Akşener: 14 Mayıs’ta sadece Erdoğan’ı emekli etmeyeceğiz

Partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada seçimlere işaret eden İYİ Parti lideri Akşener, "14 Mayıs’ta sadece Sayın Erdoğan’ı emekli etmeyeceğiz. Aynı zamanda, özgür bir Türkiye’nin de önünü açacağız" dedi. Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in uğradığı suikastı da hatırlatan Akşener, Erdoğan'a "Sinan Ateş’in katilleri nerede? Katilleri kim saklıyor?" diye sordu. Konuşmasının sonunda Millet İttifakı'nın 'Ortak Politikalar Mutabakat Metni'ne değinen Akşener, "Türkiye’nin, daha önce görmediği bir ilke hep birlikte imza attık" dedi. Akşener, "Bu mücadele, istibdatın karşısında, hürriyetin mücadelesidir ve bu kutlu mücadele hiçbir kaprise, hiçbir inada, kurban edilemez" dedi.

Mayıs ayında yapılması planklanan seçimlere dikkat çeken İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, özgür, hukukun işlediği, istikrarlı bir Türkiye'nin temellerini atacaklarını söyledi. Akşener, "Biz, 14 Mayıs’ta sadece Sayın Erdoğan’ı emekli etmeyeceğiz. Aynı zamanda, özgür bir Türkiye’nin de önünü açacağız. Hukukun işlediği, adil bir Türkiye’nin de önünü açacağız. İnişli çıkışlı bir devri kapatıp, istikrarlı bir ekonominin de temellerini atacağız" diye konuştu.

Akşener, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Konuşmasının başında Ankara'da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetiyle başlayan Akşener, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Ateş'in katillerini sordu.

"14 Mayıs'a kadar Erdoğan'a hep aynı soruyu soracağım" ifadelerini kullanan Akşener, şöyle devam etti: "Sayın Erdoğan, Ankara'nın göbeğinde bir akademisyeni kim öldürdü? Ayağımda prangalar var dedin, tek söz sahibi ben olayım dedin ve ülkeyi bu ucube sisteme mahkum ettin. Madem prangaları çıkardın söyle; Sinan Ateş'in katilleri kim?"

"EYT'LİLER ŞİMDİ DE PRİME TAKILDI"

Konuşmasının devamında emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) düzenlemesine değinen Akşener, prim günüyle ilgili 5975'e kadar kademelendirme olduğunu anımsattı. EYT'lilerin prim günü sayısı nedeniyle yeni bir mağduriyet yaşadıklarına dikkati çeken Akşener, "Mevcut kanun teklifinde; 1999 yılında, yürürlüğe giren yasanın, zorunlu kıldığı, yaş sınırı, kaldırılıyor. Ancak bu sefer de; aynı yasanın artırdığı, prim ödeme gün sayısı, değiştirilmiyor" dedi. İktidarı eleştiren Akşener, " Madem giderayak, seçim için de olsa, milletin yararına, bir iş yapacaktınız; bari onu da, doğru düzgün yapsaydınız…" ifadelerini kullandı.

AKP'nin 2023 hedeflerine değinen Akşener, "Sayın Erdoğan, bundan tam 11 yıl önce, 2023 vizyonunu açıklamıştı. Sözde vizyon, özde atmasyon olan açıklamasını yaptığında, dolar kuru, 1 lira 75 kuruştu. Bugün nihayet, o vizyonun, gerçekleşeceği söylenen, 2023 yılına girdik… Ve dolar, 18 lira 81 kuruş… Sadece bu durum bile, aslında her şeyi anlatıyor" diye konuştu.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"14 Mayıs'a kadar Erdoğan'a hep aynı soruyu soracağım demiştim. Sayın Erdoğan, Ankara'nın göbeğinde bir akademisyeni kim öldürdü? Vicdana sığmayanı Türkiye’ye sığdıramazsın. Bu millet sana ne istediysen verdi, sense ucube bir sistemi başımıza bela ettin. 'Ayağımda pranga var' dedin, “Tüm yetkiler benim olsun” dedin. Madem prangalardan kurtuldun söyle o zaman Sinan Ateş’in katilleri nerede? Katilleri kim saklıyor?

