İsveç elçisini geri çekti. Bu geri çekmeyle İsveç, Suudi Arabistan arasında yaşanan gerginliğin nedeni anlaşıldı. Son günlerde yaşanan gelişmeler, İsveç’in, Suudi Arabistan’la ordu işbirliği anlaşmasını bitireceğini Araplara bildirdiğini ortaya çıkardı. İsveç’le Suudi Arabistan arasındaki ordu anlaşmasının durdurulmasıyla silah satımının ve paralel çalışmaların dışında bir silah fabrikası kurma girişimi de askıya alınmış oldu. İsveçli uzmanlar, Suudi Arabistan’a silah fabrikası kurmak için bölgede alan araştırması yaparken konu basına yansımış, insan hakları ihlallerinin yaşandığı bir ülkeye silah fabrikası kurulması için yapılan girişim üç yıl önce bir büyük skandal olmuştu. Sağ hükümetten dönemin Savunma Bakanı istifa etmek zorunda kalmıştı. Şimdi iktidarda oturan Çevre Partisi’nin sözcüsü Gustav Fridolin o tarihte “İsveç’in uluslararası arenadaki itibarı, diktatör askeri güçlere verilen destek yüzünden heba edilemez” demişti. Görünen o ki İsveç solu aynı yerde duruyor.