Vıjay Prashad – Tarihçi Mariela Machado 50’li yaşlarının sonunda bir kadın. Venezuela’nın başkenti Caracas’ta bulunan La Vega mahallesindeki Kaikachi isimli bir konut kompleksinin yöneticisi. “Eğer bu hükümet düşerse ne olur” diye soruyorum ona. “Hepimiz evlerden tahliye ediliriz” diye cevap veriyor. “Biz; siyahlar, yoksullar, işçi sınıfı, hepimiz, sahip olduğumuz her şeyi kaybederiz.” Caracazo Güneşli bir gün. […]

Venezuela sokaklarından notlar

Vıjay Prashad – Tarihçi

Mariela Machado 50’li yaşlarının sonunda bir kadın. Venezuela’nın başkenti Caracas’ta bulunan La Vega mahallesindeki Kaikachi isimli bir konut kompleksinin yöneticisi. “Eğer bu hükümet düşerse ne olur” diye soruyorum ona. “Hepimiz evlerden tahliye ediliriz” diye cevap veriyor. “Biz; siyahlar, yoksullar, işçi sınıfı, hepimiz, sahip olduğumuz her şeyi kaybederiz.”

Caracazo

Güneşli bir gün. Venezuela genelindeki, Caracazo denilen büyük kalkışmanın 30’uncu yıl dönümünün ardından dört gün geçti. O gün, yani 27 Şubat 1989’da, binlerce yoksul Venezuelalı sokaklara çıktı. Öfke bardaktan taşmıştı. Yıllarca süren yoksulluk ve aşağılanma onları kemirmişti. Sonra, hükümet birden bire otobüs bileti fiyatlarını yükseltti. Bu baş edebileceklerinden çok daha fazlasıydı. Caracas yandı, daha sonra Venezuela’daki diğer şehir kasabalar. Polis ve ordu sokaklara gönderildi. Protestoculara ateş ettiler. Kan gövdeyi götürdü.

Hugo Chavez o dönemde Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’ndan sorumluydu. O gün rahatsızlığı nedeniyle görevde değildi. Chavez geri döndüğünde, birlikte görev yaptığı askerlerle aynı duyguları paylaştı. Oligarşinin hükümeti tarafından kendi ailelerine ve komşularına ateş etmeye zorlanmışlardı. Bunu asla bir daha yapmamaya ant içtiler. Chavez, ülkesinin yoksullarını anladı. Onlar, sistemi değiştirmeye hazırlardı. Chavez ve yoldaşlarını Bolivarcı Devrime başlatan Caracazo’nun külleriydi. Mariela Machado’yu ve savunmak zorunda olduğuna inandığı değerleri yaratan da buydu.

Kaikachi

Venezuela’da, Mariela gibi milyonlarca kişi var. Sıradan insanlar onlar, tırnaklarının altında kir, kalplerinde gurur… Bolivarcılar 1999’da seçimi kazanıp iktidara geldiğinde, yani Caracazo’dan 10 yıl sonra, bugünden ise 20 yıl önce, Mariela gibi insanlar, sistemden daha fazlasını talep ettiler. La Vega mahallesinde, müteahhide verilen boş bir arazi fark edip. Burası büyük ihtimalle bir alışveriş merkezine dönüşecekti. Mariela ve ailesinin yanındaki 91 aile daha, toprağı işgal ettiler. Chavez’e gidip arazi üzerine ev yapmak istediklerini söylediler. “Yapabilir misiniz” diye sordu Chavez. “Evet” dedi Mariela, “Bu şehri biz inşa ettik, Kendi evlerimizi de inşa edebiliriz. Tek istediğimiz makina ve malzeme.”

Kaikachi’yi bu şekilde inşa ettiler. Burası, apartmanlardan oluşan, temiz bir mahalle, bir ucunda toplum merkezi var.  Önünde Chavez büstü olan toplum merkezinde, halka iyi kalitede ve ucuza ekmek sağlayan bir fırın, 400 kişiyi doyuran bir mutfak, içinde kadınların gelir sağlamak için dikiş diktiği küçük bir oda var. “Biz Chavistalarız” diyor kadın, gözleri parlıyor, sırtında bir çocuk.