"DEVLET CİNAYETİ ÖRTBAS ETME YERİ DEĞİLDİR"

Sayın Erdoğan bu alçakları bulmak senin vazifendir. Adaletin yerini bulmasını sağlamak senin boynunun borcudur. Can almayı kendine hak gören alçaklar bu ülkede elini kolunu sallayarak dolaşamaz. Devlet cinayeti örtbas etme yeri değildir. Devlet, vicdanını yaralama yeri değildir. Sustun, görmezden geldin. Artık üzerine düşen bir seçim yapmaktır. Ya bu şehir eşkıyalarını görmezden gelmeye devam edeceksin ya üzerine gideceksin. Ya makamının hakkını verip bu alçaklık karşısında dik duracaksın ya da katillerin karşısında boyun eğeceksin. Seçimini yap Sayın Erdoğan.

EYT DÜZENLEMESİ

Biliyorsunuz, EYT kanun teklifi, yüce Meclisimize sunuldu. Biz, en başından beri, EYT’li kardeşlerimizin sorununun çözümüne, bir sosyal yardım olarak değil; bir hak kaybının giderilmesi ve nesiller arası adaletin sağlanması olarak baktık. Bununla birlikte, sosyal güvenlik dengesine olan etkisini de göz ardı etmedik. Ne var ki, AK Parti İktidarı; vatandaşın faydasına olan, her meselede olduğu gibi; bunu da, bir lütuf gibi sunmaktan, geri durmadı.

Hatırlayın; Tarih 24 Ekim 2018…İYİ Parti Grubu olarak, EYT’li kardeşlerimizin sesini duyduk ve meselenin araştırılması için, Meclis’te bir önerge verdik. Yetinmedik, EYT’li kardeşlerimizle birlikte çalışıp, sürdürülebilir bir çözüm planını, beraber ortaya koyduk. Bu kürsüden de, tüm Türkiye’ye duyurduk. Hatta; EYT çözüm planımızın, yıllık maliyeti; geçmediğimiz köprüler, kullanmadığımız yollar, gitmediğimiz hastaneler, binmediğimiz uçaklar, yandaşlara ödenen, hazine garantilerinin, yıllık yükünden, daha azdı! Önergemiz, AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi. Çözüm planımız, duymazdan gelindi. Ama, nedense birden, EYT’li kardeşlerimiz için, ‘Çift dikiş’ diyenler; ‘Seçim kaybetsem bile yapmam’ diyenler; ‘Zaten yapacaktık, zamanının gelmesini bekliyorduk’ demeye başladılar. Olsun…Hep söylüyorum. Bizim çözümlerimiz, projelerimiz, mirî maldır.Alsınlar, uygulasınlar. Biz, milletimizin yararına olan, her projemizin, hayata geçirilmesinden, ancak memnuniyet duyarız. Yeter ki, doğru düzgün uygulasınlar… Ama gelin görün ki; Eskiler, ‘Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır, ya baş’ demişler… Hemen her konuda olduğu gibi, EYT konusunda da yarım yamalak iş yaptılar. Yeni mağdurlar meydana getirmekten çekinmediler.

Mevcut kanun teklifinde; 1999 yılında, yürürlüğe giren yasanın, zorunlu kıldığı, yaş sınırı, kaldırılıyor. Ancak bu sefer de; aynı yasanın artırdığı, prim ödeme gün sayısı, değiştirilmiyor. Oysa iktidar, yaptığı kafa karıştırıcı açıklamalarla, insanlarımızı bunun tersine inandırdı ve gelinen noktada, EYT’li kardeşlerimiz, şimdi de, prime takıldılar. Buradan, iktidara seslenmek istiyorum; Net bir şekilde bilgilendirmediğiniz için, vatandaşlarımız; borçlanma hakkından, faydalanmak adına; arabasını sattı, kredi çekti, para yatırdı. Şimdi onlara, ‘Prim ödeme gün sayınız yetmiyor’ diyorsunuz. Biz boşuna, ‘Devlet Ciddiyet Yakışır’, ‘Devlete Liyakat Yakışır’ demiyoruz… Madem, bizim çağrımız ve mücadelemizle harekete geçtiniz; bari, çözüm önerimizi de, bütünüyle alsaydınız… Madem giderayak, seçim için de olsa, milletin yararına, bir iş yapacaktınız; bari onu da, doğru düzgün yapsaydınız…

