Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek “enflasyonun düşeceği konusunda halkı ikna etmemiz gerekiyor” demiş. Bu açıklamayı tek başına ele alırsanız Şimşek’in “beklenti yönetimine” atıfta bulunduğunu düşünebilirsiniz. Ancak iktidarın diğer üyelerinden gelen açıklamalarla birlikte okursanız, aslında sizi neye ikna etmeye çalıştıklarını daha iyi anlayabilirsiniz.

Çalışma Bakanı, bu hafta yaptığı açıklamada asgari ücrete “ara zam” yapılmayacağını söylemiş. Emekli aylıklarına ise sadece enflasyon farkı kadar bir artış yapılacağı, bunun da kök aylıklar üzerinden olacağını ifade etmiş.

İki bakanın söylediklerini birlikte değerlendirince; aslında, sizi yoksulluğa razı olmaya ikna etmeye çalıştıkları net bir biçimde ortaya çıkıyor.

∗∗∗

Ekonomi yönetimi enflasyona “güçlü iç talebin” yol açtığını düşünüyor ve bunu da sürekli olarak ifade ediyor. Uyguladıkları politikanın özünde de vatandaşın eline geçen ya da erişme imkânı olan para miktarını kısıtlama çabası yatıyor. Emekli aylıklarını işte bu yüzden artırmadılar.

Şimdi size şunu söylüyorlar: enflasyonun düşmesini istiyorsanız bunun bedeline razı olun, sesinizi çıkarmayın, bizim yaptıklarımıza da itiraz etmeyen. İkna olmanızı istedikleri şey bu.

Daha açık yazmak gerekirse: yoksulluğun bir zorunluluk olduğuna ikna olmanızı bekliyorlar.

Aslında diyor ki, sizi yoksullaştırıyoruz ama bir sorun niye yoksullaştırıyoruz? Çünkü enflasyonun düşmesi için sizin yoksullaşmanız gerekir. Başka türlü bu mümkün olmayacak. O nedenle eğer enflasyonun düşmesini istiyorsanız asgari ücrete artış istemeyin, emekli aylıklarına artış istemeyin.

 Sadece bunla da sınırlı değil. Mesela, atanmayan öğretmenler atama bekliyor. İktidar ne diyor: bütçe dengesi(!) Meali şu:  öğretmen atarsak bu bütçeye yük olur bu nedenle enflasyon düşmez. O zaman ne yapmalı? Atanmayan öğrenmeler enflasyonun düşeceğine ikna olup atanma taleplerinden vazgeçsin diyorlar. Atanmayan öğretmenler işsiz kalmaya devam etmeye razı olsun ki enflasyon düşsün.

∗∗∗

Ekonomi yönetimi 2024 yılı sonunda enflasyonun yüzde 36 olmasını bekliyor. Bütün raporlarında bu tahmin var. Ben bunun bile iyimser bir beklenti olduğunu düşünüyorum. Ama yine de bunu esas alalım. 2024 yılı başında 17 bin lira olarak belirlenen asgari ücretin satın alma gücü bu oranda düşecek, reel olarak daha fazla yoksullaşacaksınız ama enflasyon düşsün diye buna razı olacaksınız. 17 bin liranın satın alma gücü 12 bin 500 liraya düşecek ama siz sesinizi çıkarmadan bu durumu kabulleneceksiniz çünkü enflasyon başka türlü düşmez. Ki enflasyonun yüzde 36’dan çok daha yüksek olacağını hepimiz biliyoruz. Varın gerçek yoksullaşmayı siz hesap edin.

∗∗∗

Emekliler için de durum farklı değil. En düşük emekli aylığı olarak adlandırılan 10 bin lirayı artıracaklarına ilişkin bir taahhütleri yok. Enflasyon farkını kök aylıklar üzerinden hesaplayacaklar. Mesela, emekli kök aylığınız 8 bin lira olabilir ama bu, yasal düzenleme nedeniyle 10 bin liraya tamamlanıyor. Şimdi kök aylık üzerinden yüzde 15 artış yapsa, 8 bin lira olan aylık 9 bin 200 liraya çıkar. 10 bin lira en düşük aylık değişmezse, siz aylığınıza artış yapılmış olsa bile elinize geçen paranın değişmediğini göreceksiniz.  İşte buna razı olmanız isteniyor.

Demem o ki ikna olmanızı istedikleri şey daha derin yoksulluğu kabullenmek.