Sekülerleşen seçmenin iktidarın laiklik karşıtı eylemlerini, laik bulduğu CHP ile cezalandırdığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

"Türkiye laiktir, laik kalacak!" Seçmen böyle dedi

Mansur Yavaş, Erdal Beşikçioğlu yerine Etimesgut'un hassasiyetine uygun aday isterken muhafazakâr seçmenin CHP'ye oy vermekte güçlük çekeceğini düşünüyordu. CHP kurmayları arasında da Etimesgut'un Erdal Beşikçioğlu ile alınamayacağını düşünenlerin sayısı az değildi. Cumhur İttifakının MHP’li belediye başkanı ve adayı, kendine güvenmeyen rakiplerinin karşısında 20 yıllık güvene sahipti. Cumhur İttifakı ve karamsar muhalefet, CHP'nin 2014 yerel seçiminde aldığı yüzde 20’yi, CHP-İyi Parti ittifakının 2019’da aldığı yüzde 45’ten İP oyunu düşerek hesap yapıyordu. Hesap tutmadı, CHP yüzde 56,62, Cumhur İttifakı yüzde 32,64; bu nasıl oldu? 

Depremde yaşadığı mağduriyete rağmen 2023 cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 67 ile Erdoğan'a desteğini sürdüren Adıyaman’da AKP adayı yüzde 27,42’de kaldı. Diğer İslamcı parti adaylarının aldığı oylara (YPR 13,74, Saadet 1,46, Hüda Par 1,25) DEM’in aldığı yüzde 2,65 eklense bile CHP adayının seçilmesi engellenemiyor. Menzil Cemaatine ev sahipliği yapan, İslamcı parti ve adaylara koşullandığı düşünülen Adıyaman ne oldu da Alevi birini kendine başkan yaptı? 

Etimesgut hem seçmeni olduğum hem iyi bildiğim bir yer: Bağlıca ve Yapracık mahallelerinin küçük bir köy iken Ankara'nın büyük semtlerinden birine dönüşmesini izlerken bazen AKP'li daha çok da MHP'li muhtarların semt sosyolojisine uyma çabasını izledim. Köy muhtarlarının, çok nüfuslu banliyö muhtarlığına devam edebilmek için seküler davranışlar sergilemeleri Etimesgut’un kabile kontrolünden çıkmak üzere olduğunun işaretiydi. Erdal Beşikçioğlu Etimesgut için doğru tercih değil diyenler, Etimesgut’u İstasyon Caddesinden ibaret sanıyordu. Oysa Etimesgut Eryaman, Bağlıca, Yaşamkent (yarısı Etimesgut'a bağlı), Yapracık ve Turkuaz gibi kent görünümlü yapılar içinde kentlileşmeye çalışan büyük nüfuslu semtlerden oluşuyor. Dikkatli bir göz, seçmen sayısı 10 binlere ulaşan bu yeni yerleşim birimlerinin Sosyal Kimlik Kuramının "Kimlik Değişimi" yaklaşımına uygun bir süreçten geçtiğini fark edebilirdi.  

Adıyaman ise her daim dört milletvekilinden en az birini, genellikle ikisini CHP'ye, diğerlerini de iki muhafazakâr parti arasında pay eden bir ildi. Fakat Adıyaman’da CHP'liler, belediye başkanlığını Malatya'dan ayrılarak il yapıldığı 1954'ten sonra ilk kez 1989'da SHP ile elde etti. Belediye başkanlığını aldıktan sonraki ilk genel seçimde (1991) SHP dört milletvekilliğinden dördünü aldı. Denge AKP'li yıllarda CHP aleyhine bozuldu. Depremde yaşadığı mağduriyete rağmen Adıyaman 2023 cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan'a yüzde 67 ile desteğini sürdürdü. Bu, koşullanmış seçmen davranışı olarak görüldü. Oysa bu dönemde bile Adıyaman dörtte bir oranını korumaya çalışmış fakat CHP'nin 2002 ve 2007 seçimlerinde milletvekili yaptığı iki kişi dönemini tamamlamadan AKP'ye transfer olmuştu. Buna rağmen Adıyaman, 27 ve 28. dönemde Abdurrahman Tutdere’yi CHP listesinden meclise gönderdi. Adıyaman, parti ilkelerine sadık kalan Tutdere’yi 31 Mart yerel seçimlerinde yüzde 49,74 oy oranı ile kendine belediye başkanı yaparak doğru seçeneği mezhebe tercih edeceğini göstermiş oldu.  

Yoksullaşan seçmenin iktidarı cezalandırdığı, Cumhur İttifakı adaylarının zayıf, CHP adaylarının güçlü olması; başarılı/başarısız kampanyalar, iyi/kötü vaatler; iktidarın ikiyüzlü Gazze politikası (Kaybettiren nedenler arasında sayılan tek politik gerekçe bu…) elbette sonuçta etkili oldu. Ancak tek başına ekonomi, aday ve kampanya çok seçenekli bir seçimde muhafazakâr seçmenin zihniyetini değiştirmeden CHP'ye meyletmesini açıklamaya yetmez. İktisat politikası hakkında yeterli bilgiye ve güvene sahip olmayan seçmenin CHP’ye yönelmesinin siyasi nedenleri olmalı. Yukarıdaki iki kent örneği, seçmenin, seçenek olduğunda en az ekonomi kadar hukuk, adalet, eşitlik ve demokrasi talebini de yansıtan ahlaki kararlar verebileceğini gösterir. Kuşkusuz devlet-birey-toplum ilişkisini bozan sosyal problemleri fark etmek ve müdahil olmak sekülerleşmeyi gerektirir. O nedenle sekülerleşen seçmenin iktidarın laiklik karşıtı eylemlerini, laik bulduğu CHP ile cezalandırdığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Seçmen iki seçim arasında mı sekülerleşti diye sorulabilir; tabii ki hayır, eğer cumhurbaşkanlığı seçiminde laiklik karşıtı iktidarın karşısına muadilleriyle değil de doğru seçeneklerle çıkılsaydı seçmen 11 ay önce “Türkiye laiktir, laik kalacak!” demeye hazırdı. 

MetroPOLL 2023 Türkiye’nin Nabzı araştırmasına göre seçmenin yüzde 86,2’si Atatürk’e şükran duyuyor, yüzde 64,4’ü laik bir yönetimi gerekli görüyor, yüzde 67,8’inin yaşamak istediği rejim cumhuriyet veya demokratik cumhuriyet. AKP seçmeninde bu oran sırayla yüzde 82,4, yüzde 50 ve yüzde 57,2. Her yıl tekrarlanan ve değişmeyen bu veriler, laikliğin, içinde hukuk, adalet, eşitlik, demokrasi ve ahlak bulunan bir paket olduğunu, sallansa bile sarsılmaz değer olarak kabullenildiğini gösterir. Nitekim 31 Mart’ta seçmen bu genel kabule uygun davranmış, kazanan cumhuriyet değerleri ve laiklik olmuştur.