Nitekim; bu meseleden etkilenen, bir başka kesim de, sayıları milyonu bulan, staj ve çıraklık mağdurlarımız... Onların sorunlarının da bu kanun teklifiyle, çözülmesini bekliyorduk. Ama sizin, bir şeyi, bin defa söylemeden, yapmamak gibi, bir garip huyunuz var. Yazıktır, günahtır! Bu insanların haklarını, niye vermiyorsunuz? Bu konu için de, önerge verdik. İYİ Parti olarak; ‘Mağdur kardeşlerimizin, çıraklığa ve staja başladıkları tarih, uzun vadeli sigorta başlangıcı olarak sayılsın.” dedik. ‘Hak ve adalet, bunu gerektiriyor’ dedik. Seçime kadar, gerekeni yaptılar, yaptılar… Yapmazlarsa, kimse merak etmesin… 14 Mayıs’tan sonra, biz geliyoruz. İYİ Parti iktidarında, emeklilik sistemini, tümüyle ele alacağız. Adil, sürdürülebilir ve gerçekçi bir sistemi, tüm emekçilerimizle buluşturacağız.Emin olun, çok az kaldı.

"AHMAKLIĞA, ‘AHMAKLIK’ DEMEK BİLE, SİYASİ YASAK SEBEBİ OLDU"

Sayın Erdoğan, bundan tam 11 yıl önce, 2023 vizyonunu açıklamıştı. Sözde vizyon, özde atmasyon olan açıklamasını yaptığında, dolar kuru, 1 lira 75 kuruştu. Bugün nihayet, o vizyonun, gerçekleşeceği söylenen, 2023 yılına girdik… Ve dolar, 18 lira 81 kuruş… Sadece bu durum bile, aslında her şeyi anlatıyor. Geçtim vizyonu, büyük bir çapsızlığın, ibretlik eseri, tüm görkemiyle, karşımızda duruyor. Mesela; 2012’de, Sayın Erdoğan demişti ki; ‘Siyasete katılma ve siyaset yapma hakkına getirilen yasaklar, ortadan kaldırılacak.’ Ancak gelin görün ki; 2023’te, ahmaklığa, ‘ahmaklık’ demek bile, siyasi yasak sebebi oldu. Mesela, demişti ki; ‘İşsizliği, yüzde 5’e çekeceğiz.’ Ancak gelin görün ki; 2023’te, bu da yalan oldu. İş aramaktan umudunu kesenleri bile, işsiz saymayan TÜİK’in, makyajlı rakamlarına rağmen; hedefi tutturmayı geçtim, işsizliği katladılar. Mesela, demişti ki; ‘Dünyanın en büyük, 10 ekonomisi arasına gireceğiz.’ 2023’e geldiğimizde, bırakın yükselmeyi, yerimizi bile koruyamadık. 2012’de, dünyanın 17’nci ekonomisiydik; 2023’te 20’nci ekonomisi olduk. Mesela; Sayın Erdoğan demişti ki; ‘Ar-Ge harcamalarında, dünyada 1’inci lige çıkacağız.’ Peki, 2023’te ne oldu? Ar-Ge’de, amatör kümeye düştük… Ancak hakkını yemeyelim. Mesela; yolsuzlukta 1’inci lige çıktık. İsrafta, 1’inci lige çıktık. Hatta enflasyonda, dünya şampiyonluğuna oynuyoruz. Mesela, yine 2012’de, demişti ki; ‘Türkiye, teknoloji ihraç eden ülke olacak.’ 2023’te ise; bu fevkalade parlak arkadaşımız, herhalde, kendi vizyonunu, yanlış anlamış olacak; Türkiye, maalesef, teknoloji ihraç eden değil, teknoloji ithal eden bir ülke oldu.

