Gevezelik hoş şeydir. Gevezelik ederken insan beynini zorlamaz. Kayış boşa döner. Enerji tasarrufu olur. Gevezeliklerin ana konuları zamana...

Gevezelik hoş şeydir. Gevezelik ederken insan beynini zorlamaz. Kayış boşa döner. Enerji tasarrufu olur. Gevezeliklerin ana konuları zamana, zemine göre değişir. Bir insan yaşamını düşünürseniz, evrelere göre gevezeliklerin (son zamanlarda buna "geyik muhabbeti" deniyor) konuları şöyle olabilir: "Abi hoca bana taktı." Okul sıralarının en çok bilinen, en az inanılan ama en uzun süre devam eden geyiği bu minval üzerinedir. Hoca takar, öğrenci bakar.yıllar akar.

Gençlik çağlarının en önemli gevezelik konusu, "Arkadaş, o kız bana kesik" lafıdır. (Kadın kardeşlerim bana kızmasın. Ben işin öte yanını bilemiyorum). Sigaralar tüter, -bizim zamanımızın- "Dimitrokopulo veya Çubuk şarapları tüketilirken, kızın neden kendisine "kesik" olduğu çok gerçekçi(!) delillerle anlatılır.

Orta yaşların gevezeliği, doğal olarak, para üzerinedir. Kentin en değerli yerleri için herkes birbirine, "buraları zamanında dedeme metresi 50 kuruştan vermişler, rahmetli almamış" gevezeliğini yaparlar. Orta yaşı geçince gençlik maceraları yoğunlaşır. "Ben bir oturuşta bir büyüğü içerdim" gevezeliği, saçları ağarmış, eklemleri sertleşmiş yarenlerin içki sofrası gevezeliklerindendir. Siyasetle ilgileniyorsanız, gevezeliğin hududu yoktur. Sağcı da olsanız, solcu da olsanız, her demde, her alemde konuşacak konu bulursunuz.

Şimdilerde, sol alemde bu gevezeliklerin en önemli konusu, "solda parti yok" biçiminde. Eğer Türkiye'de düzene muhalefet etmeyi; emeği korumayı; insan haklarını ve özgürlüklerini savunmayı; sömürüye, hırsızlığa, yağmaya karşı çıkmayı; parti içi demokrasiyi, temsili önemsemeyi benimsemesi gerekirken tam tersini yapan CHP-DSP gibi partileri "sol" sayıyorsanız, evet, Vallahi "sol parti" yok. Ama gözleriniz çevreyi de görüyorsa, "bu insanlar ne söylüyor?" diye duyargalarınız açıksa; büyük görünmeyenlerin de önemli şeyler söyleyebileceğine inanabiliyorsanız; insanlara, partilere karşı ön yargılarınız yoksa, sıradan insanların da siyaset sahnesinde rol alabileceğini görebiliyorsanız; Milliyet Gazetesi başyazarı Hasan Cemal Bey gibi yazmamalısı-nız. Türkiye siyasetinin sol alanı "boş" değildir. SHP bu alanda, geçmişten aldığı ve geleceğe taşıdığı bütün birikimleri ile vardır. "Yoktur" diyenler, SHP'siz bir sol için bir şey yapsınlar, biz de görelim.