“Chavista” kelimesi Chavez’e bağlı olan kadınlarla erkekleri ve Bolivarcı Devrim’i işaret ediyor. Üzerinde Chavez resmi olan tişörtler görmek olağandışı değil, Chavez’in resmi her yerde, duvarlarda… Onlar, zengin ya da güçlü insanlar değiller. Onlar yüzyıllarca süren eşitsizliği yok etmek için savaşan bir hareketin parçaları. Hâlâ yoksullar ama artık hayatlarını çaresizlikten uzak şekilde sürdürmek için kaynakları var.
Hiper enflasyon bunaltıcı. Fakat Kaikachi gibi yoksul bölgeler fırın için un ve mutfak için gıda gibi yardımlardan yararlanıyor. Yiyecek dağıtımı mükemmel değil; ancak ABD ambargosunun ve düşen petrol fiyatlarının kötü etkilerinden halkı koruyor. 

Görünmez

Mariela’yla buluşmadan önceki gün, Santa Capilla’daki Urdante Caddesi’nde yapılan eyleme katıldım. Caracas’taki Chavistalar tarafından ABD’nin savaş tehditlerini protesto etmek için düzenlenen bir eylemdi. Onlar vücutlarında ağır çalışma koşullarının ve yoksulluğun izlerini taşıyan erkek ve kadınlardı. Birbirlerine kenetlenmişlerdi, üzerinde, Chavez ve Venezuela Devlet Başkanı Maduro’nun yüzlerinin bulunduğu pankartlarla, coşkuyla…  Yaşlı bir kadının taşıdığı bir pankart duygu yüklüydü: «Biz görünmeziz. Biz yenilmeziz. Üstesinden geleceğiz.”

Mariela’yı dinlerken, bu pankart üzerine düşündüm. O, batıda savaş ve barış, demokrasi ve insancıllık etrafında dönen tartışmanın tarafı değil. Onun sesi bu tartışmanın tamamen dışında. Mariela, kendi gibi kişilerin de hükümet politikalarına yönelik kendi eleştirileri olduğunu söylüyor, fakat diyor, bu bir iç tartışma… “İçerideki mücadeleyle başa çıkabiliriz” diyor ve ekliyor: “Venezuela’ya karşı herhangi bir saldırıya karşı savaşacağız. Kendimizi savunacağız.”

Ekonomik savaş

Çok fazla şeyin değişmesi gerek, diyor Mariela. Biz yoksuluz. Kaynağımız yok. Devrimimizi geliştirmemiz için zamana ihtiyacımız var. “Devrimimiz tamamlanmalı. Gerçekleşmeli. Henüz gerçekleşme sürecinde.” Yanımdaki bir adam sosyalizm ütopya değil, diyor. Çok zor bir yolculuk. Chavistalar neredeyse her hafta harekete geçiyorlar. Bu zor süreci savunmaya olan bağlılıklarını teyit etmek için sokaklardalar.

Kaikachi’nin önünde, bir orta sınıf apartmanı var. Bazen diyor Mariela, o apartmandaki kişiler, Kaikachi’ye çöp ve şişe fırlatıyorlar. “Buradan tahliye edilmemizi istiyorlar” diyor. Mariela’nın dikkat çekmek istediği, Bolivarcı hükümetin düşmesi halinde, iktidara gelecek oligarşi hükümetinin o binadakilerin tarafını tutacağı. 92 ailenin elindeki tapuları alıp birine verecekler. Emlak sahibi de kiraları artırıp yoksulları sıkıştıracak.

Venezuela diyor Mariela, şimdi ABD ve müttefiklerinden gelen ekonomik savaşla yüz yüze. Ancak eğer Caracas hükümeti düşerse, diyor, Kaikachi; oligarşi hükümetinden, orta sınıf komşularından ve emlak sahiplerinden gelen ayrı bir ambargoyla yüz yüze kalacak. Daha iyi bir yaşam hayalleri bitecek.

Çeviri: Ömür Şahin Keyif