Ez cümle; Sayın Erdoğan’ın, yine bir seçim döneminde, 2023 vizyonu diye şişirdiği, boş vaatleri, her zamanki gibi, yine baştan sona yalan oldu…Aziz milletim Bir şirket müdürü düşünün: Şirketi büyüteceğini söylesin; ama şirketi küçültsün. ‘Kâr rekoru kıracağım’ desin; ama zarar rekoru kırsın. Şirket zarar ederken, borçlanıp uçak alsın. İşleri, eşe dosta paslayıp, şirketin kasasını boşaltsın. Çalışanlara maaş ödeyemezken, lüks ofisinde, tüm gün ense yapsın. Sizce bu müdüre ne yaparlar? Kovarlar değil mi? İşte 14 Mayıs’ta, biz de, Beştepe’deki müdürü kovacağız! Yaptıklarının hesabını, milletimizle birlikte, sandıkta soracağız! Şunun şurasında, 102 gün kaldı.

Dünya Bankası verilerine göre; dünyadaki toplam ihracatın yüzde 20’si, yüksek teknolojili ürünlerde gerçekleşiyor. Bizdeyse bu oran, 2007 yılında, yüzde 2,1 iken, 2021’de, yüzde 3,3 oldu…” diyen Akşener, “Şimdi elbette, ‘Burada büyük başarı var’ diyecek, AK Partili, havuz yorumcuları olabilir. Ama maalesef, işin aslı pek de öyle değil. Çünkü aynı dönemde, bu oran; Romanya’da yüzde 4,4’ten yüzde 11,5’e, Polonya’da yüzde 3,8’den yüzde 9,4’e, Çekya’da ise yüzde 15,2’den yüzde 20,3’e çıkmış.

Üretimlerinde, esaslı bir teknolojik dönüşüm yaşayan ülkeler, ileriye doğru bir sıçrama yaparken; AK Parti’nin, kendisine vizyoner yönetim anlayışıysa, bizi yarı yolda bırakmış.Peki bu duruma şaşırıyor muyuz?Maalesef şaşırmıyoruz.Çünkü bu sıçramayı yapabilmek için; işinin ehli, alanında uzman kadrolarla çalışmak gerekiyor.Ama biliyorsunuz ki, bizde böyle kadrolar yok. Onun yerine; Bay Kriz ve Nebati Bakan ikilisi gibi bir realite var…

"BAY KRİZ VE İKTİDARININ VİZYONSUZLUĞU, TÜRKİYE’YE 20 YIL KAYBETTİRDİ"

Hâlbuki; dünyanın, en güzel coğrafyasında yaşıyoruz. Dünyanın, en bereketli topraklarında yaşıyoruz. İmkânları ve kaynakları olan, zengin bir ülkeyiz. Çok büyük potansiyeli olan, güçlü bir ülkeyiz. Emin olun, Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yok.Zengin, mutlu ve huzurlu bir Türkiye’nin önünde, tek bir engelimiz var:Bay Kriz ve beceriksizliğiyle, artık global bir marka haline gelen ekibi…Nitekim, bu yıldızlar karmasının liyakatli yönetiminde; rekabet endeksinde, 36 OECD ülkesi arasında, sonuncu sıradayız. Yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatında, dünyada 38’inci sıradayız.Küresel piyasalarda, yüksek teknoloji ürünlerinin oluşturduğu pazar, son 20 yılda, toplam pazarın, yüzde 35’ine ulaşarak, 15 trilyon dolara yükseldi. Ülkemizde ise, yüksek teknoloji ürünlerinin, ihracattaki payı, yüzde 3 seviyesinde kaldı. Yani bu oranla; Malezya, Polonya, Meksika, Peru gibi ülkelerin bile, gerisinde kaldık.

