FreelonIa’da işler gittikçe sertleşiyor. Turistleri hapse atacağız yollu manşetler darbenin Freelonia’da kontrolünü artırdıkça ve otoriterleştikçe saldırganlığının da arttığını gösteriyor. Freelonia’nın bir numaralı paşasının her şeyden çok istediği, solcuların, liberallerin ve yedi düvel ecnebinin oturaklı bir ‘aferin’ demesi. Bu olmadıkça daha da saldırganlaşıyor. Seçimler konusunda da aynı ikilemi yaşıyor. Bir yandan bu büyük ‘aferin’ uğruna bütün […]

FreelonIa’da işler gittikçe sertleşiyor. Turistleri hapse atacağız yollu manşetler darbenin Freelonia’da kontrolünü artırdıkça ve otoriterleştikçe saldırganlığının da arttığını gösteriyor.

Freelonia’nın bir numaralı paşasının her şeyden çok istediği, solcuların, liberallerin ve yedi düvel ecnebinin oturaklı bir ‘aferin’ demesi. Bu olmadıkça daha da saldırganlaşıyor. Seçimler konusunda da aynı ikilemi yaşıyor. Bir yandan bu büyük ‘aferin’ uğruna bütün seçimleri sadece yüzde 51 ile kazanmak isterken bir yandan neden yüzde 95 değil, yüzde 100 değil diye de sinirleniyor paşa.

Ancak paşa yine de makul bir yerde durabilecekken etraftaki dalkavuklar ve işgüzarlar her zaman iki adım önde gitmeye özen gösteriyorlar. Onların da derdi paşadan büyük bir aferin almak. Ancak kantarın topuzu kaçmış durumda.

Bir yandan uçan kuşa dava açıp hapse atmakla tazminatla tehdit eden paşa ve adamları ülkenin en azından yarısına savaş açmış durumdalar. Öte yandan malum küresel kapitalizm üzerinden göbek bağı olduğu için dışarıya da ‘laf’ yetiştirmeye yetiştiriyorlar. İş sadece lafla kalsa yine hasar sınırlı olacak.

Söylemde milliyetçi hamasetin dozu arttıkça hesaplı mantıklı işler yapma olasılığı da azalıyor.

Neyse Freelonia’yı bir kenara bırakalım ve şu ‘turistleri hapse atma’ politikasını bir irdeleyelim. Öncelikle kastedilen turistlerin kim olduğuna bakmak lazım. Arada tek tük harbi turist olsa da asıl hedefin Türkiye’nin Kürt ve muhalif diyasporaları olduğunu düşünebiliriz. Fişleme kültürü çerçevesinde Google ile falan anlaşılmadıysa bunun ötesindeki kitle biraz uğraştırır ve masraflı olur diye düşünüyorum.

Hedefteki bu diyaspora nüfusu içinde muhtemelen ‘solcular’, ‘Kürtçüler’, ve son eklenenlerle ‘laikçiler’ ve ‘fetöcüler’ yer alıyor. Ancak bunların arasında zaten vatandaş olanları istediği gibi cezalandırabilen iktidarın kapsamı genişletirken derdinin ne olduğunu anlamak güç.

Erişemedikleri ya da başlarını ağrıtan grup vatandaşlıktan çıkıp Almanya veya başka bir ülkenin vatandaşlığına geçmiş olanlar. ‘Terörle ilişkisini bir türlü ispatlayamadıkları’ silahlı din teröristlerini değil orada burada gösteri yapıp eleştirenler ve muhakkak sosyal medya üzerinden eleştirenler asıl hedef. Google’ın ve Facebook’un yardımıyla bu işi halletmek görece kolay isimbilimin de yardımıyla kolayca hedef kitle netleştirilebilir.

Bu işin teknik yanı. Yani hükümetin ve iktidardakilerin beka sorunu arttıkça saldırganlıkları da artacaktır. Kapsamı seçmen kitlesinin ötesine genişletmek akıldışı ve cesur bir hamle. Çünkü bu hamlenin doğrudan herkesin kesesine ulaşan bir etkisi olacağı aşikâr.

Öncelikle ‘oradan burası nasıl görünüyor’ sorusunun yanıtıyla başlarsak, buradan orası hiç iyi görünmüyor; dost, düşman herkes kaygılı ve A kalite mutluluk kanallarının aktardığının aksine işlerin iyiye gitmediği, güvensizliğin, umutsuzluğun arttığı herkesin malumu. Bunun yanına bir de genel bir açık tehdit eklendiğinde ilk darbeyi turizm alacaktır. Sosyal medyada şurda burada Türkiye ile ilgili muhalif bir şeye bulaşmış herkes bir sonraki tatilini nerede yapacağını tekrar düşünecektir. Aynı şekilde, kaldıysa, Türkiye’yi düşünen küçük ve orta büyüklükteki yatırımcı da kararını yeniden gözden geçirecektir. Tübitak tarafından dünyaca ünlü bilim insanlarını Türkiye’ye getirmek için ortaya atılan aylık 24 bin lira maaş teklifi tutmadı sanıyorum ama bunu da yeniden düşünenler olacaktır. Bence meblağ 100 bin seviyesine çıkarılırsa ve Birleşmiş Milletler yönetiminde bilimsel serbest bölge uygulamasına gidilirse bu program başarılı olabilir.

Çoraklaşma seçici bir süreçtir. İnsanların ayaklarıyla oy verdikleri bir süreçtir. Daha önce zaten aleyhte oy vermiş insanlar için bir kez daha bunu yapmak çok büyük mesele değil. Sakın ülkeye kimse gelmeyecek falan diye kaygıya kapılınmasın. Duyduğumuza göre kimsenin geri almak istemediği Suriye’de savaşmış din militanlarının favori ülkesi Türkiye olmuş.