Türkiye’nin, 15 trilyon dolarlık bu devasa pazarın, dışında kalması, tamamen 'Bay Kriz'in eseridir. Bu pazardan, yüzde 1 pay alabilseydik bugün, dış ticaret fazlası veren, zengin, müreffeh bir Türkiye’de yaşıyorduk. İşin en acı tarafı da nedir, biliyor musunuz? Türkiye, bu pazardan önemli bir pay almak için ihtiyacı olan her şeye sahipti. Ama ne yazık ki; Bay Kriz ve iktidarının vizyonsuzluğu, Türkiye’ye 20 yıl kaybettirdi.

Biz, 14 Mayıs’ta sadece Sayın Erdoğan’ı emekli etmeyeceğiz. Aynı zamanda, özgür bir Türkiye’nin de önünü açacağız. Hukukun işlediği, adil bir Türkiye’nin de önünü açacağız. İnişli çıkışlı bir devri kapatıp, istikrarlı bir ekonominin de temellerini atacağız. Yatırımların önündeki, tüm engelleri de, hızla, 100 gün içinde, ortadan kaldıracağız.Ve Türkiye’yi bir yatırım üssüne çevireceğiz. 14 Mayıs, güçlü ve zengin bir Türkiye’nin, ilk adımları olacak! 14 Mayıs, özgür ve demokratik bir Türkiye’nin, kırılan zincirleri olacak! 14 Mayıs, milletimizin evindeki, ocağındaki, gönlündeki huzurun, başlangıcı olacak. Hiç merak etmeyin; 14 Mayıs’tan sonra, her şey çok İYİ, her şey çok güzel olacak.

ORTAK POLİTİKALAR MUTABAKAT METNİ

Biliyorsunuz, pazartesi günü 6 siyasi parti olarak, Ortak Politikalar Metni'mizi, kamuoyuyla paylaştık. Çalışmamız; yarının, kalkınan, zenginleşen ve demokratikleşen Türkiye’si yolunda, atacağımız adımları tariflerken aynı zamanda, istibdata karşı, hürriyetin sesini savunuyor. Yandaşa karşı, milletin sesini savunuyor.İsrafa, yolsuzluğa ve yandaş ekonomisine karşı,refahta eşitlenen Türkiye’yi savunuyor.

1 yıldır, ısrarla söylediğimiz bir şey vardı.Biz, 6 siyasi parti olarak, bu zamana kadar; İktidarın, önümüze yuvarladığı, siyasi yün yumaklarıyla değil seçimi kazandıktan sonra, neler yapacağımızla ilgilendik.İşte bu çalışma da, 14 Mayıs’tan sonra yapacaklarımızın somut planıdır. Sayın Erdoğan ve saz arkadaşları, giderayak, kendilerini dedikodularla, iftiralarla ve hamasetle oyalarken biz, milletimiz için, memleketimiz için çalıştık.İnsanlarımızın, mutlu geleceği için çalıştık.Yoksulluğu, nasıl bitireceğimize çalıştık. Zenginliği, nasıl getireceğimize çalıştık.

85 milyonun, huzurla nefes alacağı bir Türkiye’yi nasıl inşa edeceğimize çalıştık. Ortak aklın ışığında, sorunlarımızı konuştuk. Çözümler için, hep birlikte emek verdik. Zengin, mutlu ve huzurlu bir Türkiye için;milletimizin yüzünün, umutla güldüğü, yarının Türkiye'si için hep birlikte hazırlandık ve Türkiye’nin, daha önce görmediği bir ilke hep birlikte imza attık.

Bu vesileyle; Ortak Politikalar Metnimizin, hazırlanmasında emeği geçen;tüm genel başkanlara, ortak çalışma gruplarında yer alan, genel başkan yardımcılarımıza, sivil toplum, iş dünyası ve akademi paydaşlarımıza ve bu olağanüstü çalışmanın, tüm yükünü sırtlayan, uzman arkadaşlarımıza, yürekten teşekkür ediyorum.Çalışmamız, milletimize ve memleketimize, hayırlı, uğurlu olsun. Değerli dava arkadaşlarım; Millet İttifakı, millete rağmen değil; milletle beraber yol yürüyecektir.Yani, muhalefetin istikametini, milletimiz çizecektir.

Millet İttifakı, millete rağmen değil; milletle beraber yol yürüyecektir. Yani, muhalefetin istikametini, milletimiz çizecektir. Yani; 'Milletin istiklalini, yine milletin, azim ve kararlılığı kurtaracaktır.' Bu yüzden, bizler; sosyal medya operasyonlarına, sözde kulis bilgileriyle yapılan, yönlendirmelere, tenha köşelerden kurgulanan, abluka girişimlerine, kulaklarımızı tıkayıp, sadece ve sadece, milletimizin sesini duyacağız! Çünkü bizim yürüttüğümüz bu mücadele; pazarlık siyaseti peşinde koşanların değil; milletin selameti için, sabredenlerin mücadelesidir. Bu mücadele; 'Millet İttifakı kazanırsa, milletimiz kazanır, bu da bize yeter' diyen, serdengeçtilerin mücadelesidir.

"BU MÜCADELE HİÇBİR KAPRİSE, HİÇBİR İNADA, KURBAN EDİLEMEZ"

Bu mücadele; nefsini, memleket sevgisinin önüne koymayan, Türkiye sevdalılarının mücadelesidir. Bu mücadele; Gezi’de sesini duyurmaya çalışanların; en ücra mahallelerde, sandık başında, sabahlara kadar müşahitlik yapanların; Boğaziçi Üniversitesi’nde, haysiyetini korumaya çalışan, akademisyenlerin mücadelesidir. Bu mücadele; baskı altında, nefes alamayan, gençlerimizin; şiddete, açlığa ve sefalete mahkûm edilen, çocuklarımızın AK Partili olmadığı için, makbul vatandaş kabul edilmeyen milyonların; sürekli olarak haksızlığa uğratılan, mazlumların mücadelesidir. Bu mücadele; öldürülen kadınların; şiddet gören doktorlarımızın; atanamayan öğretmenlerimizin; enflasyon altında ezilen babalarımızın; çocuğuna et yediremeyen, annelerimizin mücadelesidir. Bu mücadele; Batılın karşısında, hakkın mücadelesidir. Bu mücadele, haramın karşısında, helalin mücadelesidir. Bu mücadele, zulmün karşısında, istiklalin mücadelesidir. Bu mücadele, istibdatın karşısında, hürriyetin mücadelesidir ve bu kutlu mücadele hiçbir kaprise, hiçbir inada, kurban edilemez. Hiçbir şahsi hırsa, hiçbir koltuk hesabına, feda edilemez. Milletin iradesi dışında, hiçbir iradeye boyun eğmez.

Biz, Millet İttifakı’nı, ferasetle, feragatle, fedakarlıkla kurduk. İstibdat zincirlerini kırmak, umudu yaşatmak için kurduk. Türkiye’ye, hak ettiği istikbali sunmak için kurduk. Kimse merak etmesin. Kazanana kadar da buradayız. Hiçbir yere gitmiyoruz! Sandık ufukta gözüktü. Geri sayım başladı. Onların yalanlarının üzerine, İYİ Parti’nin, hakikat güneşi doğacak. Onların kumar masalarını, İYİ Parti’nin, stratejik aklı yıkacak. Onların Bizans oyunlarını, İYİ Parti’nin, milletinden aldığı feraseti bozacak."

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Sandığa giderken bunları hatırla İmamoğlu'ndan YSK'ye eleştiri: Süreci yönetemediler AKP’nin sarsılan kalesi düşecek mi? Erbakan, 'İstanbul adayımızı çekmeye hazırız' diyerek şartlarını sıraladı İlk kadın başkan olacak